"يحميهم" - ترجمة من عربي إلى تركي

• koruyacak
• koruyor
• korur
• koruyan
• korumaya
• karşı

O insanların tek istediği, onları öğrenmekten korktukları şeylerden koruyacak biri.
كل ما يريده هؤلاء هو ان يحميهم احد مما يخشون معرفته

Bizi koruyacak kimsenin olmadığını biliyor. Boşver artık bunu, meleğimi beğendin mi?
لأنة يعرف أنة لا يوجد أحد يحميهم من بطشة انسى ذلك, هل أعجبتك فتاتى ؟

Çünkü bu şehri ayaklarında tutan insanlar güçsüzlerden besleniyor ve kanunlar da onları koruyor.
لأن من يدير هذه المدينة يتغذون على الضعيف والقانون يحميهم.

Onları bu aşırı baskıcı babalarından koruyor.
إنَّهُ يحميهم من هؤلاءِ الآباءِ المتعجرفينَ القُساة

Herzaman çozuklarını korur ve onlara sahip çıkar, ta ki büyüyüp kendi başlarına hayatta kalmalarını öğretene kadar.
إنه يعتني بكلّ عطف بصغره ...و يحميهم يحرص عليهم حتّى يبلغوا السن المناسبة للاعتماد على النفس

Onları bazı enfeksiyon ve yaralanmalardan koruyan sahte bir deriyle örtülüler.
إنهم مغطون بـجلد اصطناعي يحميهم من العدوى والجروح

Onları ne kadar korumaya çabalarsa çabalasın... o bir kayaydı ve onlar da ona çarpıp parçalanıyordu.
لقد كان كصخرة . يحتمون بها من التحطم . على اى حال . لقد كان يحاول أن يحميهم

Etraflarında onları koruyacak bir adam yok.
بدون وجود رجل يحميهم.

Onları koruyacak kimseleri yoktu.
لم يكون هناك من يحميهم

- Onları koruyacak kimse kalmadı. - Ne?
لا يوجد هناك أحد لكي يحميهم - ماذا ؟

Onları kim koruyacak?
... من يحميهم ؟

Solucan avcısı Usopp-sama onları koruyacak!
(ينغى عليه أن يحميهم

Onları neyden koruyacak?
يحميهم ممّ؟

Kanunlar bu adamlara karşı mı yoksa onları koruyor mu?
القانون ضد الناس, أو أن يحميهم القانون؟

Onları kim koruyor?
من الذي يحميهم,أجيبي؟

Anayasamız hâlâ haklarımızı koruyor.
دستورنا ما زال يحميهم

Tanrı onları korur o zaman, değil mi?
حسنٌ , سوف يحميهم الـرب , صحيح ؟

Karıncalar onları işte bu yüzden korur.
لهذا السّبب يحميهم النمل.

Ben hâlâ onları koruyan kalkan olmayı görevim addediyorum.
ولازلت أعتبر أن واجبي أن أكون الدرع الذي يحميهم.

Ama onları koruyan bir dedeleri olduğunu söyledin.
ولكنك قلتَ أن لديهم أباً روحياً يحميهم

Ve dahası onları sevmeye ve.. korumaya başlarlar
بالغون على من يثقون الذي يحبهم و يحميهم

İnsanlar eczanelerde aşı olmak için sıralara giriyorlardı ama aşıların bu yeni viruse karşı onları koruyabilecek doğru aşı olup olmadığını bilmeden.
لشراء مطهر اليدين. وتقف الناس صفوفًا في الصيدليات ليأخذوا اللقاح، والذي لا يعلمون إذا كان هذا اللقاح يحميهم بالفعل من الفيروس الجديد.