Ama bir hayalet gördüysen onun hala yaşadığını umut edemezsin. | Open Subtitles | لكنّك لا تستطيع رؤية الشبح وما زال يتمنّى إيجاد حيّها. |
Sandviç. Bir adamın umut edebileceği en iyi elemanlar. | Open Subtitles | هؤلاء الشباب هم أفضل ما قد يتمنّى المرء على الإطلاق |
Sana iyi geceler dilediğini söylememi istedi. | Open Subtitles | قال لي أن أخبركِ أنّه يتمنّى لكِ ليلة سعيدة. |
Onun yerine ölmüş olmayı dilediğini biliyorum. | Open Subtitles | أعلم أنّه يتمنّى لو أنّه كان بمكانها. |
Doktor, bir rahibe dilek veya arzuları olan birisi değildir. | Open Subtitles | يا طبيب، الراهبة ليست شخصاً يتمنّى أو يرغب. |
Ama önemli olan o şeyden dilek dileyebilmen. | Open Subtitles | لكنّ المهمّ هو أنّ بإمكان المرء أنْ يتمنّى عبرها |
Hala umut var. | Open Subtitles | حسنا، هناك ما زال يتمنّى. |
O portaldan geçmemi engelleyebilmeyi dilediğini biliyorum. | Open Subtitles | أعرف أنّه يتمنّى لو لمْ يفلتني في تلكالبوّابةوأعرفشدّةندمه لكنْ ... |
Ama önemli olan o şeyden dilek dileyebilmen. | Open Subtitles | لكنّ المهمّ هو أنّ بإمكان المرء أنْ يتمنّى عبرها |
dilek bile tutmadı. | Open Subtitles | لم يتمنّى أمنية حتّى |