ويكيبيديا

    "يثبت أن" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • olduğunu kanıtlıyor
        
    • olduğunu kanıtlar
        
    • olduğunu kanıtlayacak
        
    • kanıtlıyor ki
        
    • olduğuna dair
        
    • olduğunu kanıtlayan
        
    • olduğunu kanıtlamaz
        
    Şövalyenin öyküsünün doğru olduğunu kanıtlıyor ama eksik. Open Subtitles و هذا يثبت أن قصة الفارس حقيقية و لكن كما أشرت أنت إنها غير مكتملة
    Kaynak kayıtları Kıbrıs kaydının sahte olduğunu kanıtlıyor. Open Subtitles الملف الاصلي للتسجيل الذي يثبت أن تسجيل قبرص مزيف
    Bu da Aschen'in onurlu olduğunu kanıtlar. Open Subtitles الأمر الذى يثبت أن الأستشن شعب يستحق التقدير
    Kıbrıs kaydının sahte olduğunu kanıtlayacak bir ses dosyası içerdiğine inanıyoruz. Open Subtitles التي تحتوي الملف الصوتي الذي يثبت أن تسجيلات قيرص مزيفة
    Bu da şunu kanıtlıyor ki, bu tip bir sırt çantasına sahip bir kişi, anahtarını, Chris'in... yani Bay Lopez'in çantasını açmak ve maymuncuğunu çalıp suçu işlemek için kullanmış olabilir Open Subtitles مما يثبت أن أى شخص لديه هذا النوع كان يمكنه إستخدام المفتاح ليفتح شنطة كريس أقصد السيد لوبيز
    Bakalım Gavin' in masum olduğuna dair bir kanıt bulabilecek miyiz. Open Subtitles نرى إذا كان بإمكاننا إيجاد أي دليل يثبت أن غافين بريء
    Hula dansımız sevginin ölümden daha güçlü olduğunu kanıtlayan eski bir arkadaşlık hakkında. Open Subtitles مسرحيتنا ستكون عن الصداقات القديمة. ‏ وهذا يثبت أن الحب أقوى بكثير من الموت.
    Komployla onu öldüren bir arkadaşı olduğunu kanıtlamaz. Open Subtitles هذا لا يثبت أن لديه شريك الذي لفق له التهمه وقتله
    Alâkası var çünkü bir yargıcın bir davada kararını verirken, savunma avukatı hakkındaki şahsi fikirlerini tamamen bir yana bırakabilme yetisinin olduğunu kanıtlıyor. Open Subtitles بل هنا علاقة لأن هذا يثبت أن باستطاعة أي قاضٍ أن يقصي مشاعره الشخصية تجاه محامي الدفاع عندما يبت في قضية ما
    Yine de bulunacak çok şey olduğunu kanıtlıyor. Open Subtitles ومع ذلك، يثبت أن هناك الكثير التي يمكن العثور عليها.
    Bu, arkadaşının dijital isimler üretmekte berbat olduğunu kanıtlıyor. Open Subtitles هذا يثبت أن صديقك سيء في تخيل الأسماء الإلكترونية الحركية
    Evet. (Gülüşmeler) Ve şunu demem lazım, aslında bu, hikaye anlatımının temel bir ticari ürün olduğunu kanıtlıyor. TED أجل . (ضحك) وعلى أن أقول , أن هذا يثبت أن سرد القصص , هو سلعة , إنه غذاء رئيسي.
    Pekâlâ Profesör Wilder'a sarılmış olman gerçeği en azından hala senin için bir umut olduğunu kanıtlıyor. Open Subtitles حسنا، حقيقة أنه يمكنك على الأقل عناق أستاذ وايلدر... -... يثبت أن هناك أمل بالنسبة لك بعد.
    Tüm bunlar ancak onun hatasını kabul edebilecek cesarete sahip olduğunu kanıtlar. Open Subtitles كل ذلك يثبت أن الرجل يملك الشجاعة للإعتراف بمدى أخطائه
    Gabriel'den ne haber? Hiç bir yerde bulunamıyor. Bu da bu kasabanın iki tane hayalet görebilen kişi için ufak olduğunu kanıtlar. Open Subtitles مما يثبت أن هذه البلدة صغيرة جداً لشخصين يريان الاشباح
    İlk krizin tiroidine bağlı olduğunu kanıtlar. Open Subtitles مما يثبت أن السكتة الأولى كانت بسبب الدرق
    Biri var bu söylediklerimin hepsinin gerçek olduğunu kanıtlayacak biri. Open Subtitles هناك شخص بإمكانه أن يثبت أن كل شيئ أقوله هو الحقيقة
    Bu kesinlikle Zeyna'nın masum olduğunu kanıtlayacak. Open Subtitles هذا بالتأكيد سوف يثبت أن (زينا) بريئة
    Bu kanıtlıyor ki bu ülkenin genç kesimi Abhimanyu Kaul'a katılıyor. Open Subtitles هذا يثبت أن الشباب جزء من هذا البلد ... الانضمام أبهيمانيو ... كول بأعداد كبيرة.
    Kiliseden biri olduğuna dair kanıtımız var, belki de Margus'taki mezarları yağmalayan basit bir rahiptir. Open Subtitles نحن لدينا دليلاً يثبت أن شخصا من كنيستك، ربما كاهن بسيط، انتهك القبور التى لأسلافنا في مارجوس.
    Ama kimbilir, belki de bu büyük bilimadamlarının tamamıyla yanlış olduğunu kanıtlayan deliller vardır elinizde! Open Subtitles ...و لكنك ربما وجدت الدليل الذي يثبت أن رجال العلم هؤلاء . مخطئين تماماً
    Evet, bu benim müvekkilimin orada olduğunu kanıtlamaz. Open Subtitles أجل، ذلك لا يثبت أن موكلي قاــ...

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد