ويكيبيديا

    "يختلف عن" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • farkı
        
    • farklı şeyler
        
    • farklı bir şey
        
    • den farklı
        
    • dan farklı
        
    • daha farklı
        
    • dan farklıdır
        
    • aynı şey değildir
        
    • farksız
        
    Dış uzay'ın diğer sınırlardan hiç bir farkı yok. Open Subtitles الفضاء الخارجي لا يختلف عن اي حدود اخرى.
    Izgaraya yapışmış bir biftekten hiç farkı yok. Open Subtitles الأمر لا يختلف عن قطع اللحم المشوي التي تلتصق على المشواة
    Sonikleyip giriyoruz, tamamen farklı şeyler. Open Subtitles استخدام المفك الصوتي ثم الدخول, هذا يختلف عن الدخول عنوة
    Bu burada konuştuğumuz konulardan biraz farklı bir şey çünkü... Open Subtitles الـ، اا، أ حسنا، أعتقد أن ذلك يختلف عن الحالات
    Ama görünüşe göre, insanoğlunun açgözlülüğü, Tao Tei'den farklı değil. Open Subtitles لكنني أستشفّ أن جشع البشر لا يختلف عن الوحوش الضارية
    Hamster'in bir antilop veya bir çita'dan farklı olmadığını fark ettim. Open Subtitles لكن بعد ذلك أدركت أن الهامستر لا يختلف عن الظبي أَو الفهد
    Senin hücrelerin bakterilere ve virüslere benimkilerden daha farklı tepki verirler. Open Subtitles الخلايا فى جسمك تقاوم البكتيريا و الفيروسات بشكل يختلف عن خلاياى
    Dürüst olmayan nabız, öfkeli nabız'dan farklıdır. Open Subtitles فنبض الشخص الغير الصادق يختلف عن نبض الشخص الساخط
    Bir şeyi yapmak istemekle bir şeyi yapabilmek aynı şey değildir. Open Subtitles الرغبة على تحقيق شيء يختلف عن كونك قادراً على على تحقيقه
    babamızın kılıç yolundan bir farkı yok. Open Subtitles ومع وجود هذا الحس لدينا، فالأمر لا يختلف عن طريقة والدي في تكريس نفسه للسيف.
    Bunun farkı yok. Open Subtitles و هذا جعلك غاضباً و هذا لا يختلف عن ذلك الوضع
    - Bir suçluyu itirafa zorlamak için yalan söylemekten farkı yok. Open Subtitles هذا لا يختلف عن الكذب على المجرم لكي يعترف
    Sıradan su işte. Yani Marx'ın bulunduğu sudan hiçbir farkı yok. Open Subtitles أعني، لا يختلف عن الماء الذي وجد فيه ماركس
    Eğer emir alamıyorsa, vahşi bir hayvandan hiçbir farkı yok. Open Subtitles أذا لم ينصاع الى الأوامر فهو لا يختلف عن الحيوانات المفترسة
    Bize baş kaldıranlardan hiçbir farkı yok. Open Subtitles إنه لا يختلف عن أى من الآخرين الذين حولوا ظهورهم لنا
    Tek söylediğim senaryoyu düşünmekle yaşamak farklı şeyler Open Subtitles ما أود قوله أن التفكير في الأمر يختلف عن عيشه
    Rahimle vajina farklı şeyler. Hala bir vajinam var. Open Subtitles الرحم يختلف عن المهبل لازال عندي مهبل
    Bir öteleme isteği. Bu bilfiil etkili bir reklam kampanyası yapmaktan farklı bir şey. TED هذا مجرد تحذير. لذلك ، وهذا يختلف عن الواقع وجود حملة إعلانية فعالة.
    Ona yapmak ise parmağına iğne batırmaktan farklı bir şey değil. Open Subtitles لكن بالنسبة إليها لا يختلف عن وخز إصبعها
    Ama görünüşe göre, insanoğlunun açgözlülüğü, Tao Tei'den farklı değil. Open Subtitles لكنه يبدو ليّ، جشع البشر لا يختلف عن الوحش "تاو تي".
    Burada işler Amerika'dan farklı. Open Subtitles التفوق هنا لا يختلف عن ذلك في أمريكا.
    Genellikle, hukuk sistemi genç mağdurlara ve tanıklara yetişkinlerden daha farklı davranılması gerektiğini idrak etmiş görünüyor. TED وعلى العموم، يبدو أن النظام القضائي يدرك أنه يجب معاملة الضحايا والشهود الأصغر سنًا بشكل يختلف عن البالغين.
    Burası Kuzeydoğu'dan farklıdır. Open Subtitles هنا يختلف عن الشمال الشرقي
    Uyuşturucu temelli bilinçsizlik, uyumakla aynı şey değildir. Open Subtitles فقدان الوعي الناجم عن العقاقير يختلف عن النوم.
    Etkileri orta-verimli bir Amerikan bombasından farksız. Open Subtitles التأثير لا يختلف عن تأثير القنبله الأمريكيه متوسطة التفجير

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد