Şu tarafta binanın arkasında hala bir ekip duruyor olabilir. | Open Subtitles | هناك ربّما فريقٌ واحد لا يزالُ هناك خلف ذلك المبنى. |
Bana rüyalarında hala iki kolu olduğunu gördüğünü söylerdi. | Open Subtitles | أَخبَرني أنهُ عندما كانَ يحلُم، كانَ ما يزالُ يملكُ كِلتا يَديه |
Göremedim. hala kötü durumda. Özel odaya yerleştirdim. | Open Subtitles | لا يزالُ في حالةٍ سيئة، فوضعتهُ في غُرفةٍ خاصة |
Fakat hâlâ çoğunlukla maymun ve tabii sivrisineklerde görülüyordu. | TED | لكنه كان لا يزالُ في معظمه في القرود، وبطبيعة الحال في البعوض. |
Bence bu tür bir düşünceyi daha çok uygulamaya bugünden başlarsak hâlâ keşfedilecek yepyeni bir dünya olur. | TED | وأعتقدُ لو بدأنا في تنفيذ هذا النوع من التفكير أكثر من اليوم، لا يزالُ هناك عالم جديد كامل بحاجة لاستكشاف. |
Düşünüyorum da böyle olmasaydı belki hala yaşıyor olurdu. | Open Subtitles | أظنُ أنهُ لو لَم يفعَل ذلك، تعلم، ربما كانَ ما يزالُ حياً |
Bu, bugün hala kulaklarımızda çınlayan bir dizeyi ateşledi.. | Open Subtitles | تضعُ شجاراً لا يزالُ يطنّ في آذاننا لحدّ الآن. |
..hala transta olan ve talimatları uygulayan kişi.. | Open Subtitles | لا يزالُ موضوع قبولِ للتعليمات في حالة الغفوة |
Şükürler olsun ki yılın bu zamanında bile hala daha yerel kahramanlar var. | Open Subtitles | إنَّنا لمسرورونَ جداً أنَّهُ لا يزالُ هنالكـَ أبطالٌ مدنيّون متواجدونَ في هذا الوقتُ من السنة |
Para gelecek doneme uygulanabilir ama bu donemin ekstre borcu hala duruyor. | Open Subtitles | المالَ قد يُمكِنُ تقديمهُ للفصلِ القادم لكن لا يزالُ هنالكَ الرصيدُ القائم لهذا الفصل. |
hala eski dostlarına tertip ettiği cehenneme göz yumuyor demek. | Open Subtitles | إذن هو لا يزالُ يَغُضُّ بَصَرَهُ عن الجحيم الذي وضع فيه أصدقاءه القُدامى الأعزّاء |
Annem ve babam hala seni soruyor. Lanet olsun, Radyolojiye inmem gerekiyor. | Open Subtitles | لا يزالُ والديَّ يسألانِ عنكـَ اللعنة, يجبُ أن أذهبَ إلى قسم الطب الإشعاعي |
hala sabahları yataktan kalkmama yardım ediyor bu. | Open Subtitles | لا يزالُ عاملاً مساعِدًا، أن تمتلك شيئًا يساعدك للنهوض من سريرك في الصباح |
Para hala el değiştirmedi, bu yüzden hala zamanın var. | Open Subtitles | ، لمْ يتمّ تسليم الأموال بعد . لذا لا يزالُ لديكَ الوقت لإيقافها |
Oylama yarın sabah, hala bir şeyler düşünebiliriz. | Open Subtitles | إن التصويت لن يكونَ إلّا بصباحِ الغد. لا يزالُ هنالِكَ وقتٌ لنا للتفكير بشيء. |
Hayır ama.. Belki lunaparktaki yükseklik sınırını hâlâ zorlayabilirim. Neden hiç basketbol oynamadığımı biliyor musun? | Open Subtitles | لكن ربّما ما يزالُ بإمكاني أن أتجاوزَ مسألةَ الطول هذه حين أعمل في السيرك أتعلم لمَ لم أشارك في فريقِ سلّة الجامعة؟ |
Tansiyonunuz hâlâ biraz yüksek. Bu yüzden hem sizi hem de bebeği izlemek için orada olacağım. | Open Subtitles | ما يزالُ ضغطُكِ عالياً لكنّني سأبقى لأراقبَكما أنتِ والطفل |
Çok güçlü bir tren değil ama elinden hâlâ iş gelir. Tamam. | Open Subtitles | و هو ليس بأفضل حالاته لكن ما يزالُ قويّاً بعض الشيء. |
hâlâ kötü bir şey olacak diye garip bir hissin mi var? | Open Subtitles | :هل لا يزالُ لديكِ ذلكَ الشعور السيئ شيءُ سيئاً سوفَ يحدثُ؟ |
Ama hâlâ diz çöküp yüzük verme olayını yapmak zorundasın. | Open Subtitles | لكن لا يزالُ عليك أنّ تركعَ وتُلبسني الخاتم |
Siktir, bak kim hâlâ buradaymış. | Open Subtitles | إنظروا من رجع. اللعنة , إنظروا من لا يزالُ هنا. |