"ياسيدى" - Translation from Arabic to Turkish

• efendim
• bayım
• komutanım
• Emredersiniz
• üstat
• Monsieur
• patron
• Mösyö

- Bütün ordu bu olmalı. - Hala yerleşiyorlar efendim.
هذا الجيش كله يجب أن يكون قد حدد مواقعه ياسيدى

Benimle konuşmak istediniz, efendim belki de benim söyleyecek bir şeyim olmadığını düşündünüz.
لقد طلبت التحدث لى ياسيدى ربما لأنك تعتقد أنه ليس لدى شيئاً لقوله

- Pardon ama efendim, aynı yerde dönüp dolaşıyormuşuz gibi geldiği kabul etmelisiniz.
معذرة ياسيدى ولكنك يجب أن تٌقر بأن الامر يبدو وكأننا ندور فى دوائر

Ama çocuklarımızın bakımı, kullandıkları ilaçlar bizden daha önemli, efendim.
لكن مصاريف اطفالنا ودواء العجائز هذا مهم جدا لنا ياسيدى

Şu halde sizi rahatsız ettiğimiz için özür dileriz bayım.
في هذه الحالة، يجب علينا الاعتذار عن ازعاجكم ياسيدى

Yardımcı olamadığımız için kusura bakmayın efendim.
للأسف لا نستطيع أن نقدم أى مساعدة ياسيدى

Her adımında bize fetihlerini anımsatan bir yaradan, ne kadar pişmanlık duyabilirsin efendim?
كيف تندم ياسيدى على الجروح التى تذكرنا فى كل خطوة بفتوحاتك؟

İçerde, efendim. Sanırım mahkeme sona ermek üzere.
هناك ياسيدى الجلسة أوشكت على الإنتهاء فيما أعتقد

Teklifinizi duyduğumda, efendim, açıkçası çok şaşırdım.
فى الحقيقة ياسيدى , أنا ذهلت عندما . سمعت إقتراحك

Eğer bana soruyorsanız, efendim, çift taraflı bir ifade.
، حسناً، إذا أردت رأيى ، ياسيدى . هذا حديث خادع

Oh, 12 geçiyor, efendim. Onlar çoktan gittiler.
. حسناً، لقد تجاوزنا الـ 12، ياسيدى . ذهبوا

Affınıza sığınarak, efendim, sanırım tüm komutanları alarma geçirmeliyiz.
, مع كل إحترامى ، ياسيدى أعتقد يجب أن نبلغ . كل القادة

Kendine de bir şey al. Çok teşekkür ederim, efendim. Ben bir puro alacağım.
خذ لنفسك شيئا شكراً للطفك الكبير ياسيدى سآخذ سيجار

Eğer bir şey isterseniz, efendim, Ben dışarıda olacağım.
سأبقى بالخارج ياسيدى فى حالة إذا ما إحتجت إلىَ

Bu adam 7 Aralık 1941 de esrarengiz bir şekilde kayboldu. Bu bugün, efendim.
هذا الرجل إختفى بطريقة غامضة فى 7 ديسمبر سنة 1941 , إنه اليوم ياسيدى

- Toz bulutu efendim. - İşte. Baharat madeni.
سحابه غبار اتيه ياسيدى انها مناجم السباسى.

Bunu çok ilginç bulacaksınız efendim. En son dakikaya kadar çalışacaklar.
ستجد هذا مثير ياسيدى سيعملون وحتى اخر دقيقه

Arazide oturuyor, efendim onu hasta ediyorlar, efendim.
حسنا,انه في يجلس في المفترق وهم يجعلوه كالكلب المريض ,ياسيدى

Tam önümüzde, efendim, 101. bölgede köprünün hemen üzerindeyiz, tamam.
انه امامنا ياسيدى ونحن على الجسر بالطريق 101,حول

bayım, ödül durumları için genellikle "sorgusuz sualsiz" derler.
حسناً ياسيدى فى المواقف التى تعرض عليها مكافأة لا يطرحون الأسئلة عادة

Gemilerin boyutları... - Bilinmeyen biçimde, komutanım.
بحجم المقاتلات غير معلومة التركيب ياسيدى

- Helo, avcı uçakları geri çekilirken bizi korusun. - Emredersiniz.
-أأمر مركباتنا بأن تؤمن تراجعنا نعم ياسيدى

Gözünüzü kırpmadan Dünya'nın hepsini alabilirsiniz, üstat.
أنت من المُمكن أن تُقاتل كُل من على الأرض, ياسيدى. من دون أن ترمش لك عين.

Onu affedin, Monsieur.
ارجو ان تسامحها ياسيدى , انها متأثرة جدا بوفاته

- Buraya gel! - Evet, patron!
هيا بنا حسنا ياسيدى

Affedersiniz, Mösyö. Bu acil bir durum.
سنجد الحل عفوا ياسيدى ,انها حالة طارئة.