Bu da Pete. Yani Paulie. Ben de karıştırıyorum. | Open Subtitles | وهذا بيت، بل أقصد بولي أنا نفسي يختلط علي الأمر |
Evet, yangın. Özür dilerim, hep yangınla golfü karıştırıyorum. | Open Subtitles | أجل، الحريق، آسف، دائماً يختلط علي الأمر بين الغولف والحريق |
Terimizin evrensel can suyu, dünyanın sularıyla karışıp yeryüzünün dört kısmına taşınıyor. | Open Subtitles | دورة الحياة لعرقنا يختلط مع مياه العالم يحمل أربعة أرباع من الكوكب |
Genelde "Nijer" olarak telaffuz ederim. Nijerya ile karışmaması için. | Open Subtitles | أنا أستخدم اللفظ "للنيجر" لكي "لا يختلط الأمر مع "نيجيريا |
Evet. Kafa karıştırmamak için Jetskici hırsız Jones demeliler, değil mi? | Open Subtitles | عليهم بتسميتك بالسافل كلقب وذلك حتى لا يختلط الأمر على أحد. |
Soylar birbirine karışmamalıydı. | Open Subtitles | يتحتم أن لا يختلط الدم النقى بالدم الدنس |
Bu küçük parçalanmış kaya kırıntıları ölü bitkilerle karıştığında, su depolamak için ideal ortamı oluşturdular. | Open Subtitles | عندما ينفصل الحطام من الصخور يختلط مع المواد النباتية الميتة، فإنه ينتهي إلى هذه البيئة المثالية لتخزين المياه. |
Her zaman karıştırıyorum. her neyse, az önce "R"yi kaybettik. | Open Subtitles | دائما يختلط علي الامر في ذالك .. عموما ان "R" مفقودة |
O ikisini hep karıştırıyorum. | Open Subtitles | (رود ستايغر) دائماً ما يختلط علي الامر بينهما ذين السافلين |
O ikisini hep karıştırıyorum. | Open Subtitles | دائماً ما يختلط علي الإثنتان. |
Rüya gördüğünde her şey birbirine karışıp korkularıyla birleşiyor. | Open Subtitles | حسنٌ، عندما تحلم، يختلط كلّ شيء ويجتمع مع مخاوفك |
Tıbbi tetkikçi yaşlı insanlarda olan kazara yüksek doz alımı olduğunu düşünüyor, Kafaları karışıp, yanlış dozu alıyorlar, ya da daha önceden iğne vurunduklarını unutuyorlar. | Open Subtitles | الطبيب الشرعى يعتقد انها جرعه مفرطه هذه تحدث مع المرضى كبيرى السن عادة ما يختلط عليهم الامر ياخدون عدد خاطىء من الجرعات ينسون انهم حقنوا انفسهم |
Çünkü kana karışıp zehri yok ediyormuş. | Open Subtitles | فهو يختلط بالدمّ ويقتل السمّ |
Genelde "Nijer" olarak telaffuz ederim. Nijerya ile karışmaması için. | Open Subtitles | أنا أستخدم اللفظ "للنيجر" لكي "لا يختلط الأمر مع "نيجيريا |
Kafamın karışmaması için lütfen sadece "tamam" de. | Open Subtitles | من فضلكِ قولي، "تم تفقّده" حتى لا يختلط عليّ الأمر. |
Şarap içiyorum. Alkolle ilacı karıştırmamak gerektiğini düşünüyorum. | Open Subtitles | أنا أشرب النبيذ ، و لا أعتقد أنك تحبّذ ان يختلط الدواء مع الكحول |
Başka bir kupayla karıştırmamak için soruyorum. | Open Subtitles | أنا أسألك ذلك كي لا يختلط عليّ كوب آخر مشابه له |
Diğer kuzularla karıştırmamak için. | Open Subtitles | حتى لا يختلط مع الأغنام الآخرى |
Peki o zaman. ["Gereksiz gizem"] Duruluk ve gizem birbirine karışırsa ne olur? | TED | حسنًا. "غموض مفيد" ماذا يحدث عندما يختلط الوضوح مع الغموض؟ |
herşey birbirine karıştığında kendini etrafıma saracak | Open Subtitles | ¶ عندما يختلط كل شيء ¶ ¶ ويلف نفسه حولي ¶ |
yoğun sevgi herşey karıştığında | Open Subtitles | ¶ وإني لأشعر بكثير من الحب ¶ ¶ عندما يختلط كل شيء ¶ |