İkincisi de, bu olayın ortaya çıkmasından acayip derecede korkuyordu. | Open Subtitles | و الثاني أنه كان يخشى أن يعرف الناس بهذ الحادث |
Bir çocuk köpeklerden korkar diğeri yükseğe çıkamaz başkası okyanusa giremez. | Open Subtitles | فتى يخشى الكلاب و آخر يخشى المرتفعات و آخر يخشى المحيط |
Bu çocukların ihtiyacı olan şey, onlarla beraber olmaktan korkmayan, onlarla oynayabilen birileri. | Open Subtitles | هذا ما يحتاجه أولئك الأطفال رجل غريب لا يخشى التواجد معهم واللعب معهم |
Paine'nin polise gitmesinden korktuğu için... işini bitirsin diye birini gönderdi. | Open Subtitles | و كان يخشى ان يذهب بيين الى البوليس لذا, فقد ارسل شخص ما ليُنهى حياتى |
Onunla evli kalıp, kendi gölgesinden korkan birisinden çocuk sahibi olamazdım. | Open Subtitles | لا يمكنني أن أكون زوجة وأُرزق بأطفال من رجل يخشى ظّله. |
Benzer şekilde, bir cami de hedef olmaktan korktu. | TED | بالمثل، كان لدينا مسجد يخشى أيضًا أن يكون مستهدفًا. |
Tabii ki korkuyorum. Hangi aklı başında insan öldürülmekten korkmaz ki? | Open Subtitles | بالتاكيد أنا خائفة، أيّ انسان عاقل لن يخشى من أن يقتل؟ |
Kendi mezarını kazıp içine atlamaktan korkmuyor. | Open Subtitles | لا يخشى أن يحفر قبره بيده ومن ثم يقفز فيه |
Ama o öyle bir dünyaydı ki Siyam, onu içine almaktan korkuyordu. | Open Subtitles | وبدت لي أنها تعرف عن العالم أكثر من أي شخص آخر لكنه كان عالم سيام الذي يخشى من إستخدامهم |
Charlotte ise bunun tam tersinin Stephan 'da olduğundan korkuyordu. | Open Subtitles | يخشى شارلوت كان المعاكس الحقيقي لستيفان. |
Yatmaya korkar oldu. Çok yorgun. Ayakta zor duruyor. | Open Subtitles | يخشى الذهاب للفراش إنه متعب، لا يمكنه القيام بأي شئ |
Sen de farklı bir şey var bir çok kişi ölmekten korkar. | Open Subtitles | هناك أشياء أستطيع رؤيتها يمكنني رؤية أي من الرجال يخشى الموت |
Çünkü hayallerini ve korkularını paylaşmaktan korkmayan birileriyle vakit geçirmek güzel oluyor. | Open Subtitles | من الرائع قضاءُ الوقت مع شخصٍ لا يخشى مشاركةَ أحلامه و مخاوفه. |
Ah, onları kim anlayabilir, yırtmaktan korkmayan, yalnızca gezen ve sonra rüzgâra dönüşen bir kadının bu dönemeçli Nijer nehrini. | TED | من يستطيع فهمها؟ تلك المرأة الشبيهة بنهر نيجيري ملتو لا يخشى الانسحاب للتّرحال والتحول إلى ريح. |
Biz insanların gezinemye korktuğu yerlerden gelen yasak şeyler satarız. | Open Subtitles | نبيع أغراض ملعونة آتية من أماكن يخشى الإنسان دخولها |
Frank, yengesinin onaylamayacağından korktuğu için gizlemiş. | Open Subtitles | أبقى الأمر سراً لأنه كان يخشى رفض خالته. |
Bu ülkede Rus ideolojisinin yayılmasından korkan, insanlar olduğunu anlayabiliyorum. | Open Subtitles | أنا أقدر أنه مازال هناك فى هذه البلد من مازال يخشى إنتشار الأيدولوجيه الروسيه |
Ackerman davayı almak istemedi çünkü kaybetmekten korktu. | Open Subtitles | ان اكريمان لم يقبل القضية لأنه يخشى ان يخسرها |
Amerikan bozayısı korkusuzdur insandan, silahtan, ölümden korkmaz. | Open Subtitles | ولكنّ الدُّبّ الرّماديّ الأمريكي .. لا يخشى شيئاً لا الرِّجال ولا الأسلحة ولا الموت |
En azından kirlenmekten korkmuyor. | Open Subtitles | انه معتاد على العمل القاسي في افضل الاحوال انه لا يخشى ان يتسخ من العمل |
Denemeye korkmuş biri için, çok şey kaybettin diyebilir misin? | Open Subtitles | بالنسبة لشخص يخشى المحاولة هل تستطيع القول بأنه فاتني الشئ الكثير؟ |
"Albay Forster, Wickham'ın güvenilir bir adam olmamasından korktuğunu söyledi." | Open Subtitles | العقيد فورستر قال بانه يخشى ان يكون ويكهام غير جدير بالثقة. |
Tek korkusu, cehenneme giderse köpeğin onu orada beklemesiydi. | Open Subtitles | لقدكان يخشى بأنه لو ذهب للجحيم.. سيجد ذلك الكلب بانتظاره هناك |
Bazı uzmanlar Batı'daki kadar silahı olabileceğinden korkuyorlar. | Open Subtitles | سلَح بأموال المخدرات جيشا مجهزا بأسلحة متطورة يخشى بعض الخبراء |
Babam evi satmak istiyor, çünkü faiz oranlarının artmasından endişe ediyor. | Open Subtitles | إن أبي يريد بيع البيت لأنه كان يخشى من أن ترتفع أسعار الفوائد |
Kardeşim canlı canlı gömülmekten çok korkardı, bu da önlem için. | Open Subtitles | أخي، كان يخشى أن يدفن حياً، لذلك هذا الجرس لحمايته |
Market poşetinden düşen karpuz gibi düşeceğinden korku. | Open Subtitles | إنه يخشى أن يسقط الطفل مثل البطيخة خلال الكيس البلاستيكي |