bekledikleri şey bu değildi. | TED | لم يكن ما كانوا يتوقعونه. |
bekledikleri en son şeydir bu. | Open Subtitles | انه اخر شيء يتوقعونه |
Okuyucularımın, Yahudi birinin yönettiği işten beklediği de bu. | Open Subtitles | وهذا بالضبط ما يتوقعونه قرّائي من العمل الذي يديرونه اليهود. |
Okuyucularımın, Yahudi birinin yönettiği işten beklediği de bu. | Open Subtitles | وهذا بالضبط ما يتوقعونه قرّائي من العمل الذي يديرونه اليهود. |
Birincisi insanlar bunu bekleyecektir ve beklentileri karşılamak gerek. | Open Subtitles | الأول الناس يتوقعونه ويجب أن تعطي الناس ما يريدونه |
Biryerden, içten içe, bunu bekliyorlardır. | Open Subtitles | بطريقة ما في داخلهم هم يتوقعونه |
Onlar da bunu bekliyor zaten. | Open Subtitles | إنه ما يتوقعونه |
Onların bekledikleri polis şefi bu. | Open Subtitles | هذا رئيس الشرطه الذي يتوقعونه |
bekledikleri tam olarak bu bence. | Open Subtitles | هذا ما يتوقعونه بالتحديد. |
Luciano ve ailesi daha iyi bir hayat umuduyla geldi ama buldukları, bekledikleri gibi değildi. | Open Subtitles | ( لوتشيانو ) وعائلتة وصلوا وهم يأملون بـ حياة أفضل ولكنهم لم يجدوا شيئًا مِما كانوا يتوقعونه |
Luciano ve ailesi daha iyi bir hayat umuduyla geldi ama buldukları, bekledikleri gibi değildi. | Open Subtitles | ( لوتشيانو ) وعائلتة وصلوا وهم يأملون بـ حياة أفضل ولكنهم لم يجدوا شيئًا مِما كانوا يتوقعونه |
Onların beklediği son şey ikimizden birisinin o kapıdan çıkması. | Open Subtitles | آخر شيئ يتوقعونه هو خروج أحدنا من هذا الباب |
Taraftarların size çok bağlı! - Sizden beklentileri ne olabilir ki? | Open Subtitles | ما الذي يتوقعونه منك؟ |
Sizden beklentileri nedir? | Open Subtitles | ما الذي يتوقعونه منك؟ |
Şimdi onu New York'dan bekliyorlardır. | Open Subtitles | الآن هم يتوقعونه في (نيويورك) الاسبوع القادم |
O da bunu bekliyor! | Open Subtitles | - لا ! هذا ما يتوقعونه ! |