- Biliyorum. Bana söylememiş olman doğru gelmiyor. Her şeyi paylaştığımızı sanıyordum. | Open Subtitles | إنه فقط لا يبدو صحيحاً أنكِ لا تخبرينني .ظننت أننا نخبر بعضنا البعض كل شيء |
Bilmiyorum efendim. Ama bana doğru gelmiyor. | Open Subtitles | أنا لا أدري يا سيدي، مع كامل الأحترام هذا لا يبدو صحيحاً. |
Bu yüzden kendini suçlaman hiç doğru değil. | Open Subtitles | هذا فقط .. هذا لا يبدو صحيحاً ان تلومي نفسك |
Evet.Evet, kulağa doğru geliyor. Sorun ne peki? | Open Subtitles | نـعم،نـعم هذا يبدو صحيحاً مـاهي المشكلة؟ |
Evde bir gümüş hırsızlığı doğru görünmüyor, yürüyebilmesine rağmen! | Open Subtitles | وجود سارق فضة في المنزل لا يبدو صحيحاً على الإطلاق حتى لو كان يستطيع المشي |
Kulağa pek doğru gelmedi. Bu da ne böyle? | Open Subtitles | أجل أترين, صحيح, ذلك لم يبدو صحيحاً |
Bu doğru gelmiyor. Neden iblisler Telefon çaldığında zaman saldırı olur? | Open Subtitles | هذا لا يبدو صحيحاً ، لماذا قد يهاجم المشعوذون عندما يرن الهاتف ؟ |
Yarın gidiyorum bebeğim o ufaklığın dedesiyle geçirebileceği bir dakikayı bile kaçırması pek doğru gelmiyor. | Open Subtitles | حسناً, أنا سأغادر غداً يا حبيبتي و ذلك لا يبدو صحيحاً ان ذلك الطفل ستفوتهُ حتى لو لحظة واحدة مع جدهِ |
Kopyam onu öldürmeye çalışmış, şimdi ise burada olmak, çevremde bulunmak ona pek doğru gelmiyor. | Open Subtitles | شخصيتي الإفتراضية حاولت أن تقتلها كونها متواجدة، تواجدها بجانبي لا يبدو صحيحاً لها |
- Zemin katta mı? Aksesuarla giyim bölümlerinin arasında olması doğru gelmiyor. | Open Subtitles | ليس بالطابق الأرضي بين الإكسسوارات والأزياء , لا يبدو صحيحاً |
Sadece, bu bana çok doğru gelmiyor. | Open Subtitles | إنهُ فقط لا شيءَ من هذا يبدو صحيحاً لي |
Bu doğru değil. Hiç de doğru değil. | Open Subtitles | هذا لا يبدو صحيحاً ، لا يبدو صحيحاً على الإطلاق |
Bu doğru değil. Bu ben değilim. | Open Subtitles | هذا لا يبدو صحيحاً هذا ليس من طبيعتي |
Bu özel günde seninle olmak çok doğru geliyor. | Open Subtitles | وان أكون معك في هذا اليوم بالذات يبدو صحيحاً |
Ama burada seninle olmak, o kadar doğru geliyor ki... | Open Subtitles | و لكنّ كوني هنا معكِ يبدو صحيحاً |
Evet, kulağa doğru geliyor. | Open Subtitles | هذا يبدو صحيحاً |
Her neyse, onu yalnız bırakmak doğru görünmüyor. | Open Subtitles | و لا يبدو صحيحاً تركه وحيداً هنا |
Danny'nin davasını öylece bırakmak bana pek doğru gelmedi John. | Open Subtitles | هذا لا يبدو صحيحاً (جون) التخلي عن قضية (داني) هكذا |
Hayır bana pek doğru gibi gelmedi. Ben bir keresinde otobüste sakso çektirmiştim. | Open Subtitles | لا, لا يبدو صحيحاً لي تلقيّتُ جنساً فموياً ذات مرة في باص |
Tanrım, biliyor musun, iyi bir kız arkadaş bulmak çok zor. Ama bu doğruymuş gibi geliyor. | Open Subtitles | من الصعب جداً العثور على صديقة جيّدة، ولكن هذا يبدو صحيحاً |
Bak işte bu doğru gözükmüyor. | Open Subtitles | . كما ترى , هذا لا يبدو صحيحاً |