ويكيبيديا

    "يتأكد أن" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • emin
        
    Kardinal, bu yerin dini kuralla yakışan saygının gösterildiğinden emin olmak istiyor. Open Subtitles الكاردينال يريد أن يتأكد .. أن الواجهة الدينية للعملية تحظى بالإهتمام الكافي
    Sadece onu adil bir yargılama için yakalayacak yasal bir korucu ekibinin oluşturulacağından emin olmak istiyor. Open Subtitles يريد أن يتأكد أن فرقة المطاردة ستقسم أن تعود باللص ليتلقى محاكمة عادلة
    Müşterim polisin herhangi bir şeyi atlamadığından emin olmak istiyor. Open Subtitles زبوني يريد أن يتأكد أن الشرطة لم تفوت شيء
    Kahraman çok iyi bir insandır, insanların güvende olduklarından ve ölmediklerinden emin olmak ister. Open Subtitles البطل هو شخص طيب يريد أن يتأكد أن الناس بأمان ولن تموت
    Kahraman çok iyi bir insandır, insanların güvende olduklarından ve ölmediklerinden emin olmak ister. Open Subtitles البطل هو شخص طيب يريد أن يتأكد أن الناس بأمان ولن تموت
    Birisi doğu yakası komutasına ulaştığından emin olmak istiyor. Open Subtitles شخص ما يريد أن يتأكد أن تحصل على قيادة الساحل الشرقى
    İşe yaradığından emin olmalıydı. Open Subtitles كان يريد أن يتأكد أن التنكر جيد
    Onun yiyeceği yemeklerin dolapta olduğundan emin olmak istedi. Open Subtitles أراد أن يتأكد أن لديكم أطعمة له
    Diğerlerinin de tekrar yaşadığına emin olmaya çalışıyor. Open Subtitles و يتأكد أن ضحاياه يعيشون ذلك أيضاً
    Kahramanın ölümünden emin olmalıydı. Open Subtitles كان بحاجة أن يتأكد أن البطل قد مات
    Seni herkesin gördüğünden emin olmak istiyor. Open Subtitles يريد أن يتأكد أن الجميع يراكِ.
    Eve sağ salim vardığımdan emin olmak istedi. Open Subtitles أراد أن يتأكد أن اصل لمنزلي سالمة
    Eve sağ salim vardığımdan emin olmak istedi. Open Subtitles أراد أن يتأكد أن اصل لمنزلي سالمة
    Kızının iyi olduğundan emin olmak istiyor. Open Subtitles يريد أن يتأكد أن ابنته بخير
    Herkesin gittiğinden emin olmasını sağlar. Open Subtitles يتأكد أن الجميع رآه
    Yemek yediklerinden emin olmak için. Open Subtitles حتى يتأكد أن لديهم طعام
    Dan hepimizi bir araya topladı çünkü hepimiz hakkında bir roman yazmış ve önce bizim öğrendiğimizden emin olmak istemiş. Open Subtitles لقد جمعنا (دان) كلنا سوياً لأنه كتب رواية تحكي عن الجميع وأراد أن يتأكد أن نعلم بشأنها أولاً
    - Rich de manik hâldeyken ötmeyeceğinde emin olmak için başkasını tuttu. Open Subtitles إذن (ريتش) جعل شخصا آخر يتأكد أن لا يثرثر بذلك في حالة هوسه.
    George, bizim kurallara uygun gittiğimizden emin olacaktır. Open Subtitles جورج يتأكد أن نتبع القواعد.
    Tüm insanların güvenliğinden emin olunmalı. Open Subtitles أن يتأكد أن الناس آمنة

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد