- Bütün ordu bu olmalı. - Hala yerleşiyorlar efendim. | Open Subtitles | هذا الجيش كله يجب أن يكون قد حدد مواقعه ياسيدى |
Benimle konuşmak istediniz, efendim belki de benim söyleyecek bir şeyim olmadığını düşündünüz. | Open Subtitles | لقد طلبت التحدث لى ياسيدى ربما لأنك تعتقد أنه ليس لدى شيئاً لقوله |
- Pardon ama efendim, aynı yerde dönüp dolaşıyormuşuz gibi geldiği kabul etmelisiniz. | Open Subtitles | معذرة ياسيدى ولكنك يجب أن تٌقر بأن الامر يبدو وكأننا ندور فى دوائر |
Ama çocuklarımızın bakımı, kullandıkları ilaçlar bizden daha önemli, efendim. | Open Subtitles | لكن مصاريف اطفالنا ودواء العجائز هذا مهم جدا لنا ياسيدى |
Şu halde sizi rahatsız ettiğimiz için özür dileriz bayım. | Open Subtitles | في هذه الحالة، يجب علينا الاعتذار عن ازعاجكم ياسيدى |
Yardımcı olamadığımız için kusura bakmayın efendim. | Open Subtitles | للأسف لا نستطيع أن نقدم أى مساعدة ياسيدى |
Her adımında bize fetihlerini anımsatan bir yaradan, ne kadar pişmanlık duyabilirsin efendim? | Open Subtitles | كيف تندم ياسيدى على الجروح التى تذكرنا فى كل خطوة بفتوحاتك؟ |
İçerde, efendim. Sanırım mahkeme sona ermek üzere. | Open Subtitles | هناك ياسيدى الجلسة أوشكت على الإنتهاء فيما أعتقد |
Teklifinizi duyduğumda, efendim, açıkçası çok şaşırdım. | Open Subtitles | فى الحقيقة ياسيدى , أنا ذهلت عندما . سمعت إقتراحك |
Eğer bana soruyorsanız, efendim, çift taraflı bir ifade. | Open Subtitles | ، حسناً، إذا أردت رأيى ، ياسيدى . هذا حديث خادع |
Oh, 12 geçiyor, efendim. Onlar çoktan gittiler. | Open Subtitles | . حسناً، لقد تجاوزنا الـ 12، ياسيدى . ذهبوا |
Affınıza sığınarak, efendim, sanırım tüm komutanları alarma geçirmeliyiz. | Open Subtitles | , مع كل إحترامى ، ياسيدى أعتقد يجب أن نبلغ . كل القادة |
Kendine de bir şey al. Çok teşekkür ederim, efendim. Ben bir puro alacağım. | Open Subtitles | خذ لنفسك شيئا شكراً للطفك الكبير ياسيدى سآخذ سيجار |
Eğer bir şey isterseniz, efendim, Ben dışarıda olacağım. | Open Subtitles | سأبقى بالخارج ياسيدى فى حالة إذا ما إحتجت إلىَ |
Bu adam 7 Aralık 1941 de esrarengiz bir şekilde kayboldu. Bu bugün, efendim. | Open Subtitles | هذا الرجل إختفى بطريقة غامضة فى 7 ديسمبر سنة 1941 , إنه اليوم ياسيدى |
- Toz bulutu efendim. - İşte. Baharat madeni. | Open Subtitles | سحابه غبار اتيه ياسيدى انها مناجم السباسى. |
Bunu çok ilginç bulacaksınız efendim. En son dakikaya kadar çalışacaklar. | Open Subtitles | ستجد هذا مثير ياسيدى سيعملون وحتى اخر دقيقه |
Arazide oturuyor, efendim onu hasta ediyorlar, efendim. | Open Subtitles | حسنا,انه في يجلس في المفترق وهم يجعلوه كالكلب المريض ,ياسيدى |
Tam önümüzde, efendim, 101. bölgede köprünün hemen üzerindeyiz, tamam. | Open Subtitles | انه امامنا ياسيدى ونحن على الجسر بالطريق 101,حول |
bayım, ödül durumları için genellikle "sorgusuz sualsiz" derler. | Open Subtitles | حسناً ياسيدى فى المواقف التى تعرض عليها مكافأة لا يطرحون الأسئلة عادة |
Gemilerin boyutları... - Bilinmeyen biçimde, komutanım. | Open Subtitles | بحجم المقاتلات غير معلومة التركيب ياسيدى |
- Helo, avcı uçakları geri çekilirken bizi korusun. - Emredersiniz. | Open Subtitles | -أأمر مركباتنا بأن تؤمن تراجعنا نعم ياسيدى |
Gözünüzü kırpmadan Dünya'nın hepsini alabilirsiniz, üstat. | Open Subtitles | أنت من المُمكن أن تُقاتل كُل من على الأرض, ياسيدى. من دون أن ترمش لك عين. |
Onu affedin, Monsieur. | Open Subtitles | ارجو ان تسامحها ياسيدى , انها متأثرة جدا بوفاته |
- Buraya gel! - Evet, patron! | Open Subtitles | هيا بنا حسنا ياسيدى |
Affedersiniz, Mösyö. Bu acil bir durum. | Open Subtitles | سنجد الحل عفوا ياسيدى ,انها حالة طارئة. |