ويكيبيديا

    "يجدي نفعا" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • işe yarıyor
        
    • işe yaramaz
        
    • işe yaramadı
        
    • pek işe
        
    • olmuyor
        
    • işe yaramıyor
        
    Ne yapıyorsun bilmiyorum, Schuester ama işe yarıyor. Open Subtitles أنا لا أعلم ما تقوم به شوستر ، ولكنه يجدي نفعا
    Maalesef, birini suçlu hissettirerek bedava çalıştırmak bir tek ailede işe yarıyor. Open Subtitles لسوء الحظ ، إجبار الناس على العمل المجاني بدافع الذنب لا يجدي نفعا إلا في نطاق العائلة
    Şey, sanırım denemesen bile yine de işe yarıyor. Open Subtitles أجل إذا أعتقد ...إذا لم تحاولي حتى لازال يجدي نفعا
    Herkes ilk olarak bunu diler ve pek işe yaramaz. Open Subtitles هذا أول شيء يطلبونه وهذا لا يجدي نفعا حقا ؟
    Trenle dönmek istedim, sahte kimlikler yaptım ama işe yaramadı. Open Subtitles حاولت العودة بالقطار عن طريق اوراق مزورة لكن هذا لم يجدي نفعا
    Ben bizim için çalışmak istiyorum,senin için ama, bak, lütfen, olmuyor işte. Open Subtitles أريد العمل معنا، أريد العمل معك لكن بحقك، هذا لا يجدي نفعا
    "Law & Order" ve o diğer TV dizilerdeki insanlar gibi olmaya çalışmayın, hani faillerini teslim olana kadar vuranlar gibi. Aşırı agresif olmayın, işe yaramıyor. TED لا تحاول أن تكون مثل أولئك الناس في برنامج "النظام والقانون" وأولئك في برامج التلفزيون الاخرى الذين يضربون رعاياهم لإخضاعهم. ولا تكن عنيفا جدا، فأنه لا يجدي نفعا.
    İşe yarıyor mu? Open Subtitles وهل يجدي نفعا ؟
    - Bir tek onlar işe yarıyor. Open Subtitles - إنها الشيء الوحيد الذي يجدي نفعا
    Hayır, işe yarıyor. Open Subtitles كلا الأمر يجدي نفعا
    İşe yarıyor. Open Subtitles كلا الأمر يجدي نفعا
    Minibüs suyun içine batıyor... işe yarıyor. Open Subtitles الشاحنة تنغمر في المياه هذا يجدي نفعا!
    - Evet, işe yarıyor. Open Subtitles - أجل, ذلك يجدي نفعا
    Kulağa hoş geliyor. Ama Küçük Emrah'ta işe yaramaz. Open Subtitles يبدو لطيفاً، ولكن لا يجدي نفعا مع مستوى مثل تشارلز برونسون
    Phyliss de cebimde kuruş bırakmıyor yine de şikâyet edemem. Zaten etsem de bir işe yaramaz. Open Subtitles ولا استطيع الشجار اكثر من ذلك فلن يجدي نفعا
    - Bir transfüzyon daha, daha fazla kök hücre. - İşe yaramaz. Open Subtitles عملية نقل اخرى , لخلايا اكثر استقراراً - هذا لن يجدي نفعا -
    Maalesef, o işe yaramadı ama yeni bir durumla karşı karşıyayız ve sizden üssümüze yapacağınız saldırıları durdurmanızı istiyorum. Open Subtitles لسوء الحظ ، هذا لم يجدي نفعا ً ولكن هناك تطور هام سيحدث الآن
    Christina'nın parasını ödediği tedavi işe yaramadı. Open Subtitles العلاج التي قدمته كريستينا لم يجدي نفعا
    Ama işe yaramadı. Open Subtitles لكن هذا لم يجدي نفعا
    - Sanırım bu pek işe yaramadı. Open Subtitles أعتقد بأن هذا لم يجدي نفعا
    Herkesin unutmak istemesi yardımcı olmuyor. Open Subtitles لا يجدي نفعا أن يكون الجميع يريد أن ينسى.
    İyi polis numarası işe yaramıyor. Open Subtitles -أسلوب الشرطي الصالح لا يجدي نفعا.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد