ويكيبيديا

    "يشاهده" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • izlediği
        
    • görmediği
        
    • izliyor
        
    • gören
        
    • seyrediyor
        
    • izler
        
    • görmemiş
        
    • görmedi
        
    • izlediğini
        
    • farketmemesi
        
    • izleyemeyecek
        
    Hala koşuyor üniversiteyi geçip John'un izlediği stadyuma doğru. Open Subtitles انه ما زال يركض عبر الجامعة و في الملعب بينما يشاهده جون
    Ölümünden sonra Alois otopsisini yapar ve Auguste'nin beynin de daha önce görmediği tuhaf plaklar ve yumaklar bulur. TED بعد وفاتها، قام ألويس بتشريح جثتها، ووجد ترسبات وتجاعيد غريبة في دماغ أوجستا.. شيء لم يشاهده من قبل في حياته.
    Oyuna katılıyor ve babası da orada ve onu izliyor ve oğluyla gurur duyuyor. Open Subtitles لقد دخل المباراة ووالده هناك يشاهده وهو فخور جداً
    O geceden beri ne onu gören var ne de ortada cesedi var. Open Subtitles لم تظهر جثته ولم يشاهده أحد منذ تلك الليلة
    Adamın ölmesini seyrediyor. Open Subtitles إنه يشاهده وهو يموت
    Son baharda yağmurlu pazar günlerinde onu izler. Open Subtitles يشاهده عندما يكون الجو ممطراً ولا يمكنه الخروج بالعطله
    Sınırdaki tüm bağlantılarım onu arıyor, fakat hiç kimse onu görmemiş. Open Subtitles جميع من أعرفهم على الحدود بحثوا عنه، لكن لم يشاهده أحد
    Göreceğiniz şeyi daha önce kimse görmedi, tekrar ediyorum hiç kimse daha önce böyle bir şey görmedi! Open Subtitles ما ستشاهدونه الان، لم يشاهده انسان من قبل لم يشاهده انسان من قبل
    Bu orospu çocuğunun neler izlediğini anlat bana. Open Subtitles اخبرنا عما يشاهده هذا السافل على الانترنت.
    Kimse sadece şu an izlediği diziyi izlemeye devam edemez mi? Open Subtitles ألا يستطيع أي شخص الاكتفاء بما يشاهده الآن؟
    Bu iki kişinin izlediği film hangisidir? Open Subtitles ما هو الفيلم الذى يشاهده الشخصان ؟
    Şu sıralar bütün kadınların izlediği dizi ne? Open Subtitles أي مسلسل يشاهده النساء هذه الأيام ؟
    Hiç kimsenin görmediği bir altın dağı yapmak için. Open Subtitles وقد بنيت جبل الذهب الذي لم يشاهده أحد من قبل
    Daha önce hiç görmediği bir mikrop ya da virüs. Open Subtitles نوع من المسبب المرضي أو العامل الفيروسي الذي لم يشاهده من قبل
    Yabancıların daha önce görmediği bu muhteşem buluşma... her sabah yalnız yarım saat... ve yılda yalnız birkaç hafta oluyor. Open Subtitles هذا التجمع المذهل، لم يشاهده الغرباء حتى الآن، يحدث لنصف ساعة من كل صباح ولأسابيع قليلة من السنة
    Ama her nerde, nasıl çıkarlarsa çıksınlar herkes izliyor olacak. Open Subtitles لكن الذي نعلمه، أينما كان، و متى ما كان فسوف يشاهده الناس
    Onun ölmesini izliyor. Open Subtitles إنه يشاهده وهو يموت
    Telefonuma cevap vermiyor ve görünen o ki, imdat çağrısından beri onu gören olmamış. Open Subtitles لا يستجيب لمكالماتي ولم يشاهده أحد منذ فترة
    Hayır, oğlum seyrediyor.... ...Öyle mi? Open Subtitles لا... ابني يشاهده
    Gripten yatarken onu izler. Open Subtitles يشاهده عندما يكون مريضاً بالزكام
    Herhangi bir tuhaflıkla karşılaşmamış Kimse adamın dışarı çıktığını görmemiş Open Subtitles لم ترى اي شيء مريب ولم يشاهده احد يخرج من بيته
    Amerikan halkı bu filmi... bu filmi görmedi. Open Subtitles و الرأي العام الأميركي لم يشاهده لم ير الفيلم.
    Makineler insanların ne izlediğini biliyor insanların ne okuduğunu insanların ne satın aldığını hatta insanların ne hissettiğini. Open Subtitles الآلات تعلم ما يشاهده الناس، ما يقرأه الناس، ما يشتريه الناس، حتي ما يشعره الناس.
    George Michael babasını farketti ve yasal sistemi kötüye kullandığını farketmemesi için saklanacak yer buldu. Open Subtitles (جورج مايكل)، لمح والده ولم يود أن يشاهده معارضاً للنظام لذلك بحث عن مكان للاختباء
    Annen dışında başka kimsenin izleyemeyecek olması ne kötü. Open Subtitles من السيء أن لا يشاهده أحد سوى أمك

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد