Bazı adamların bunları satın aldığına dair şehirde söylentiler var. | Open Subtitles | هنالك إشاعة تقول أن هناك رجل في المدينة يشتريها كلها |
Biliyorum. Babamız onu bizim için satın alır,değil mi, Jemima? | Open Subtitles | انا اعرف ان والدى سوف يشتريها من اجلنا اليس كذالك جيميما |
Onları kimin satın aldığını biliyoruz, ama kimin getirdiğini ve verilen ilk el kim bilmiyoruz. | Open Subtitles | لقد كننا نعرف من يشتريها و لكننا لم نعرف من كان يجلبها هنا و هذة هي أول أولوياتنا |
Kimse yukarıdan almaz benimkilerin altındakilerini ancak alırlar. | Open Subtitles | على ذلك الرف المرتفع حتى لا يشتريها احد غيري |
Pekâlâ, ona neden alması gerektiğini söyle, tamam mı? Artılarına odaklan. | Open Subtitles | إذا اخبره لماذا يجب عليه ان يشتريها ركز على ايجابياتها حسناَ |
Ukiyo-e'ye hala çocukların satın aldığı posterler gibi davranılıyor. | Open Subtitles | اليوكيو لا زال يعامل كالصور التي يشتريها الأطفال. |
Asıl konu, bu araba paranın satın alabileceği en iyi araba. | Open Subtitles | المقصود هو إنها أفضل سيارة يمكن للمال أن يشتريها |
Sadece evcil hayvan dükkanlarını, sürüngen uzmanlarını ara- yılanların dünyasını bilmiyorum- ...ve onları kimin satın aldığını öğren. | Open Subtitles | وأحضر أخصائيّ لا أعرف، عالم أفاعي وأنظر من كان يشتريها |
Hayatım boyunca diğer insanların kavgalarından uzak durdum ve kralların insan hayatına karşılık satın aldığı gücü ve zenginliği küçümsedim. | Open Subtitles | وإستخففت بالقوة والثروة التي يشتريها الملك بحياة الرجال |
O yaşlı bir bunak paranın satın alabileceği en süslü tafraları yapıyor ve ben, kendi adıma, yalnızlık çeken saçma sapan bir insanın, planlarımızı bozmasına seyirci kalacak değilim. | Open Subtitles | إنه طفل عجوز يرمي أكثر نومات الغضب تفصيلاً التي يمكن أن يشتريها المال و أنا لن أقف و أسمح |
Bazı zevkleri para bile satın alamaz. | Open Subtitles | بعض الملذات حتى المال لا يمكن أن يشتريها. |
Sonra da bana kimin satın alabileceğin söyle. | Open Subtitles | وبعدها سوف تخبرني، من سوف يريد أن يشتريها |
Benden en az 500 gineye satın alacağına eminim. | Open Subtitles | أنا متاكد أنه سوف يشتريها مني بـ 500 باوند أو أكثر |
Teknik olarak bana aitler, biri satın alana kadar. | Open Subtitles | لذا، تقنياً، هي لي الى ان يشتريها شخص ما |
Paranın satın alamayacağı şeyler var, ama çok azdır, belki de, senin inanmak istediğinden daha az | Open Subtitles | هناك أمور لا يشتريها المال لكن ربما أقل مما تعتقدين |
Şarkıları başkası yazıyor, Billy de bunları satın alıyor veya çalıyor. | Open Subtitles | أحد غيري يؤلف الأغاني "بيلي" يشتريها أو يسرقها أنا لا أجيد كتابة أية شيء |
Kamera görüntüleri, onu cinayet gecesinden birkaç gün önce aldığını gösteriyor. | Open Subtitles | صور كاميرات المراقبة تظهره و هو يشتريها قبل أيام من وقوع الجريمة |
Ama çok pahalı olduğu için asla paraya kıyıp da almaz. | Open Subtitles | لكنه لا يشتريها أبداً لأنها غالية |
Babama bana bu kızağı alması için ne kadar yalvarmıştım, ve o da almayacak gibi davranmıştı, çünkü nasıl kullanacağımı bilmiyordum. | Open Subtitles | لقد توسلت لأبى كثيراً ليشترى لى هذه المزلجة. وقد تظاهر أنه لن يشتريها لى أبداً. |