Birkaç şişe içtiğimiz bir gece Nick bana evlenme teklif etmişti. | Open Subtitles | شربنا عدة زجاجات وطلب نـك يدي للزواج منه |
Büyükbaban bana evlenme teklifi etmeden önce tanışalı 41 gün olmuştu. | Open Subtitles | عرفت جدك لواحد وأربعين يوماً قبل أن يطلب يدي للزواج |
Bir kaç yıl önce, bana evlenme teklif etmiştin. | Open Subtitles | منذ بضعة سنوات طلبت يدي للزواج. |
Jeremy'ye Evlenme teklif ettirmek, mutfağı boyatmak veya tuvaletin kapağını indirtmek gibi. Ben onu mecbur bırakmadıkça gerçekleşmeyecek. | Open Subtitles | من المستحيل ان يطلب جيرمي يدي للزواج لن يفعل ذلك إلا اذا طلبت منه ذلك |
Wayne, sırf hamileyim diye bana evlenme teklifi etmeni istemiyorum. | Open Subtitles | (واين)، لا أريدك أن تطلب يدي للزواج لأنّي حبلى فحسب. |
Yoksa bana evlenme mi teklif edeceksin? | Open Subtitles | ن تطلب يدي للزواج ، اليس كذلك؟ |
Andrew bana evlenme teklif ettiğinde, evet dedim. | Open Subtitles | عندما طلب "آندرو" يدي للزواج. وافقت. |
Daha önce, kimse bana evlenme teklif etmemişti. | Open Subtitles | لم يطلب أحد يدي للزواج من قبل |
Daniel bana evlenme teklif etti Douglas. | Open Subtitles | طلب "دانيل" يدي للزواج يا "دوغلاس" |
Nimish bu sabah bana evlenme teklif etti. | Open Subtitles | طلب "نيميش" يدي للزواج هذا الصباح |
bana evlenme teklif etmeni istiyorum. | Open Subtitles | أريدك أن تطلب يدي للزواج |
Tamam, Hector... bana evlenme teklif etti. | Open Subtitles | ...(حسناً، (هيكتور طلب يدي للزواج |
Peter bana evlenme teklif etti ve biz evleniyoruz! | Open Subtitles | (بيتر) طلب يدي للزواج... ونحن سنتزوج! |
Evlenme teklif edeceğini sanmıştım. | Open Subtitles | أعتقد بأنّه كان سيطلب يدي للزواج |
Nedense Evlenme teklif edeceğini sanmıştım. | Open Subtitles | ظننت لسبب ما أنك كنت ستطلب يدي للزواج |
Evlenme teklif ediyorlar. | Open Subtitles | نعم ، يبدأون بطلب يدي للزواج |