| Nihayet, evlilik vizesi için Bize yardım edebilecek biri çıktı. | Open Subtitles | واخيرا, شخص ما يستطيع مساعدتنا في الحصول على فيزة زواج. |
| Ahbap, şunlar için Bize yardım edebilecek kimseyi tanıyor muyuz? | Open Subtitles | يا صاح، أنعرف شخصاً يستطيع مساعدتنا مع أسطح طبخ غير صحية. |
| Bize yardım edebilecek, çok ama çok güçlü bir büyücü var. | Open Subtitles | ثمّة ساحر في غاية القوّة قد يستطيع مساعدتنا |
| Hayvanat bahçesi görevlisi yardım edebilir. | Open Subtitles | .. ولكن حتى نعرف المزيد حارس حديقة الحيوانات يستطيع مساعدتنا |
| Eğer orada biri varsa, belki de dışarı çıkmamıza yardım edebilir. | Open Subtitles | ولكن هذه المرة أنا متأكدة اسمعن ،إن كان هناك أحد هنا فربما يستطيع مساعدتنا في الخروج من هنا |
| Ciddiyim, bize asıl kimin yardım edebileceğini biliyorum. | Open Subtitles | وأنا فى الواقع أعرف شخصا يستطيع مساعدتنا |
| Dinle, eğer kız kardeşin New Jersey'deyse orada bize yardımcı olabilecek birini tanıyorum. | Open Subtitles | إسمع .. إذا كانت أختك في نيوجيرسي أعرف شخصا ما هناك ربما يستطيع مساعدتنا |
| Burada olan bizleriz. Oradakiler bize yardım edemez. | Open Subtitles | نحن بمفردنا هنا لا يوجد أحد بالإسفل يستطيع مساعدتنا |
| Tüm bu sorunlar arasında Bize yardım edebilecek bir şey olmalı. | Open Subtitles | مع كل هذه الاضطرابات يجب ان احصل على شيء ما يستطيع مساعدتنا |
| Ama burada Bize yardım edebilecek başka biri daha var. | Open Subtitles | لكن يوجد شخص آخر هنا قد يستطيع مساعدتنا. |
| Sanırım Bize yardım edebilecek birini tanıyorum. | Open Subtitles | أظن انّي اعرف شخصا ما .يستطيع مساعدتنا |
| Evet ama Bize yardım edebilecek tek biri var o da June Cogan. | Open Subtitles | ..... لكن, يوجد شخص واحد يستطيع مساعدتنا في ذلك وهي جون كوغان |
| Bize yardım edebilecek bir adam var. | Open Subtitles | هناك رجل، ربما يستطيع مساعدتنا |
| Çocuklar, sanırım Bize yardım edebilecek birini biliyorum. | Open Subtitles | يا رفاق أظني أعرف من يستطيع مساعدتنا |
| Bir arkadaşım var. Halk bilimiyle çok ilgili, bize yardım edebilir. | Open Subtitles | لدي صديق، لديه علم بتلك الأشياء أعتقد بأنه يستطيع مساعدتنا |
| Bir arkadaşım var. Halk bilimiyle çok ilgili, bize yardım edebilir. | Open Subtitles | لدي صديق، لديه علم بتلك الأشياء أعتقد بأنه يستطيع مساعدتنا |
| Bu konuda kim yardım edebilir? Biri var mı? | Open Subtitles | صحيح ، حسنا ، من الذي يستطيع مساعدتنا في هذا ؟ |
| Eğer o da işin içindeyse, Stack'e içeriden ulaşmamıza yardım edebilir. | Open Subtitles | كل الادله فى المنزل. اذا كان متورطاً, فهو يستطيع مساعدتنا للوصول إلى |
| Çok güzel. Onunla konuşursak, Amelia'yı bulma konusunda yardım edebileceğini düşündük. | Open Subtitles | كنتُ أفكّر بأن نتحدث معه، (لنرى إن كان يستطيع مساعدتنا بإيجاد (أميليا. |
| Evet ve Gadreel yardım edebileceğini söyledi. | Open Subtitles | و"قادريل" قال بأنه يستطيع مساعدتنا |
| Merkezinizde bize yardımcı olabilecek biri var mı? | Open Subtitles | أثمة أي أحدٍ بمكتبِ يستطيع مساعدتنا مع هذا؟ |
| Bize yardım edemez, Önce o gitsin. | Open Subtitles | انه لا يستطيع مساعدتنا الأن و بمجرد رحيله |
| Böylesine karanlık bir zamanda bize sadece o yardımcı olabilir. | Open Subtitles | فقط هو يستطيع مساعدتنا في هذه الأوقات الصعبة |