Ailemin hepsi hala orada, fakat Rodrigo Londra'da okuyor Hector da Cenevre'de. | Open Subtitles | عائلتي جميعها لاتزال هناك لكن رودريغو يدرس في لندن وهكتور في جنيف |
Hukuk okuyor ama hiç ders çalıştığını görmedim. | Open Subtitles | هو طالب في كلية الحقوق لكنه لا يدرس ابداً |
eğitim kadromuzun dışındaki çalışanların yüzde 90 ından fazlası ailelerden ve akrabalarından oluşuyor. | TED | أكثر من ٩٠٪ من طاقمنا الذي لا يدرس جميعهم أهالي وأقرباء للعوائل |
Ancak henüz Guggenheim'a gitme şansı olmamış, mimari okuyan Bombay'daki bir çocuk için bu erişimi bir düşünün. | TED | ولكن تخيلوا أن يشعر بهذا الإحساس طفل من بومباي يدرس فن العمارة، لم تسنح له الفرصة بأن يزور متحف غوغنهايم بعد. |
- Neil. June'un müzik öğretmenliği yaptığı yerde öğretmenlik yapıyor. | Open Subtitles | انه يدرس في نفس المدرسة التي تدرس فيها جون الموسيقى |
Şimdi, kalp üzerine çalışan herhangi biri bir kalbi elinde tutabilir, sahiden pompalamasını sağlayıp hareketin ortaya çıkmasını izleyebilir. | TED | يمكن لكل من يدرس القلب أن يحمل واحدًا بيديه وأن يجعله ينبض في الحقيقة ومشاهدة عمله ينكشف. |
New York Üniversitesi'nde işletme okuyor. | Open Subtitles | أنه يدرس أدارة ألاعمال في جامعة نيويورك اليس كذلك ؟ |
Georgetown üniversitesinde peyzaj mimarlığı okuyor. | Open Subtitles | إنها يدرس فن العمارة التزييني في جامعة جورج تاون |
Bu bir prensip meselesi. O da şimdi kimya okuyor. | Open Subtitles | إنها مسألة مبدأ، ولذلك فهو يدرس الكيمياء |
Bu bir prensip meselesi. O da şimdi kimya okuyor. | Open Subtitles | إنها مسألة مبدأ، ولذلك فهو يدرس الكيمياء |
Yani, Charles'ı ders çalışırken düşünebiliyor musun? | Open Subtitles | أعني، هل تتخيلين تشارلز يدرس بنهم اللغة اللاتينية والهندسة في المدرسة الداخلية؟ |
Oylama yapalım. Çocuk ders çalışmalı, diyenler? | Open Subtitles | دعنا نأخذ تصويتًا , من يعتقد أنّ الطّفل ينبغي أن يدرس ؟ |
Donna ve ben yarın akşam kütüphaneye ders çalışmaya gidiyoruz. | Open Subtitles | في يوم عيد الحب ؟ من يدرس في يوم عيد الحب؟ |
Bir papaz olmak üzere eğitim görmek için, Maulbronn'daki bir protestan okuluna gönderildi. | Open Subtitles | تم ارساله الى المدرسة الاكليريكية البروتستانتية في ماولبرون لكى يدرس اللاهوت كانت حياة صارمة ومنضبطة. |
Ve matematik, fen, mühendislik, ekonomi okuyan her öğrenci üniversitenin birinci sınıfının sonuna kadar kesinlikle kalkülüsü öğrenmelidir. | TED | وكل طالب يدرس الرياضيات، العلوم، الهندسة والإقتصاد عليهم بكل تأكيد تعلم التفاضل والتكامل بنهاية سنتهم الأولى في الكلية |
Oğlu 6 aydır okula gitmiyormuş, özel öğretmenlik yapmamı istiyor. | Open Subtitles | ولده لم يدرس لمدة ستة أشهر و يحتاج الى تدريس. |
Hep böyle değildir. Sizinki gibi çalışan hiç değil. | Open Subtitles | ليس دائمًا فهو لا يدرس بجد كما يفعل ولدكم |
O Fen okuyordu, ben İngiliz Edebiyatı. | Open Subtitles | ،لقد كان يدرس العلوم وأنا كنت أدرس الأدب الانجليزي |
-Bir sürü zengin çocuğa öğretiyor -Ve senfoniler falan öğretiyor. | Open Subtitles | يدرس العديد من أبناء الأغنياء ويعزف السيمفونيات، صح؟ |
Bu laboratuvar, bulaşıcı bakteri özelliklerini inceleyen İskoç bilim insanı Alexander Fleming'e ait. | TED | ينتمي هذا المختبر إلى أليكسندر فلمنغ، وهو عالم إسكتلندي يدرس خصائص البكتيريا المعدية. |
Kimi gençler yapıyor. Kimisi yıllarca gidiyor, haftada iki ya da üç gece. | Open Subtitles | بعض الفتيان قاموا بذلك.البعض ظل سنوات, يدرس يومين أو ثلاثة فى الأسبوع, |
Hiç bir müzik eğitimi almamış ama harika olan bir jaz müzikçi gibi. Matematiğe özel bir ilgisi var | TED | هي مثل ذلك الصديق عازف موسيقي الجاز والذي لم يدرس الموسيقى أبداً، لكنه موسيقي رائع. لديها مجرد إحساس بالرياضيات. |
Hawaii Üniversitesi'nden astrofizikçi Joshua Barnes yıldızlar çarpıştığında olanları araştırıyor. | Open Subtitles | عالم الفيزياء الفلكية جوشوا بارنس في جامعة هاواي يدرس ما يحدث عندما تتصادم النجوم |
Hizmetlinin masajla tedavi dersi aldığı ve onu teşvik etmek istediğiniz zamanı hatırlıyor musunuz? | Open Subtitles | أتذكران عندما كان يدرس البواب العلاج اليدوي وأردتما تشجيعه؟ |
Ve bir de özel öğrencilere hiç iyi bir şey yapmamış Bay Kang'ı öğretmen yapmak, ateşe yağ dökmek gibi bir şey olur. | Open Subtitles | وحقيقة ان الاستاذ كانج لايقوم بعمل جيد وتركه يدرس هؤلاء الطلبه كوضع الزيت على النار |