ويكيبيديا

    "يؤكد" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • doğruladı
        
    • teyit
        
    • onayladı
        
    • onaylıyor
        
    • gösteriyor
        
    • göre
        
    • dair
        
    • doğrular
        
    • doğrulayabilecek
        
    • garanti
        
    • gösterir
        
    • destekliyor
        
    • doğrulayabilir
        
    • emin
        
    • doğrulandı
        
    Zaman ayırdığınız için teşekkürler bayan. Bu karşımızda bir şekil değiştiren olduğunu doğruladı. Open Subtitles شكرًا لك على وقتكِ يا سيدتي حسنًا, ذلك يؤكد أننا نتعامل مع متحول
    Son 24 saatte nerede olduğunuzu teyit edecek biri var mı? Open Subtitles كنت قلقاً أيمكن لأحد أن يؤكد أين .كنت بالـ24 ساعة الماضية؟
    Kremlin'de bugün imzalanan anlaşmayı onayladı... Open Subtitles بيان صحفيّ مشترك وُقع اليوم في الكرملين يؤكد
    Bilgisayar seyir defteri, bu geminin Thor'un bulunduğu gemi olduğunu onaylıyor. Open Subtitles سجل الحاسوب يؤكد ذلك هذه نفس السفينة التي كان عليها ثور
    Bu da izlediğimiz tüm mastürbasyon seanslarının aynı şekilde ilerlediğini gösteriyor. Open Subtitles و هذا ما يؤكد كل حالة استمناء رصدناها تتبع هذا النمط
    - Her... - Balistik raporlarına göre, her olayda farklı silah kullanılmış. Open Subtitles المقذوفات يؤكد أن الرصاصات 4 وجاء في الفترة من 4 بنادق مختلفة
    Şerifin bürosundakiler nerede olduklarına dair bir fikirleri olmadığını söyledi. Open Subtitles مكتب العمدة هنا يؤكد أنه ليس لديه فكرة عن مكانهم
    Bu da olay yerinde bulunan silahın cinayet için kullanıldığını doğrular... Open Subtitles هذا يؤكد السلاح الذي وجد في المشهد الذي إستعمل لقتل هذه
    Farkındayız çünkü... en son yapılan rastgele seçilmiş kontrollü değerlendirmeler bunun etkili olduğunu doğruladı. TED ونعلم ذلك بسبب أنّ أحدث تقييم تحكم عشوائي يؤكد فاعليته.
    Bir yüksek Beyaz Saray kaynağı yarın sabah Washington'da olmasının beklendiğini doğruladı. Open Subtitles مصدر بالبيت الأبيض .. . رفيع المستوى يؤكد بأنه من المتوقع ان يكون في واشنطن في صباح الغد
    Dönüşünüzde, sinirsel aktivite düşüyor ve depresyon başlıyor. Kan sonuçları bunu doğruladı. Open Subtitles عند عودتك ، بدأ النشاط العصبى يقل و يبدأ الإحباط و تحليل الدم يؤكد ذلك
    Bu belge, paranın Bay Karpov'dan, burada açtığımız yeni hesabınıza geçtiğini teyit ediyor. Open Subtitles هذا يؤكد وصول الأموال من السيد كاربوف إلى حسابك الجديد الذي أنشأناه هنا
    Banka havaleyi teyit edince, özgür olacaksın. Open Subtitles بمجرد أن يؤكد البنك التحويل ستكون رجلاً حراً
    Beyaz Saray, Mojave Çölü'nde 22:59'deki patlamanın nükleer olduğunu teyit etti. Open Subtitles البيت الابيض يؤكد الانفجار في صحراء موجافي الذي حدث منذ 4 ساعات في تمام الساعة 10: 59 هو في الحقيقة انفجار نووي
    Yer radarı on varil böcek ilacı olduğunu onayladı. Open Subtitles الرادار الأرضي يؤكد بأننا حصلنا على عشر دبابات من المبيدات الحشرية
    Boya dükkanındaki malzemelerin laboratuvar testleri toksinlerin toz halde olduğunu onaylıyor. Open Subtitles نتائج المعمل في متجر الطلاء يؤكد أن السم في صورة بودرة
    Bu örnekle başladım, çünkü bu doğa hakkında ne kadar az şey bildiğimizi gösteriyor. TED طرحت هذا المثال في البداية، لأنه يؤكد مدى قلة ما نعرفه عن الطبيعة.
    Buna göre ölüm sebebi şakak kemiğinin mastoid çıkıntısına vurulması ve kopartılması. Open Subtitles يؤكد أن الضرب و التمزق من القذالي إلى الخشائية سبب مُحتمل للوفاة.
    Yani eğer Hunt'ın Kennedy ve Chappaquiddick hakkında kitap aldığına dair bir kağıt parçası varsa... Open Subtitles ليس هناك دليل كافي نحتاج إلى دليل كتابي يؤكد أن هنت كان يطلب كتبا عن كينيدي و عن شاباكيديك
    Bir ara orada yaşamış olsa dahi, annenin hikayesini doğrular. Open Subtitles لو كان قد أقم هناك لقترة فهذا يؤكد كلام والدتك
    Bunu doğrulayabilecek birisi var mı? Open Subtitles تماماً مثل كل صباح آخر. هل يمكن أي أحد أن يؤكد ذلك؟
    İşbirliği yaptığımız sürece güvenliğimizi garanti ediyorlar. Open Subtitles قائدهم يؤكد لنا أننا سنُعامل بإنسانيةٍ . طالما أنكم تتعاونون مع مطالبه . أصدق حُسْن نيّته.
    Biliyorum, bunun hakkında aşırı biçimde ısrarcıyım, ama bu da ne kadar önemli olduğunu gösterir değil mi? Open Subtitles أنا أعرف ، أنا مهتم بهذا الموضوع بشدة و لكن هذا يؤكد على أهميته ، أليس كذلك ؟
    Sorgu yargıcının raporu da bunu destekliyor. Yani McCall, nefsi müdafaaydı demek için Hastings'in tornavidayla üstüne geldiğine dair yalan söyledi. Open Subtitles وتقرير الطبيب الشرعي يؤكد ذلك اذا ماذا,ماكول كذب قال ان هاستينغس لحق به
    Benim diş muayenelerim Montreal'de yapıldı. Bir dişçi bunu doğrulayabilir. Open Subtitles كنت أراجع عيادة الأسنان في مدينة مونتريال طبيب الأسنان سوف يؤكد ذلك
    Bunların neye güleceğinden nasıl emin olabilirsin ki? Open Subtitles من يمكنه أن يؤكد بأنهم سيسخرون من الاسم ؟
    DNA testi ile doğrulandı. Open Subtitles الحمض النووي يؤكد أنه جاء من مركز فيينا الدولي لدينا.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد