ويكيبيديا

    "يشاركه" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • paylaşmak
        
    • paylaşabileceği
        
    • paylaşacak
        
    • paylaşan
        
    • paylaşacağı
        
    Ya yeni ailesini onunla paylaşmak istemediyse? Open Subtitles ماذا لو أنه لم يرده أن يشاركه أمه وأباه؟
    Seni burada niye paylaşmak istemediğini anlıyorum. Open Subtitles لذا، أفهم أنّه لايريد لأحد أن يشاركه فيك هنا
    Michael sıkıntısını paylaşabileceği bir kardeş bulmanın sevinciyle eve geldi. Open Subtitles مايكل رجع المنزل سعيدا لأنه يملك أخا يشاركه همه
    Michael sıkıntısını paylaşabileceği bir kardeş bulmanın sevinciyle eve geldi. - Haberler iyi. Open Subtitles مايكل رجع المنزل سعيدا لأنه يملك أخا يشاركه همه
    Çok heyecanlı, sanki bizimle paylaşacak bir sırrı var gibi. Open Subtitles أنه متحمس كما لو أنه لديه سر لكي يشاركه معنا
    Odasını paylaşacak birini istediğini mi düşünüyorsun? Open Subtitles هل تظن أن هذا ما يريده ؟ شخص يشاركه الحجرة بالمستشفى
    Bilakis, kocamın, ideallerini anlayıp paylaşan bir arkadaş bulmuş olmasına seviniyorum. Open Subtitles على العكس من ذلك ، أنا مسرورة أن زوجي قد وجد صديق... ... الذي يفهم و يشاركه في المثل
    Bugün huzurumda, hepinizle paylaşacağı bir ceza bu. Open Subtitles عقاباً يجب ان يشاركه معكم جميعاً اليوم
    Bu hafta bir şeyler paylaşmak isteyen birileri var mı? Open Subtitles إذاً, أي شخص حصل على شيء هذا الأسبوع ويريد أن يشاركه ؟
    Eğer Bay Solloway'in bir yorumu varsa, ...belki de bunu mahkeme ile paylaşmak isteyebilir. Open Subtitles اذا كان سيد سولواي لديه تعليق ربما يريد أن يشاركه معنا؟
    Peki, Eşsiz dışında bir şeyler paylaşmak isteyen var mı? Open Subtitles إذاً، بإستثناء (يونيك) هل لدى أي أحد شيء ما يود أن يشاركه معنا؟
    paylaşmak istemiştir. Open Subtitles -أجل، يريد أن يشاركه
    O ayıcıkta, ona sonunda en derin sırlarını paylaşabileceği bir arkadaş bulduğunu hissettiren bir şey vardı. Open Subtitles جعله يشعر أنه حصل على صديق أخيراً يستطيع أن يشاركه بأهم أسراره
    Ama onu paylaşabileceği birini bekliyor. Open Subtitles لكنه ينتظر أحداً ما لكي يشاركه السر
    Ama bunları paylaşacak kimsesi yoktu. Yalnızdı. Open Subtitles و لكنه ليس لديه شخص يشاركه المنزل, لقد كان وحيد
    Çünkü hayat kısa ve tüm ihtişamıyla yerle bir olan bu dünyada, kişinin kendi dehasını, kendi cazibesini, kendi şüpheli ahlakını paylaşan biriyle tanışması çok ama çok güç. Open Subtitles لأن الحياة قصيرة جداً، ومن النادر جداً أن يقابل المرء وأن يجد شخصاً يشاركه ذكاءه وسحره، وقانونه الأخلاقي المريب في عالم فاشل بشكل مهيب.
    - Canlı yenilmek bahsedilmişken Steve'in gruptaki herkesle paylaşacağı bir şey var. Open Subtitles حسناً, لايمكنني أبقاؤه سراً بعد الآن (ستيف) لديه شيء ويود أن يشاركه -مع الجميع, مع المجموعة

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد