Seninle sırt sırta dövüşmek gerçekten güzeldi delikanlı. | Open Subtitles | كان وقتاَ رائع القتال جنباَ إلي جنب معك، يافتي |
Sana güvenebileceğimi biliyordum, delikanlı. | Open Subtitles | عرفت أن بأستطاعتي الأعتماد عليك يافتي |
Onu oradan çıkarmamız lazım, delikanlı. | Open Subtitles | يجب أن نخرجها من هنا، يافتي |
Katedraller şehri.Evet, seni Danube köprüsünde görüyorum Evlat. | Open Subtitles | آه، مدينة الكاتدرائيات نعم، وأنا أراك هناك بالفعل على جسر نهر الدانوب، يافتي |
Bak, Evlat. Bütün bunları yapmak zorunda değilsin. | Open Subtitles | نظر يافتي, ليس عليك فعل اي شئ علي الاطلاق |
Gel sarılalım, delikanlı. | Open Subtitles | يكفي هذا، عانقني يافتي |
Peki, çok özür dilerim, delikanlı. | Open Subtitles | "حسناً, أنا آسف جدا "يافتي |
Dikkatli ol, Evlat. Eğer öyle tutarsan, bacağı bir tavuk kanadı gibi kopacak. | Open Subtitles | برفق يافتي ، إن قدماها ستتحطم كأجنحة الدجاج إن حملتها هكذا |
Bu resmen intihar. Kendine bir iyilik yap, Evlat, evine git. | Open Subtitles | إنها مهمة إنتحارية، أسدي لنفسك معروف يافتي إذهب لمنزلك. |
Beni yenemezsin, Evlat. Buna kafan yetmez. | Open Subtitles | لن تتمكن من التغلب علي يافتي فأنت لست جيد بما يكفي. |
Kahrolası şekerini çalmak için burda değilim Evlat. | Open Subtitles | أنا لست هُنا .لِسرقة حلوتك اللعينة يافتي |
İngilizce olduğu sürece, Evlat. | Open Subtitles | طالما كانت باللغة الإنجليزية، يافتي. |
İngilizce olduğu sürece, Evlat. | Open Subtitles | طالما كانت باللغة الإنجليزية، يافتي. |