ويكيبيديا

    "يركز على" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • odaklanır
        
    • odaklanması
        
    • odaklı
        
    • odaklanmış
        
    • odaklanacak
        
    • odaklanıyor
        
    • odaklanmalarını
        
    Bunları bir kenara iter, işine... ve yapması gerekenlere odaklanır. Open Subtitles يضعها جانباً . . و يركز على ماذا ما هو عمله و يقوم بإنجازه أنا أضع إيماني في الله
    Dile mahsus evrensel özelliklere odaklanır. Open Subtitles إنه يركز على الخصائص العالمية المشتركة بلغة معينة
    aa, bu sabah konuştuğumda, ben ona ailesine odaklanması gerektiğini söyledim. Open Subtitles عندما تكلمت معه هذا الصباح اخبرته ان يركز على عائلته اليوم
    Ama bunu için doğru şeylere odaklanması gerekiyor. Open Subtitles لكن ذلك يتطلب منه أن يركز على الجوانب الصحيحة
    Bu yanıt çözüm odaklı. İnsanların bulundukları yerde ne yapabileceklerine bakıp buna cevap veriyor. TED إنّه يركز على الحلول. وكثيرا ما ينظر إلى ما يمكن أن يفعله الناس وأين هم ، للرد على هذا.
    Şu anda kamuoyu, suç ortağının da aynısını yapamayacağından emin olmaya odaklanmış durumda. Open Subtitles و الشعب الان يركز على شريكه ف الجريمه أمالا ان لا يفعل ذلك ايضا
    Her bölge kendi kendini yönetecek, yeniden yapılanmaya odaklanacak merkezi bir yönetimin güvenle kurulacağından emin olunana dek. Open Subtitles لحكومة الولايات المتحدة. كل أقليم سيكون قادرًا على حكم نفسه و يركز على إعادة البناء
    RCSS bir bölgeye odaklanıyor. Open Subtitles أيضا , نظام الرصد و المراقبة عن بعد يركز على منطقة معينة
    İnsanlara öleceklerini söylemenin güzel yanı, önceliklerine odaklanmalarını sağlamasıdır. Open Subtitles أروع شئ بإخبار أحد أنه يموت هو أنه يركز على أولوياته
    Özgürlük Partisi, Danimarka'nın güzelliklerine odaklanır. Open Subtitles حزب الحرية يركز على الجميل في الدنمارك
    - Peter elinden geleni yapıyor ancak son günlerde erotik Noel takvimi pazarlamasına odaklanır oldu. Open Subtitles حسناً (بيتر) يفعل ما بوسعه لكن مؤخراً كان على ما يبدو أنه يركز على تسويق رزنامته الجنسية عن قدوم المسيح
    Neyin başarıldığına odaklanır. Open Subtitles بل يركز على ما قد تم انجازه
    Onları bırakıp asıl göreve odaklanması emredildi. Open Subtitles و أن يركز على المهمة الأساسية و قام بعصيان الأوامر
    Babanızın işine odaklanması gerek sizin de Bahar Şarkı'nıza odaklanmanız gerek ve sizi çok seviyor dedim. Open Subtitles قلت ان اباكما يريد ان يركز على الحصول على عمل الأن وان عليهما ان يركزا على الاستعداد لمهرجان الربيع وانه يحبهما كثيراً
    Birçok bilim insanı en basit çözüm üstünde duruyor: Amiloid plakalarının bu doyma noktasına ulaşmasını engellemek. Bu da ilaç buluşlarının büyük ölçüde, amiloid plaklarının yoğunlaşmasını önleyecek bir bileşimin bulunmasına odaklanması anlamına geliyor. TED يراهن العديد من العلماء على الحل الأبسط: منع صفائح الأميلويد من بلوغ نقطة التحول، مما يعني أن اكتشاف دواء يركز على تطوير مركّب يمنع أو يتخلص أو يقلل من تكوم صفيحات الأميلويد.
    Sayın Yargıç bu soruşturma onun suçlu olup olmadığı üzerine odaklı oldu. Open Subtitles سماحة القاضي التحقيق كان يركز على إثبات برائته
    Bu sırtlana odaklanmış... ...ve onu ele geçirecek. TED فهو يركز على الضبع وسوف ينال منه
    Galiba artık her polis Katie Pine'e odaklanacak. Open Subtitles أعتقد الآن أن الجميع سوف يركز على (كاتي باين).
    Bir hayat almanın büyük dehşetini yaşayınca insan daha küçük detaylara odaklanıyor. Open Subtitles العقل يركز على صغائر الأمور عندما يواجه الرعب الأكبر وهو سلب حياة انسان.
    Düşünüp gerçeklere odaklanmalarını sağlayacak bir ses. Open Subtitles هذا صوتُ شخص في وقت النقاشات يركز على الحقائق.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد