| Evet, onu gördüğü ilk dakikadan itibaren yazarın, aradığı kadın olduğunu biliyordu. | Open Subtitles | أجل من اللحظة التي رأها عرف أنها السيدة المدخنةالتي كان يبحث عنها |
| Adına kayıp ilanı da çıkarılmamış. Kimsenin onu aradığı yok. | Open Subtitles | نعم، ولا يوجد تقرير مفقودين أيضاً، لا أحد يبحث عنها |
| Yönetmen Ban'ın aradığı kız o kadar inanılmaz biri mi? | Open Subtitles | الفتاة التي يبحث عنها المخرج هل هي حقاً بتلك الروعة؟ |
| O günden beri gemidekilerin yakınları onu arıyor. | Open Subtitles | منذ ذلك الوقت، كلّ قائد كان يبحث عنها ويتمنى أنها لم تغرق |
| Kasabadaki bütün polisler onu arıyor. | Open Subtitles | انها حصلت على كل الأطراف في المدينة من يبحث عنها. |
| Adele, Penny'yi şimdi arayıp biyolojik babasının onu aradığını söylemeye ne dersin? | Open Subtitles | ما رأيك الان ان نتصل بـ"بيني" ونخبرها ان والدها الاصلي يبحث عنها |
| Kocası Onu aramaya çıkmıştı. | Open Subtitles | زوجها ذهب يبحث عنها |
| aradığı kalitede bir Klan cüppesi bulamayınca, bir siyahi adamın Amerika'da ne işi var ki? | TED | ماذا على الرجل الأسود فعله في أمريكا عندما لا يجد نوعية ثوب الكلان التي يبحث عنها |
| Hedefimiz bu değildi. Hepimizin aradığı şey değildi. | Open Subtitles | لم يكن الصفقة الكبرى الذي جميعنا يبحث عنها |
| aradığı adayı buldu mu? | Open Subtitles | هل وجد هذه الجزيره التى كان يبحث عنها ؟ ؟ |
| aradığı güce sahip olmasına müsaade etme sakın. | Open Subtitles | لا تسمحى له بإمتلاك القوه التى يبحث عنها |
| İşte, diğer teki bende, aradığı kişi benim. | Open Subtitles | هاهو , لدى الحذاء الأخر أنا التى يبحث عنها |
| Bir hırsızın aradığı 3 özellik de var. | Open Subtitles | الجيران قالوا إنهم لم يكونوا يعملون هذا المنزل لديه الأشياء الثلاثة الأساسية التي يبحث عنها السارق |
| Çünkü kardeşim dışarıda bir yerlerde şehrin geri kalanıyla onu arıyor. Ona ne söyleyeceğim? | Open Subtitles | لأن أخى يبحث عنها مع باقى أهالى البلدة ، بماذا أخبره؟ |
| Zaman vardı. Birileri onu arıyor olsaydı, yeterli zamanları vardı. Ama kimse yoktu onu arayan. | Open Subtitles | .كانت هناك وقت ليبحث عنها أحد .لم يكن يبحث عنها أحد |
| Tavuğun içinde 1,000 dolar var. Herkes onu arıyor. | Open Subtitles | هناك ألف دولار داخل دجاجه فى مكان ما و الجميع يبحث عنها |
| Clary'nin bize ihtiyacı var Hodge. Merkez onu arıyor. | Open Subtitles | كلاري بحاجة لنا، هودج , المجلس يبحث عنها |
| Bana Meimei ile Moudan'ın aynı kız olduğunu ve onu aradığını söyledi. | Open Subtitles | أخبرني بأن ،ميمي هي ماودان الفتاة التي كان يبحث عنها |
| Şu çocuk Onu aramaya geldi. | Open Subtitles | - ذلك الرجل الذي أتى يبحث عنها - |
| Belki onu arıyordur. | Open Subtitles | . ربما يكون يبحث عنها |
| Unuttuysan diye söylüyorum, Eric, tüm dünya bu kadını arıyor. | Open Subtitles | (في حالة لو أنكَ نسيت شيئاً يا (ايريك, فأن العالم بأكمله يبحث عنها. |