Bunu bu kadar çabuk çözmemiz imkansız. Başka bir donör bulmalısın. | Open Subtitles | لا يمكننا حل هذا بهذه السرعة يجب أن تجد متبرع آخر |
Yanıma gelecek bir yol bulmalısın. - Dediğimi anlıyor musun? | Open Subtitles | يجب أن تجد طريقة لتكون معي هل تفهم ما أقوله؟ |
İş yok. Ama çalışmanın yollarını bulmalısın. | Open Subtitles | لايوجد أي عمل، لكن يجب أن تجد طرقاً تحصل بها على عمل |
Bu eşyaları koyacak başka bir yer bulmak zorundasın. | Open Subtitles | أنت يجب أن تجد آخر ضع وإخزن كل هذه المادة. |
Faturalandırılamayan işleri devretmenin bir yolunu bulmalısınız. | Open Subtitles | يجب أن تجد طريقة للتخلص من المهام غير المربحة |
Mickey istersen şu değiştirme için kendine güzel bir kız bul. | Open Subtitles | ميكي، ربّما يجب أن تجد لنفسك فتاة لطيفة وكلّ ذلك سيتغيّر. |
Yaşlı maymunu bir dahaki... dolunaya kadar bulman gerek. | Open Subtitles | يجب أن تجد تمثال القرد ، قبل أن يكتمل القمر |
Her bir kurbanın temasta bulunduğu ...birini bulman gerekiyor. | Open Subtitles | يجب أن تجد هذا الشخص الذي إحتك به كل هؤلاء الضحايا |
Program gazetelere çıktığında vergi indirimleri bulman gerekecek. | Open Subtitles | القضية أن فور إذاعة البرنامج خارج الحدود يجب أن تجد بعض الإستقطاعات الضريبية |
Tutunacak bir sey bulmak isteyebilirsin. | Open Subtitles | ربما يجب أن تجد شيئا لتتمسك به |
Bir yolunu bulmalısın. | Open Subtitles | أعرف ذلك، لكن يجب أن تجد طريقة لتنجح بذلك |
Görev tamamlanana kadar saklanmak için Rusya'nın dışında bir yer bulmalısın. | Open Subtitles | يجب أن تجد مكاناً خارج روسيا للأختفاء حتى إتمام المهمة |
Bunları elde etmek için Pentagon'dan birilerini bulmalısın. | Open Subtitles | أنت يجب أن تجد شخص ما في وزارة الدفاع الأمريكية للحصول عليه. |
Yapmaktan hoşlanacağın bir şey bulmalısın. İlgilendiğin bir şey. | Open Subtitles | يجب أن تجد شيئاً تحب فعله, شيئاً تهتم به |
Kalacak bir yer bulmalısın. Artık burada kalamazsın. | Open Subtitles | يجب أن تجد مكاناً تسكن فيه لا يمكنك أن تبقى هنا |
İyi değilse bile, başkasını bulmalısın çünkü ben Tad Hamilton'la çıkıyorum. | Open Subtitles | حتى لو لك تكن يجب أن تجد شخصا آخر لأني سأخرج مع تاد هاملتن |
Önce bir tane bulmalısın, daha sonra içi oyuk ve onu delebilecek keskinlikte bir iğnen olmalı. | Open Subtitles | يجب أن تجد واحداً أولاً، و بعدها يجب أن تكون لديك عصا حادة لتغرسها بها. لدي خيزران. |
Kehanetin dediğine göre "Shard"ı bulmak zorundasın. | Open Subtitles | حيث أن النبوءة تقول أنك يجب أن تجد الشظية |
Şu andan itibaren kendi yolunu bulmak zorundasın. | Open Subtitles | من الآن فصاعداً يجب أن تجد طريقاً خاصاً بك |
...faturalandırılamayan işleri devretmenin bir yolunu bulmalısınız. | Open Subtitles | يجب أن تجد طريقة للتخلص من المهام غير المربحة |
Çünkü laf dinlemiyorsun. Sana çıkınca iş bul,yoksa koşullu tahliyen iptal olur dedim. | Open Subtitles | لأنك لا تستمع , قلت لك عندما تخرج يجب أن تجد عملاً |
Ama sen senin günahlarından kurtulmak için Tanrı'yı bulman gerek. | Open Subtitles | لكنك يجب أن تجد الرب لتبرئ نفسك من المعصية |
Her bir kurban ile temasa geçmiş ...birini bulman gerekiyor. | Open Subtitles | يجب أن تجد الشخص الوحيد الذي إحتك بكل الضحايا |
Gerçekten mi? Senin de kendine yeni bir lanet kafa bulman gerekecek. | Open Subtitles | في الواقع , يجب أن تجد لنفسك رأساً أخر لعين |
Yine de biraz yeni malzeme bulmak isteyebilirsin. | Open Subtitles | ربما يجب أن تجد مادة جديدة |