İkinizi birbirinize karşı kullanıyorlar. | Open Subtitles | انهم يستغلون هذا الوضع، انهم يلعبون لكم اثنين من بعضهم ضد البعض الآخر، |
Lanet olsun, kendi sinyallerimizi bize karşı kullanıyorlar. | Open Subtitles | اللعنة , الآن يستغلون إشارتنا الخاصة ضدنا |
Hayaletler bunu, buraya giriş yapmak için kullanıyor. Bozgunculuk yapıyorsun. | Open Subtitles | الأشباح يستغلون هذا ليدفعوا بأنفسهم - أنت تفسد الأمر - |
Çok rahat olunca insanlar bunu kullanıyor. | Open Subtitles | . إذا أصبحت متساهلة , الناس سوف يستغلون ذلك |
Hikayelere olan aşkınızı sizi maniple etmek için kullanan insanlar var. | TED | هناك أناس يستغلون حبك للقصص كي يتلاعبون بك. |
Sovyetler kazanır, çünkü yeteneklerini takım içinde oturmuş olan sistem için kullanırlar. | Open Subtitles | والسوفييت يفوزون لأنهم يستغلون تلك الموهبة لتحسين أداء الفريق ككل |
Babası prens, geçen gün vefat etti, köylüler de bu durumdan faydalanıyor. | Open Subtitles | والدها الأمير وافته المنية البارحة ولقد كان الفلاحون يستغلون الوضع. |
Düşük ücretle çalışanlardan faydalanıyorlar. | Open Subtitles | إنهم يستغلون الناس الذين يحصلون على الفتات |
Hepimiz kullanılıyoruz. Erkek kadını, kadın erkeği kullanır. | Open Subtitles | الجميع يستغلون, الرجال يستغلون النساء والنساء يستغلن الرجال |
En küçük hatamızda zayıflıklarımızdan faydalanırlar. | Open Subtitles | أي شيء أقل، وسوف يستغلون ضعفنا. |
Yardım kuruluşunu, kara para aklamayı gizlemek için paravan olarak kullanıyorlar. | Open Subtitles | هم يستغلون الاعمال الخيرية كواجهة لغَسْل النقود المزيفةِ. |
Hayır ama Piliç Gezegeni'ni para aklamak için paravan olarak kullanıyorlar. | Open Subtitles | لا. ولكنهم يستغلون الفتيات كواجهة لغسيل الأموال |
Diplomatik dokunulmazlıklarını ilaç, elmas ve sahte para kaçırmak için kullanıyorlar. | Open Subtitles | إنهم يستغلون حصانتهم الدبلوماسية لتهريب المُخدرات والماس وتزوير الأموال |
Kendi işlerini yürütmek için şirketi paravan olarak kullanıyorlar. | Open Subtitles | إنهم يستغلون الشركة كغطاء لتنفيذ عملهم الخاص. |
Bana saldırmak için bu fırsatı kullanıyorlar. | Open Subtitles | انهم يستغلون هذه الفرص لمهاجمتى |
İstediğini elde etmek için herkes birbirini kullanıyor. | Open Subtitles | الجميع يستغلون بعضهم ليحلصوا على مُرادهم. |
Bence Meclis Başkanı Salem'da korku yaratmak için onu kullanıyor. | Open Subtitles | أعتقد أن المجلس يستغلون حالتها. لنشر الذعر في سالم. |
Yani, eğer patojen konağın sağlıklı ve aktif olmasına ihtiyaç duymazsa ve seleksiyon bu konakları kullanan patojenleri desteklerse, yarışmanın galipleri kendi üreme başarıları için konaklarını sömüren organizmalar olacaktır. | TED | لذا ان لم تتطلب الكائنات العائل ليكون صحيحاً و نشطاُ و الانتقاء الواقعى يشجع الكائنات التى تستفيد من هؤلاء العوائل, فالفائزون فى المنافسة هم الذين يستغلون العائل لصالح نجاح تكاثرهم. |
Seni kullanırlar ve bir kenara fırlatıp atarlar. | Open Subtitles | يستغلون النساء ، ويتخلصوا منهم ، ويمكن أن يضربوهم |
Senin kocaman bir yüreğin var, ve insanlar bundan faydalanıyor. | Open Subtitles | وهناك دوماً أشخاص يستغلون هذا -ما كنت لتفكر أن منهم أخاك |
Feromonlarda bu şekilde daha iyi faydalanıyorlar. | Open Subtitles | عبر الغدد العرقية. هذه هي الطريقة التي يستغلون بها الفرمونات بهذه الكفاءة. |
Patronlar çalar, çalışanlar bunu koz olarak kullanır. | Open Subtitles | الرؤساء يسرقون, والموظفين يستغلون ذلك للنفوذ. |
İnsanlar her zaman hasta olanlardan faydalanırlar. | Open Subtitles | الناس دائما يستغلون المرضى |