Belki de ikiniz birlikte oturmalısınız, ben oturacak başka bir yer bulurum. | Open Subtitles | ربما يجدر بكما الجلوس معاّ و انا سأجلس فى اي مكان اخر |
Ve bak, ikiniz her ne yapıyorsanız kesinlikle yapmak için doğduğunuz şeyi yapıyorsunuz. | Open Subtitles | و إسمعا، مهما كان الأمر الذي تفعلانه فهو بالضبط ما يجدر بكما فعله |
Siz ikiniz dinleyin beni. Bana güvenmeye başlasanız iyi olur. | Open Subtitles | اسمعا أنتما الاثنين ، يجدر بكما أن تبدءا الثقة بي ، اتفقنا ؟ |
Öyle de olmalı. İkiniz de başka taraflarınızla düşünüyorsunuz. | Open Subtitles | يجدر بكما ذلك انتما الأثنان تفكران بعضويكما |
Siz ikiniz bir yatak odasına kilitlenip kaybolan zamanlarınızı yad etmelisiniz ve bana her şeyi anlatmalısın. | Open Subtitles | يجدر بكما أن تكونا في غرفة نومٍ موصدة عليكما في مكان ما لتعوضا عمّ فاتكما ومن ثمّ تخبرينني بكافة التفاصيل |
Siz ikiniz evlenmeli ve çocuk yapmalısınız... çocuklarınız da ip topunda boylarının ölçüsünü almalı. | Open Subtitles | يجدر بكما أن تتزوجا، ومن ثم أن تنجبا أطفالاً والذين سيهزمون في ساحة كرة الحبل |
Pekala. İkiniz kenara saklanın. | Open Subtitles | حسناً، يجدر بكما الإبتعاد عن مجال الرؤية. |
Belkide siz ikiniz June Brimmer'ı bir ziyaret etmelisiniz. | Open Subtitles | ربما يجدر بكما ان تزورا الانسه بريمر |
İkiniz de çok üzgün olmalısınız. | Open Subtitles | يجدر بكما أن تكونا آسفَين جدّاً. |
Yani ikiniz için de bir sıkıntı yok. | Open Subtitles | لذا يجدر بكما أن تكونا جاهزين. |
Ama siz ikiniz uzun bir yemeğe çıkın. | Open Subtitles | لكن يجدر بكما أن تذهبا لتناول عشاء طويل |
Onu geri getirmeniz ikiniz içinde iyi olacak. | Open Subtitles | يجدر بكما أن تعيداه |
İkiniz daha sık tatile gitmelisiniz. Anne? | Open Subtitles | {\pos(192,240)}يجدر بكما الذهاب في إجازة في أكثر الأحيان |
Evet, ikiniz gidebilirsiniz. | Open Subtitles | نعم, يجدر بكما الخلود للنوم |
O zaman siz ikiniz onu aramaya çıkmalısınız. | Open Subtitles | ربما يجدر بكما البحث عنها |
İkiniz öpüşmelisiniz. | Open Subtitles | يجدر بكما التّقبيل. |