ويكيبيديا

    "يسرع" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • acele
        
    • hızlı
        
    • çabuk
        
    • Hızlanıyor
        
    • hızlandırdı
        
    • hızlandıran
        
    • hız
        
    • hızlandırıyor
        
    • hızlandırır
        
    • hızlandırması
        
    • hızlandıracak
        
    Allenby acele etsin, yoksa o Kudüs'e varmadan biz Dera'da oluruz. Open Subtitles اخبر الينبى ان يسرع والا وصلنا "درّاه" قبل وصوله الى القدس
    - acele etmezse otobüsü kaçıracak. - Vakti var. Open Subtitles من الأفضل أن يسرع وألا ستفوته الحافلة لديه وقت
    Pilottan daha hızlı gitmesini rica ettim. Open Subtitles كنتُ قد طلبت من الطيار أن يسرع في الطيران
    Vera hızlı hareket ettiğini biliyorum. Open Subtitles بار تّوقّف اصبح اسرع أعرف بالفعل, حبيبتي أعرف أنّه يسرع
    Dansa davet alacaksam bari federaller çabuk olsa. Open Subtitles إذا تلقيت دعوة للرقص أتمنى أن يسرع الفيدراليون
    Ama gittikçe Hızlanıyor ve ben o treni kaçırmaktan çok koruyorum. Open Subtitles لكنّه يسرع ويسرع وأنا خائف أنني سأفوّته.
    Tesis naquadria çekirdeğinden güç çekmeye başladı bile, ...bu da işleri oldukça hızlandırdı. Open Subtitles حسناً المنشأه تسحب طاقه بالفعل من نواه النكوادريا وهذا يسرع الأمر بكثير
    Rosa, gringoya acele etmesini söyle. Evim keşmekeş içinde. Open Subtitles روزا، أخبري الغرينغو أن يسرع منزلي في حالة فوضى
    Winchell acele etmeli. Top oyuna girince saat çalışmaya başlayacak. Open Subtitles يجب أن يسرع وينشيل ستبدأ الساعة عندما تقذف الكرة
    Tüm metali yakalamak için acele etmeliyiz. Open Subtitles يجب علينا أن نجعل فتى المعادن الكامله يسرع في عمله
    Neden hiç birşey söylemiyor, acele etmesi gerek yoksa şüphelenecek. Open Subtitles لماذا لم يقل شيئاً ، عليه أن يسرع وإلا ستشك بالأمر؟
    Neden hiç birşey söylemiyor, acele etmesi gerek yoksa şüphelenecek. Open Subtitles لماذا لم يقل شيئاً ، عليه أن يسرع وإلا ستشك بالأمر؟
    Belki biri işini böldü. O da işini bitirmek için acele etti. Open Subtitles ربّما أحدهم قد قاطعه لذا كان عليه أن يسرع في الإنتهاء.
    Üstlerinden her geçişimde, ayı daha da hızlı yemeye, başlıyordu ve bedenin üstüne, daha da kapanıyordu. Open Subtitles وخلال كل عودة لي له كان يسرع في التهام طعامه ويجثم بقوة على الهيكل الصدري للضحية
    Başka bir fikrim var. Bu lanet araba daha hızlı gidemez mi? Geliyorlar! Open Subtitles إسمع ، لدي خطة ثانية ألا يمكنكَ أن تجعل هذا الشيء يسرع ؟ هاهم قادمون
    İddiaya girerim ki en başta yavaş sonra hızlı sonra tekrar yavaş gidip geliyordur. Open Subtitles أظن أنه يبدأ ببط، ومن ثم يسرع ومن ثم ببطء مجدداً
    Biriniz elini çabuk tutup şunu beceremez mi? Open Subtitles هل من أحد هُنا يسرع و يغتصب هذا الرجل، الآن؟
    çabuk gelmesini söyledim çünkü orası çökecekti. Kurtarmayı kabul ettim! Ama o nerede? Open Subtitles قلت عليه أن يسرع لأنه سينهار و وافقت على إنقاذ ، لكن أين هو ؟
    - Hızlanıyor. - Bu adamları tanıyoruz. Open Subtitles انه يسرع الامر - نحن نعرف الاحتمالات -
    Ama kafein bu süreci gerçekten hızlandırdı. Open Subtitles نعم لكن الكافيين يسرع الأمور حقاً
    Demek istediğim, kalp atışlarımı hızlandıran seslerden hoşlanırım. Open Subtitles ما أعنيه أنني, أحب الأصوات التي تجعل قلبي يسرع نبضه.
    Arabasına atlar ve dolaşır telsizinden 911 çağrılarını dinler ve hız limitlerini aşardık. Open Subtitles كان يركب في سيارته و يتنظر مكالمات الاستغائة و يسرع هل سبق و كنت في مسرح جريمة مباشرة بعد حدوثها ؟
    Buzların erimesiyle oluşan sular denize karışıp erimeyi hızlandırıyor. Open Subtitles تنساب مياه الذوبان من الأرض لتختلط بالبحر مما يسرع من ذوبان القشرة الجليدية فوق البحر
    İşleri hızlandırır. Open Subtitles شخص الذي بوسعه أن يسرع الأمور.
    İnsanlarımızın konumumuzu bulmasını sağlayıp hızlandırması için mi? Open Subtitles والتى تعطي موقعنا للناس, مما يسرع الانقاذ؟ ماذا؟
    Bu icat, grip aşıları hazırlanış şeklini büyük oranda hızlandıracak ve muhtemelen binlerce hayat kurtaracak. TED مما يسرع الطريقة التي يُنتج فيها لقاح الإنفلونزا. مما سيحفظ الآف الأرواح.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد