ويكيبيديا

    "يبيعونه" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • satıyorlar
        
    • satıyor
        
    • satılıyor
        
    • satılan
        
    • sattıkları
        
    • satmıyorlar
        
    • satılabileceğini
        
    Çünkü kahve demleme aparatı kullanıyorlar ki satıyorlar da sanırım. Open Subtitles لأنهم يستخدمون مكبس فرنسي و الذي أعتقد أنهم أيضاً يبيعونه
    - O rozeti nereden buldunuz? - Kitabevlerinde satıyorlar. Open Subtitles من أين أتيتى بها - أنهم يبيعونه فى محل الكتب -
    Görünüşe göre ev kullanımı için direkt olarak kadınlara satıyorlar. Open Subtitles وكما يبدو! أنهم يبيعونه مباشرة للنساء! للإستخدام البيتي
    Bazı Vietnamlılar da her derde deva diye satıyor... akşamdan kalmalıktan kansere kadar. Open Subtitles وبعض الفيتناميين يبيعونه كعلاج لكل شيء، من السرطان إلى الإفراط في تناول الكحول.
    Sağlık gıda malzemesi dükkanlarında, eczanelerde hap olarak satılıyor. Open Subtitles يبيعونه كحبوب في متاجر الطعام، الصيدليات
    İğrenç bir gübre o marketlerde satılan besin değeri yüksek gübrelerden de değil.. Open Subtitles ليس مِثل ذلك الهوى, الغني بالمغذّيات الذي يبيعونه في مستودع المنزل.
    Ve şimdi taşıma araçları da olduğu için, onları tomruk ya da maden kamyonlarıyla sattıkları kasabalara taşıyorlar. TED و الآن حصلوا على وسائل النقل، إنهم ينقلونه على شاحنات قطع الأخشاب أو شاحنات المناجم إلى المدن حيث يبيعونه.
    - Gerçekten mi? - Ama onlardan burada satmıyorlar. Open Subtitles نعم , لكنهم لا يبيعونه هنا
    Ve yakalanmadan nasıl satılabileceğini. Open Subtitles وأيضاً كيف يبيعونه بدون أن يتم إمساكهم
    İlerideki Olive Garden'ın arkasında satıyorlar. Open Subtitles يبيعونه خلف مطعم "أوليف غاردن" في نهاية الشارع.
    İlerideki Olive Garden'ın arkasında satıyorlar. Open Subtitles يبيعونه خلف مطعم "أوليف غاردن" في نهاية الشارع.
    Orada ne satıyorlar? Open Subtitles مالذى يبيعونه هناك؟
    Parsel parsel satıyorlar. Open Subtitles يبيعونه قطعة قطعة
    Onlar satıyorlar. Sanırım bir başka koz binası. Open Subtitles إنهم يبيعونه
    Canın cehenneme, diğerleri 30'a satıyor, sen niye 48'e satıyorsun? Open Subtitles تبًّا لك، الآخرون يبيعونه بـ30 فكيف تبعه بـ48؟
    Halbuki artık herkes dükkanlarında boktan şeyler satıyor. Open Subtitles لأنك إن نظرت إلى المتاجر هنا فهذا كل ما يبيعونه.
    Dün Bay Johnson'un tezgahının yanında bir saat dikildim, o çay deli gibi satılıyor! Open Subtitles جلست أنتظر بجانب منضدته لمدة ساعة بالأمس و كانوا يبيعونه بقدر قبضة اليد
    Biliyor musunuz. Tüm bunlar kütüphanede satılıyor. Yukarıya gidip bakmalısınız. Open Subtitles أنتم تعلمون , أنهم يبيعونه فى المكتبة أنتى يجب أن تحضرى واحد
    Şu milletin buram buram koktuğu ve herkesin kendi poşetini getirdiği süslü mağazalarda satılan pahalı etler gibisin. Open Subtitles أنت مثل هذا اللحم الغالي الذي يبيعونه في هذه المتاجر الفاخرة حيث كل شخص رائحته جميلة و يجعلونك تحضر حقائبك الخاصة
    sattıkları kurusıkılardaki kağıt dolgu olay yerinde bulunanla aynı. Open Subtitles الرصاص الفارغ الذي يبيعونه يستعمل نفس الحشوة كما وجدنا في مسرح الجريمة

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد