Şimdi bu sihirli pabuçlar seni iki saniyede evine götürecek. | Open Subtitles | والآن، هذا الحذاء السحري سوف يأخذك إلىالوطنفى غضونثانيتين. |
Bazen sizi en kötü zamanda, bir yerlere götürür... | Open Subtitles | وأحياناً، يأخذك العمل في أسوأ وقت على الإطلاق |
Benim hoşuma gitmişti. Seni dans edebileceğimiz bir yere götürmek istiyorum. | Open Subtitles | أريد أن يأخذك إلى المكان الذي يمكننا القيام به بعض الرقص. |
sizi yarın yemeğe götürebilir miyim? | Open Subtitles | يمكنني أن يأخذك وإلسا لتناول الغداء غدا؟ |
İşimize karışan her kimse, seni benden almasına izin vermeyeceğim ! | Open Subtitles | أياً كان هذا المتطفل لن أدعه يأخذك منـّي |
- İyi geceler. Gelin, sizi masanıza götüreyim. | Open Subtitles | إذا كنت تأتي معي، أنا يأخذك في الجدول الخاص بك. |
Aslında, gerçek bir romantik akşam için seni şehre götüreceğim. | Open Subtitles | في الواقع، أنا ستعمل يأخذك ليلة رومانسية حقيقية على المدينة. |
Bu düğmelerden birine basarak sizi herhangi bir odaya götürebilirim. Herhangi bir düğmeye. | Open Subtitles | هو يمكن أَن يأخذك إلى أي غرفة في المصنع بضغط أحد هذه الأزرارِ، أي منها |
Bence yeterince ceza aldı. İzin ver seni havalanına götürsün. | Open Subtitles | أعتقد بأنه تعاقب كفاية دعيه يأخذك إلى المطار |
sizi oraya daha sonra götürürüm.Bu en iyi yol ve... | Open Subtitles | أنا سوف يأخذك هناك في وقت لاحق. وهذا هو أفضل وسيلة و |
sizi De Vil'in yerindeki yavrulara götürecek olan Albay'a yönlendirecek. | Open Subtitles | هو سوف يوصلك إلى الكولونيل والكولونيل سوف يأخذك مباشرة إلى جرائك وقصر فيل |
O seni bankamıza götürecek ve para, akşam yemeğinden önce eline geçecek. | Open Subtitles | وسوف يأخذك إلى مصرفنا. انت وسيعطيك المال قبل العشاء |
Kıçımdaki bu ağrı beni cehenneme götürecek! | Open Subtitles | هذا الألم فى المؤخرة و سوف يأخذك الى الجحيم |
İzin verirsen hayal gücün seni istediğin yere götürür. | Open Subtitles | انه لمن العجيب اين يأخذك العقل اذا سمحتى له |
Bu güzergâh sizi İtalya'nın en iyi şaraplarının üretildiği müthiş üzüm bağlarına götürür. | Open Subtitles | يأخذك من خلال غطاء واق من الكروم إنتاج أعظم النبيذ الأحمر الإيطالي: |
Bir kaç dakikaya seni eve götürmek için burada olacak. | Open Subtitles | وقالت انها سوف تكون هنا في بضع دقائق، يأخذك الوطن. |
Yarım saat sonra piyano dersim var. Belki baban götürebilir. | Open Subtitles | سأعطي درسا في البيانو خلال نصف ساعة ربما يأخذك أبوك ِ |
Yine de sen benim oğlumsun ve kimsenin seni benden almasına izin vermeyeceğim. | Open Subtitles | ولكنك لا تزال إبني ، ولن أسمح لأي شخص يأخذك بعيداً عني |
İstersen sen de gel, ya da seni bir yere götüreyim. Nasıl istersen. | Open Subtitles | يمكنك إما تأتي مع أو يمكن أن يأخذك في مكان ما، كل ما هو أفضل. |
Seni dışarıya güzel bir restorana götüreceğim. | Open Subtitles | كنت ستعمل يأخذك إلى أحد المطاعم الفاخرة. |
Bizim sağımızda, yani dördüncü sırada, istersen seni oraya götürebilirim. | Open Subtitles | هذا هو الحق من قبلنا. أعني، هو الجحيم المستوى الرابع، ولكنني لن يأخذك على هناك إذا كنت تريد. |
Nişanlına söyle seni Fransa'da istiridye yemeye götürsün. | Open Subtitles | اجعلي خطيبك يأخذك الى مطعم فرنسي ويطلب لك محار |
Seni bodruma götürüp, tekerleme söylerken yavaşça uzuvlarını kesişini hayal edebiliyorum. | Open Subtitles | يمكنني أن أراه يأخذك للقبو و يغني لك أغنية فيكتورية مخيفة |
Yine de bunlara dalıp gitmek heyecan verici çünkü sizi bilginin uç noktasına götürüyor ve orada ne bulacağınızı asla bilemezsiniz. | TED | لأنّه يأخذك إلى حافة المعرفة، حيث لا يمكنك أن تعرف ما سيكون بانتظارك هناك. إذن، سؤالين |
Adamın biri seni sokaktan alıp ofisine götürüyor, elbiselerini çıkartıyor ve tekliflere boğuyor. | Open Subtitles | رجل يأخذك من الشارع الى مكتبه يجعلك تخلعين ثيابك ويراودك عن نفسك |
Sana kendisini gerçekten adayacak seni kollarına alacak seni gerçekten sevecek biriyle görünmekten korkuyorsun. | Open Subtitles | من أن تتم رُؤيتكِ عن طريق شخصٍ يرى ما تحتاجين إليه و يستطيع حقاً أن يعطيكِ إياه و يأخذك بين ذراعيهِ |