ويكيبيديا

    "يحزنني" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • beni üzüyor
        
    • üzüldüm
        
    • acı
        
    • üzücü
        
    • üzen
        
    • üzülüyorum
        
    • üzülerek
        
    • üzdü
        
    • üzse
        
    • çok üzüyor
        
    Bu beni üzüyor, efendim. Open Subtitles يحزنني ذلك يا سعادة القاضي، لأن هذا الرجل قد صلح حاله
    Yarışmaya katılma tarihinin geçmiş olduğunu söylemek beni üzüyor. Open Subtitles يحزنني أن الموعد النهائي للدخول للمسابقة قد مر عليه الوقت
    Francis'i seçmene üzüldüm... zayıf, beceriksiz bir kralı... Open Subtitles يحزنني انكِ اخترتي فرانسيس ملك ضعيف ومختل
    Her ne kadar beyimizi her zamanki 14 saatlik uykusundan mahrum bırakmak acı verse de, kendisinin bir randevusu var. Open Subtitles بقدرِ ما يحزنني حرمانُ جلالتكَ من القيلولة التي دامت 14 ساعة متواصلة ولكن لديكَ موعدُ.
    Yetişkin bir adamın altına işediğini görmek kadar üzücü bir şey olamaz. Open Subtitles لا شيء يحزنني أكثر من رؤية رجل بالغ . يتبول في ملابسه الداخلية
    Beni üzen şey kendimi aptalca astırdığım için karımın beni asla affetmeyeceğini düşünmek. Open Subtitles ما يحزنني هو التفكير بأن زوجتي لن تسامحني على ذهابي نحو المشنقه
    Devlet okullarındaki sistemin onu bu hale getirmiş olmasına gerçekten de üzülüyorum. Open Subtitles يحزنني أن نظام المدارس الحكومية أفشله بهذا الشكل
    Ancak üzülerek belirtirim ki, böyle büyük bir ev için personelimiz az. Open Subtitles لكن يحزنني أن لدينا موظفين أقل مما يحتاجه منزل كهذا
    Bunu söylemek beni üzüyor, fakat Ölüm Gözcüsü son derece ciddi bir tehdittir. Open Subtitles يحزنني ان اقول لكن حارس الموت الان ذو اهمية , تهديد مميت
    İster inan, ister inanma ama beni üzüyor, çünkü bir ara bütün bunlara bir gün bakıp, gülebileceğimizi sanmıştım. Open Subtitles نوعاَ ما يحزنني ذلك صدق أو لا لأنني اعتقدت عند نقطة ما يوماَ ما قد أنظر خلفي لكل هذا وأضحك
    İdam cezası almış olman beni üzüyor. Open Subtitles يحزنني أنك ستحصل على عقوبة الإعدام
    Bu beni üzüyor çünkü gerçektende öyle yapıyorsun. Open Subtitles هذا يحزنني لأنك تقوم بهذا فعلا.
    Size bunu bildirmek beni üzüyor ancak Henan'daki 30 milyon insanın yemek için yeterli yiyeceği yok. Open Subtitles يحزنني إبلاغك أنّ 30 مليون شخص في "هنان" ليس لديهم طعام كافي ليأكلوا.
    O kadının ölümüne çok üzüldüm. Open Subtitles نبأ وفاة هذه المرأة الشابة يحزنني.
    Annen için çok üzüldüm. Open Subtitles يحزنني ما جرى لأخيك
    Senin dağılışını görmek acı vermiyor mu sanıyorsun? Open Subtitles أتظنيني أنه لا يحزنني أن أراك على هذه الحال؟
    Bana asıl acı veren 1.3 milyar kişinin içinden sizlerin çıkması. Open Subtitles -أنا لا يحزنني سوى شيء واحد -أن بلد يصل عدد سكانها 130 كرور
    Tanrım, diğer erkeklerden farkın yok. Asıl üzücü olan, senin farklı olduğunu sanmamdı. Open Subtitles أنت تماما مثل الأشخاص الأخرين ما يحزنني يا ديلين أنا إعتقدت أنك سوف تكون مختلفا عنهم
    Beni üzen de o, bunlar hayatımın en güzel yılları. Open Subtitles وهذا ما يحزنني أنني في أحسن سنين عمري
    Onları evde buraktığım için çok üzülüyorum. Open Subtitles انه لا يحزنني بأن ادعهم يعيشون وحدهم
    üzülerek söylüyorum ki, kendimi de kaybetmiştim. Open Subtitles و يحزنني قول أنني فقدت طريقي
    Bu tavrınız beni üzdü fakat bunu bekliyordum. Open Subtitles موقفك يحزنني بالرغم من أنني كنتُ خائفاً بأن يكون كذلك
    Şimdi beni üzse de canını yakacağım. Open Subtitles أشعر الأن بأنني مضطر لإيذائك وهذا أمر يحزنني
    Sizi veya başka bir centilmeni bekletmek beni çok üzüyor. Open Subtitles يحزنني لإبقائك أنت أو أياً من السادة منتظرين

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد