Amerikan konsolosunu göreyim mi? O belki bu işi halletmenize yardımcı olur. | Open Subtitles | هل تقترح أن أرى القنصل الأمريكي وأجعله يساعدك في ترتيب الموضوع؟ |
Ve bu da diğer şeylere yardımcı olur. | Open Subtitles | و هذا من المفترض أن يساعدك في أي شيء آخر |
Sana bu konuda yardım edebilecek birini tanıdığımı söylesem ne yaparsın? | Open Subtitles | ماذا إن أخبرتك أنني قد أعرف شخصًا قد يساعدك.. في هذا؟ |
Ve kanunlarınız size bu konuda yardım edemez. | Open Subtitles | والقانون لن يساعدك في هذا |
Bu benim komşum. Kablo çekmede sana yardım edecek. | Open Subtitles | بيرو هذا جاري وسوف يساعدك في تمديد الكيابل |
Bizim için bir köle.Küçük misafirimizle işimiz bittiğinde, etrafı temizlemek için yardım edecek birinin olması güzel olcak. | Open Subtitles | من الجيد دوما أن يكون هناك من يساعدك في مسح الأرض عندما ننتهي من ضبفتنا |
O adam hakkında yumuşak kalpli olduğunuzu biliyorum çünkü kafasını çalıştırıyor, ve oradaki saçma şeyi yapmada size yardım ediyor, ama o sert bir suçlu. | Open Subtitles | أعرف أنك تتعاطف مع الفتى لأنه عبقري و لأنه يساعدك في هذه البدعة هناك لكنه مجرم عنيف |
İstediğinizi düşündüğünüz şeye yaklaşmak, yapmayı hayal ettiğinizden daha fazlasına ulaşmanıza yardımcı olabilir. | TED | فأن تصبح قريباً مما اعتقدت أنك تريده يمكنه أن يساعدك في تحقيق أكثر مما حلمت أن بإمكانك تحقيقه. |
Çamaşır yıkamana yardım etsin diye çocuk yapmak gibi bir şey. | Open Subtitles | كما لو أن أحد أبنائك يساعدك في الغسيل |
150 fentanyl veriyorum. Acını azaltmaya yardımcı olur. | Open Subtitles | حقنتُه بـ 150 ميللي من الفنتانيل , يجب على هذا أن يساعدك في تخفيف الألم |
Ama umarız ki hayatınızı yeniden kurmanıza yardımcı olur, ki amacımız bu. | Open Subtitles | .ولكن على أمل أن يساعدك في إعادة البناء .لأن إعادة البناء هو ما نطمح إليه |
Ve kanunlarınız size bu konuda yardım edemez. | Open Subtitles | والقانون لن يساعدك في هذا |
Sana bir konuda yardım ettiğini söyledi. | Open Subtitles | قال إنه يساعدك في أمر ما .. |
Bu arada bunda vakit geçirmenize yardım edecek şeyler var. | Open Subtitles | في الوقت الحالي هذا شيئاً يساعدك في قضاء الوقت |
Bu sana bütün bu isim gizleme işlerinde yardım edecek. | Open Subtitles | سوف يساعدك في كل ما يخص اسمك السري وما الى ذلك |
O adam hakkında yumuşak kalpli olduğunuzu biliyorum çünkü kafasını çalıştırıyor, ve oradaki saçma şeyi yapmada size yardım ediyor, ama o sert bir suçlu. | Open Subtitles | أعرف أنك تتعاطف مع الفتى لأنه عبقري و لأنه يساعدك في هذه البدعة هناك لكنه مجرم عنيف |
Rayında gitmende sana yardımcı olabilir diye düşündüm. | Open Subtitles | ظننت أن ذلك يمكن أن يساعدك في وضعك على الطريق الصحيح |
Çamaşır yıkamana yardım etsin diye çocuk yapmak gibi bir şey. | Open Subtitles | كما لو أن أحد أبنائك يساعدك في الغسيل |