Ama Anlamak zorundasın. Tek isteğim on beş bin dolar değil. | Open Subtitles | ولكن يجب أن تفهمي 15 ألف هي ليس كل ما اريده |
Büyük panik faktörünü Anlamak zorundasın. | Open Subtitles | يجب أن تفهمي أن عامل الهلع الرئيسي هو الذي سيطر هناك |
Anlamalısın, Alina. Bu araştırma benim işim değil. | Open Subtitles | يجب أن تفهمي يا ألينا أنا لا أعمل في مجال التحقيقات |
Öncelikle benim çok özel bir çöp torbası olduğumu anlaman gerekiyor.. | Open Subtitles | أولاً يجب أن تفهمي ...بأني نوع فريد جداً من حقيبة تافهه |
Size sadece yardım etmeye çalıştığımı anlamalısınız, Matmazel. | Open Subtitles | يجب أن تفهمي يا آنسة أني كنت أحاول مساعدتكِ فحسب |
Bunların hepsinin birkaç yıl önce başladığını Anlaman gerek, tamam mı? | Open Subtitles | يجب أن تفهمي كل هذا حدث منذ عدة سنوات مضت موافقة ؟ |
Biz ilerlemeden önce şunu Anlaman lazım hali hazırda kendi annemle öpüştüğüme dair bildiğim bir yalan biliyorum. | Open Subtitles | والآن قبل أن نُكمل، يجب أن تفهمي أنني أعرف الكذب بسهولة مثلما أعرف قُبلة والدتي. |
Anlamak zorundasın, Solveig. Benim durumumdaki biri için kolay değil. | Open Subtitles | يجب أن تفهمي , ليس من السهل أن تكوني في موقعي |
Anlamak zorundasın. Başıboş dolaşan bir katil vardı. | Open Subtitles | يجب أن تفهمي, أنه قد كان هناك قاتل طليق. |
Çocuk hayatta olduğu sürece bunun yasadışı olduğunu Anlamak zorundasın. | Open Subtitles | يجب أن تفهمي الأمر غير قانوني ما لم يكن الطفل حي |
Kavga ettiğimiz için özür dilerim ama bu şeyler hakkında çok derin düşündüğümü Anlamak zorundasın. | Open Subtitles | آسفة أننا تشاجرنا لكن يجب أن تفهمي أنا أهتم بشدة بالأمور |
Başladığında Anlamak zorundasın. Farklı bir dünyaydi. | Open Subtitles | حسناً، يجب أن تفهمي عندما بدأت مسارها، كان العالم مختلفاً |
Yapmak zorunda olduğum şeyi Anlamak zorundasın. | Open Subtitles | مايجبأن أفعله... يجب أن تفهمي |
- Şunu Anlamalısın ki... tüm bunlar karanlığın ve kargaşanın hüküm sürdüğü zamanlarda geçiyor.. Ülkeler arasında çok büyük anlaşmazlıklar varmış. | Open Subtitles | واصلي.. هيا يجب أن تفهمي كانت تلك أوقات سوداء مربكة |
Ama şunu Anlamalısın, bir kahin bana yanlış kişi işle birlikte olduğumu söyledi. | Open Subtitles | لكنكِ يجب أن تفهمي لقد أدركت أني ليس مع الشخص المناسب |
Deminki Onbir'le yaşanan olaydan Anlamalısın. | Open Subtitles | يجب أن تفهمي من تلك الحادثة السابقة لذلك الإحدى عشري |
Yaptığının yanlış olduğunu anlaman gerekiyor. | Open Subtitles | أنت فقط يجب أن تفهمي أن ما قمتي به شيء خاطئ |
Buradan ayrılmana izin veremeyeceğimi anlaman gerekiyor. Özellikle Magnus'la birlikte. | Open Subtitles | يجب أن تفهمي بأني لا استطيع أن أتركك تذهبين خصوصاً مع ماغنوس |
Bir şeyi anlaman gerekiyor. | Open Subtitles | انظري .. يجب أن تفهمي شيئاً ما |
Fakat bir şeyi anlamalısınız, Bayan O'Hara. | Open Subtitles | و لكن كما تَرَيْن يجب أن تفهمي يا سيدة أوهارا |
Tabii seni rıhtıma götürüşüm üzerinden sadece iki ay geçtiğini Anlaman gerek. | Open Subtitles | بالطبع، يجب أن تفهمي أنّه مرّ شهرين فقط بالنسبة لي من وقت اصطحابي لكِ للرصيف. |
Herkes bir tarafa, bunu en çok senin Anlaman lazım. | Open Subtitles | أنتِ من بين كل الناس يجب أن تفهمي هذا |