ويكيبيديا

    "يجهل" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • bilmiyor
        
    • haberi
        
    • bilmiyordu
        
    • bilmediği
        
    • bilmez
        
    • farkında değil
        
    • fikri
        
    Şeytan, varlığından haberdar olduğumuzu bilmiyor. - Bu avantajımıza olabilir. Open Subtitles الشيطان يجهل أننا ندرك وجوده، يمكن أن نستغلّ ذلك لصالحنا.
    Ne satın aldıklarını bilmiyor ama uyuşturucu değil, insanmış! Open Subtitles انه كان يجهل ماذا يشترون.ولكن ليس المخدرات اشخاص
    - Vay canına. - Yalnız olay şu ki, henüz gizli bir bilgi bu. Rolü alan aktör henüz kovulacağını bilmiyor. Open Subtitles ولكن الأمر لا يزال سرياً، فالممثل الذي يلعب الدور يجهل أنه سيطرد
    Hiçbirinin potansiyel bir Şeytan yiyeceği olduğundan haberi yoktu. Open Subtitles بينهم خروف مسكين يجهل مصيره" "فى طريقه لأن يكون ضحية للشيطان
    - Belki burada olduğunu bilmiyordu. - İyi mi bari? Open Subtitles ربما كان يجهل أنها هنا - هل هذا شيء سارّ؟
    Sana içeriden bilgi vermem için beni kandırdın ve Marcus'a kirli olduğunu bilmediği parayı vererek bana şantaj yaptın. Open Subtitles بل قمت بخداعي للحصول على تلك المعلومة ومن ثمّ قمت بابتزازي وذلك لإعطائك (ماركس) نقوداً يجهل مصدرها الحقيقي ..
    Bu şakalardan kimseye zarar gelmez. Kimse onları yaptığımızı bile bilmez. Open Subtitles تلك النكات لا تؤذي أحداً، أحداً حتى يجهل أننا نلقيها
    Silah sıkıIdığında arabanın yakınlarında bile değildi. Vuranların da kim olduğunu bilmiyor. Open Subtitles ولم يكن موجوداً خلال عملية إطلاق النار في الواقع، هو يجهل هوية مطلقي النار
    Deniyorum, ama ne dediğini bilmiyor. Open Subtitles إنّي أحاول، اتفقنا؟ لكنه يجهل عمّا يتحدث
    Yeni hisleriyle nasıl başa çıkacağını bilmiyor. Open Subtitles يجهل كيفية التصرف .مع هذة المشاعر الجديدة
    Yaratılıcılığa inanmıyor çünkü nasıl yapıldığını bilmiyor. Open Subtitles إنه لا يؤمن بالإبداع، لأنه يجهل كيف يفعله.
    Ya büyüsünü saklıyor ya da büyülü olduğunu bilmiyor. Open Subtitles فإمّا إنه يخبّئ سحرًا أو يجهل أن به أمرًا سحريًّا.
    Kaynaklarınız yanlış çünkü açıkçası abim Quentin'e işi teklif ettiğimi bilmiyor bile. Open Subtitles هم مخطئون، لأن أخي بصراحة يجهل حتّى أنّي عرضت عليه الوظيفة.
    Beyniniz uyarımların nereden geldiğini bilmiyor. TED يجهل دماغك مصدر هذه الإشارات.
    İki kelimeyi bir araya getirmeyi bilmiyor. Open Subtitles هو الذي يجهل كيف يضع كلمتين مع بعضهما
    Bunu bilmiyor Randy. Onları yukarı çek. Open Subtitles انه يجهل هذا راندي، ارفعه فحسب
    Umalım da yüzükleri bilmiyor olsun. Open Subtitles لكن علينا أن نأمل بأنه يجهل أمر الخواتم
    Eskort servisi gibi. Olayın geri kalanından haberi yok. Open Subtitles كنادي تعارف يجهل تماماً الباقي
    Sırtına maya sürdüğümü de bilmiyordu. Open Subtitles كما أنه كان يجهل أنني أدلك ظهره بالكريسكو
    - Kimsenin bilmediği, Michael Myers hakkında bir dosya var. Open Subtitles -يوجد ملفّ عن (مايكل مايرز) يجهل الجميع وجوده
    Bu şakalardan kimseye zarar gelmez. Kimse onları yaptığımızı bile bilmez. Open Subtitles تلك النكات لا تؤذي أحداً، أحداً حتى يجهل أننا نلقيها
    Onun için çok üzgünüm. Çok kötü bir zaman geçiriyor. Olan bitenin farkında değil. Open Subtitles أشعر بالأسى تجاهه لقد عانى الأمرين، وهو يجهل ما يجري
    Yani, örneğin hâlâ sizin bir evlat edinip edinmeyeceğiniz konusunda bir fikri olmadığının farkında mısınız? Open Subtitles أعني، على سبيل المثال هل تدركان أنه لا يزال يجهل إن كنتما ستتبنّان طفلاّ آخر؟

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد