Eğer bir erkek bana dokunursa elini ısırıp koparmak istiyorum. | Open Subtitles | إناقتربأيّمنهم ولمسني... أريد أن أغرس أسنـاني في يدّه وأعضّهـا بقوّة |
Bu toplulugun lideri olarak size dostluk elini ilk uzatan ben olmak istiyorum. | Open Subtitles | كزعيم هذه الجالية هل لي أن أكون أول من يقدم لك يدّه من أجل الصداقة |
Sanki bir şey düşünüyormuş gibi elini başına koymuş. | Open Subtitles | إنه يضع يدّه على رأســه كما لو كان يُفكّر في شئ |
Manivela hareketi için eli en dipte. | Open Subtitles | جعل يدّه على طول المجال إلى النهاية للضغط |
Eğer elinin bu kadar kötü olduğunu fark etseydim, serbest kalmasını sağlardım. | Open Subtitles | ،لو أدركت أن يدّه كانت بهذا السوء كنت لطلبت حكم عدم تجريم |
Wing Chun'un özü, rakibinizin gölgesini takip etmektir, ellerini değil. | Open Subtitles | في الـ "وينغ شينغ" الرجل يتبع ظلّه وليس يدّه |
Kadın, onun eline dokununca arkadaşımın yüzünde bir çeşit huzur oluştu. | Open Subtitles | لقد لسمت يدّه وعلى وجهه، ذلك النوع من الهدوء |
Kardeşinin söylediğine göre, kaçıran kişi ağzını eliyle kapattığı zaman olmuş. | Open Subtitles | أختها الصغيرة قالت حدث عندما المختطف... ضع يدّه على فمّها. |
Bir düşman elini uzatıp yardım etmeyi önerebiliyorsa... | Open Subtitles | إذا عدو واحد يمكن أن يمدّ يدّه ويعرض للشفاء |
Bu masada, annenize herhangi bir şey yaptırabilmek için gücüm olduğunu düşünen varsa, elini kaldırsın. | Open Subtitles | كلّ من يظن على هذه المنضدة أني أملك نفوذ لجعل أمّكم تفعل أيّ شئ فليرفع يدّه |
elini açık tutması hayati derecede önemli ve hiç bir şeye dokunmamalı. | Open Subtitles | هو حرج بأنّه يبقي يدّه تفتح ولا شيء لمسات. |
Şehirden Cabrini-Green'e kadar onu takip ettiler, ve orada sağ elini paslı bir bıçakla uçurdular. | Open Subtitles | طاردوا رجل الحلوى خلال البلدة إلى كابرينى الخضراء... ... حيثقاموابتقطيع يدّه اليمنى بنصل صدئ. |
Mulder, psişik cerrahi, bir adamın tavuk ciğeri dolu kovaya elini batırıp hasta bedenden tümör çıkarmış gibi yapmasıdır. | Open Subtitles | مولدر، جراحة روحية بعض إنخفاض الرجل يدّه في سطل أحشاء الدجاج... ... ويتظاهربإزالةالأورام من المريض والساذج. |
Sonra elini sırtıma koyardı sanki çalıyormuşum gibi. | Open Subtitles | ثمّ يضع يدّه على ظهري كما عزفت |
Sağ eli mermi kalıntısı testinden pozitif. | Open Subtitles | يدّه اليمنى أظهرتْ نتيجة إيجابية لفحص جي إس آر. |
Olay mahallinde eli bu halde değildi ki. | Open Subtitles | يدّه ما كانت مثل هذا في موقع الأحداث. |
Sağ eli kesik. | Open Subtitles | يدّه اليمنى مقطوعه. |
Dün gece, çocuğun elinin üzerinde bir tane vardı. | Open Subtitles | الطفل كان عنده واحد على خلف يدّه ليلة أمس. تخميني؟ |
kendini unutturacak kadar, tabi sağ elinin yerinde olan demir pençesi ile karnını... değiştiği zamanlar dışında. | Open Subtitles | يقوم بخمش بطنك بالهوك الحديدي الذي لديه بدلا من يدّه اليمنى في ذلك الوقت |
Wing Chun'un özü, rakibinizin gölgesini takip etmektir, ellerini değil. | Open Subtitles | في الـ "وينغ شينغ" الرجل يتبع ظلّه وليس يدّه |
Bana ellerini ilk uzattığında bile... | Open Subtitles | عندما، لـ المرّة الأولى، عرضني يدّه... |
- Buraya döndüğü gece Longthorn hançerini eline sapladı ve Roger bağırmadı bile. | Open Subtitles | -ليلة عودته غرس لونجثورن خنجره مباشرة خلال يدّه وهو لم يصرخ حتى |
Şifa veren eliyle dokunup yarasını iyileştirmiş. | Open Subtitles | ... ختمجرحهاب لمس يدّه الموهوبة. |
Saldırgan, buraya gelen ve avucunun içiyle onu iyileştiren birini tarif etti. | Open Subtitles | وصفت البندقية رجلا الذي نزّل وأشفاه بنخلة يدّه. |