ويكيبيديا

    "يستفيد" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • ihtiyacı
        
    • yarar
        
    • yararı
        
    • fayda
        
    • faydası
        
    • yararına
        
    • elde
        
    • faydalanabilir
        
    • faydalandığını
        
    • kâr
        
    • işine
        
    • lehine
        
    • faydalanır
        
    • faydalanıyor
        
    • yararlanmaya
        
    Chris şu anda yardımına ihtiyacı olan bir deden var. Open Subtitles تعلم يا كريس, لديك جَدّ يمكنه أن يستفيد من مساعدتك
    Ancak davayı mahkeme süresince ilerletmek için daha deneyimli ve donanımlı polislerden elde edilecek yarar davanın asıl önemini hafifletti. Open Subtitles لكن مخففة من المغزى الأصلي المتصورة ، سوف يستفيد في الواقع من... الاستثمارية من قبل هيئة الشرطة أكثر خبرة وجهزت
    Haklı. kimsenin yararı yok, üstüne onu üzeceksin. Open Subtitles أنه على حق , لن يستفيد أحد و ستجرحها فقط
    Anlatmak istediğim, bir robot gerçek hayattaki varlığımız için fayda sağlayabilir. Open Subtitles مقصدي أن الانسان الآلي يمكن أن يستفيد من معيشته بالعالم الحقيقي
    Öyle olsa bile bu tıbbi malzemeleri çalmanın, bir chuunin için faydası yok. Open Subtitles لكن رغم ذلك, ما الذي يمكنه من تشونن أن يستفيد من هذه المواد؟
    Bunu ummuyordum. O halde bu şey ikimizin de yararına olacak. Open Subtitles ليس كما منت اتوقع .ثم ادركت ان كلانا قد يستفيد من ذلك
    Hayır değil ama bu anlaşmada bazılarımızın istediğini pek elde edemediğini de görmezden gelemezsin. Open Subtitles كلا، ولكن لا يمكنك تجاهل حقيقة أن بعضنا لا يستفيد من هذا الاتفاق جيدا
    Ve ressam da bu çalışmadan ileride hangi renkten ne kadar ihtiyacı olacağını hesaplayarak faydalanabilir. TED وقد يستفيد الفنان نفسه من طريقة إعداد القوائم هذه بأن يستخدمها ليتوقع كم علبة طلاء سيحتاج في المستقبل
    Öte yandan devamlılık kavramı bebeğin aralıksız fiziksel temastan... daha çok faydalandığını göstermektedir. Open Subtitles من الناحية الأخرى، يبين مفهوم الإستمرارية بأن الطفل رضيع يستفيد أكثر من ثابت الإتصال الطبيعي.
    Buranın kriz anlarında birine ihtiyacı olabilir. Open Subtitles هذا المكان يُمكنه .أن يستفيد من شخص في إدارة الأزمات
    Düşünüyordum ki, Carlos, bir işe ihtiyacı olduğundan eminim. Open Subtitles كنت أفكر ب كارلوس اعتقد ان من الممكن أن يستفيد من الوظيفة
    Kendi kendime sordum, "Kıyamet silahı kimin daha çok işine yarar?" Open Subtitles لذلك سألت نفسي من يمكنه أن يستفيد من جهاز نهاية العالم أكثر؟
    Bir yandan da aldığı eğitim disiplin işe yarar diyorum. Open Subtitles من ناحية الآخرى أفكر أنه ربما يستفيد منه التدريبات,النظام
    Bu işe siyaset karıştırmanın hiç kimseye yararı olmaz. Open Subtitles لن يستفيد أحد إذا قُمت بإقحام السياسة في هذا الأمر
    Halklarımızın karşılıklı olarak fayda sağlayabileceği bir yol aradığını sanmıştım. Open Subtitles حسبت أنك تريد أن تجد طريقة يستفيد منها قومانا معاً
    Ama bana bir şeyi açıklamanızın büyük faydası olabilir. Open Subtitles لكنّه يمكن فقط أن يستفيد إذا أنت يمكن أن توضّح شيء لي.
    Hayatında yetişkin bir erkeğe ihtiyaç duyuyor, ve senin için de masum biri yararına olur. Open Subtitles هو يمكن ان يستفيد من شخص اكبر منه سنا وانت يمكن لك بالتأكيد تظل قائما في البراءة
    World Well böyle bir meblağdan faydalanabilir Gillian biz de senin uzmanlığından faydalanabiliriz. Open Subtitles العالم يمكن أن يستفيد من ذلك المال، جيليان. ونحن يمكن أن نستفيد من خبراتك.
    Öte yandan devamlılık kavramı bebeğin aralıksız fiziksel temastan... daha çok faydalandığını göstermektedir. Open Subtitles من الناحية الأخرى، يبين مفهوم الإستمرارية بأن الطفل رضيع يستفيد أكثر من ثابت الإتصال الطبيعي.
    Yani sizler ve ben, temizlenmiş yağmur ormanlarından doğrudan kâr sağlıyoruz. TED لذا جميعنا يستفيد من الغابات المطيرة التي تمت إزالتها.
    O da birisinin işine yaramasını isterdi. Open Subtitles كانت تخص إبني وكانت تعني له الكثير وكان سيرغب أن يستفيد منها شخص ما
    Muhtemelen istediği bilgiyi edindi ve bunu lehine kullandı. Open Subtitles على الأرجح انه جمع المعلومات حتى يستفيد من استخدامها
    Demek istediğim genel bir inanışa göre çocuk iki ebeveynden de faydalanır. Open Subtitles أعني، انه يعتقد عموما أن يستفيد الأطفال غالبا من وجود كلا الوالدين
    Herkes bundan faydalanıyor, tabi, işe alınanlar, çünkü bir iş buldular ve haysiyet. TED كل شخص يستفيد من ذلك -- طبعا العاملون لأنهم يحصلون على عمل وكرامة.
    Herkes benim zavallı Kabasakal' ımdan yararlanmaya çalışıyor. Open Subtitles أوه، بلوتو، بلوتو، بلوتو! الجميع يستفيد من بلدي بلوتو الفقراء!

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد