ويكيبيديا

    "يستطيع العيش" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • yaşayamaz
        
    • yaşar ki
        
    • büyüyemez
        
    • yaşayabilir
        
    • yaşayamasın
        
    • yaşayamayacağını
        
    Bir erkek, sadece işlenmiş et ve mayalanmış yoğurtla yaşayamaz. Open Subtitles الرجل لا يستطيع العيش بلحم مدخن و لبن مختمر فقط
    İnsanlar içinde de uzun süre yaşayamaz. TED و لكنه لا يستطيع العيش لفترى طويلة في أجسام البشر
    Kim böyle bir pis kokunun arasında yaşar ki? Open Subtitles من يستطيع العيش في هذا المكان النتن؟
    İngiltere'de büyüyemez, Giuseppe. Open Subtitles لن يستطيع العيش في "إنجلترا" يا "جوسيبي"
    Vereceğim parayla kente dönüp, yaşayabilir. Open Subtitles ولكن بالمال الذي سأدفعه له يستطيع العيش سعيداً في المدينة
    Burada olmakla gittiğin başka bir yerde olmak arasınında ne fark var ki bir insan her iki yerde de aynı rahatlıkta yaşayamasın? Open Subtitles ما هو الأختلاف هنا عن هناك أو عن أى مكان آخر أن شخصاً واحد لا يستطيع العيش فى كلا الموضعين بهذة السهولة ؟
    Şuan ona sahip değil ve onsuz yaşayamayacağını düşünüyor. Open Subtitles ،الآن هو لا يستطيع أن يعود إليها إنّه يعتقد أنّه لا يستطيع العيش بدونها
    Ama sizin evin karmaşasında yaşayamaz o. Çok kalabalıksınız siz. Open Subtitles طبعاً ، ليدرس ، لن يستطيع العيش وسط كل الفوضى في منزلكم
    Leland imkansız biri... onunla kimse yaşayamaz. Open Subtitles ليلند غير معقول ، لا احد يستطيع العيش معه
    AMA BİRİ VARLIĞINI SÜRDÜRÜRKEN DİĞERİ yaşayamaz. Open Subtitles لا الواحد يستطيع العيش ولا الاخر يستطيع النجاة
    Ama kimse senin standartlarına göre yaşayamaz çünkü sen de o standartlara göre yaşayamıyorsun. Open Subtitles لكنّك تعرفين أنّ أحداً لا يستطيع العيش بهذه المقاييس لأّنكِ أنتِ لا تستطيعين العيش بهذه المقاييس
    Tamam, o burada yaşayamaz, ve Federline kesinlikle burada yaşayamaz. Open Subtitles حسناً, هو لا يستطيع العيش هنا وفيدرلاين لا يستطيع بالتأكيد العيش هنا
    İnsan sadece cips ve guacla yaşayamaz. Open Subtitles الرجل لا يستطيع العيش على رقائق البطاطا و الأطعمة النباتية فحسب
    - Başka kim burada yaşar ki? Open Subtitles - من غيرهم يستطيع العيش هنا؟
    İngiltere'de büyüyemez, Giuseppe. Open Subtitles لن يستطيع العيش في "إنجلترا" يا "جوسيبي"
    Bunu düşünüyorum... Yanımda gelemez. Annemle yaşayabilir. Open Subtitles إنني أفكر بذلك ، بأنه يجب عليه البقاء هنا حيث يستطيع العيش مع أمي
    Böcekler uyku halinde 18 ay yaşayabilir. Open Subtitles لا الناموس يستطيع العيش في نوم عميق لمده 18 شهرا
    Daha güçlü olanlar daha uzun yaşayabilir, 60 gün gibi. Open Subtitles الواحد الأقوى يستطيع العيش مدة أطول قليلاً،مثل 60 يوماً
    Burada olmakla gittiğin başka bir yerde olmak arasınında ne fark var ki bir insan her iki yerde de aynı rahatlıkta yaşayamasın? Open Subtitles ما هو الأختلاف هنا عن هناك أو عن أى مكان آخر أن شخصاً واحد لا يستطيع العيش فى كلا الموضعين بهذة السهولة ؟
    Sonra da yaptığı şeyle yaşayamayacağını anlayıp kendini öldürmüş. Open Subtitles وبعد ذلك انتحر لانه لا يستطيع العيش مع مافعله.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد