"يشتريها" - Translation from Arabic to Turkish

• satın
• aldığını
• almaz
• alması

Bazı adamların bunları satın aldığına dair şehirde söylentiler var.
هنالك إشاعة تقول أن هناك رجل في المدينة يشتريها كلها

Biliyorum. Babamız onu bizim için satın alır,değil mi, Jemima?
انا اعرف ان والدى سوف يشتريها من اجلنا اليس كذالك جيميما

Onları kimin satın aldığını biliyoruz, ama kimin getirdiğini ve verilen ilk el kim bilmiyoruz.
لقد كننا نعرف من يشتريها و لكننا لم نعرف من كان يجلبها هنا و هذة هي أول أولوياتنا

Kimse yukarıdan almaz benimkilerin altındakilerini ancak alırlar.
على ذلك الرف المرتفع حتى لا يشتريها احد غيري

Pekâlâ, ona neden alması gerektiğini söyle, tamam mı? Artılarına odaklan.
إذا اخبره لماذا يجب عليه ان يشتريها ركز على ايجابياتها حسناَ

Ukiyo-e'ye hala çocukların satın aldığı posterler gibi davranılıyor.
اليوكيو لا زال يعامل كالصور التي يشتريها الأطفال.

Asıl konu, bu araba paranın satın alabileceği en iyi araba.
المقصود هو إنها أفضل سيارة يمكن للمال أن يشتريها

Sadece evcil hayvan dükkanlarını, sürüngen uzmanlarını ara- yılanların dünyasını bilmiyorum- ...ve onları kimin satın aldığını öğren.
وأحضر أخصائيّ لا أعرف، عالم أفاعي وأنظر من كان يشتريها

Hayatım boyunca diğer insanların kavgalarından uzak durdum ve kralların insan hayatına karşılık satın aldığı gücü ve zenginliği küçümsedim.
وإستخففت بالقوة والثروة التي يشتريها الملك بحياة الرجال

O yaşlı bir bunak paranın satın alabileceği en süslü tafraları yapıyor ve ben, kendi adıma, yalnızlık çeken saçma sapan bir insanın, planlarımızı bozmasına seyirci kalacak değilim.
إنه طفل عجوز يرمي أكثر نومات الغضب تفصيلاً التي يمكن أن يشتريها المال و أنا لن أقف و أسمح

Bazı zevkleri para bile satın alamaz.
بعض الملذات حتى المال لا يمكن أن يشتريها.

Sonra da bana kimin satın alabileceğin söyle.
وبعدها سوف تخبرني، من سوف يريد أن يشتريها

Benden en az 500 gineye satın alacağına eminim.
أنا متاكد أنه سوف يشتريها مني بـ 500 باوند أو أكثر

Teknik olarak bana aitler, biri satın alana kadar.
لذا، تقنياً، هي لي الى ان يشتريها شخص ما

Paranın satın alamayacağı şeyler var, ama çok azdır, belki de, senin inanmak istediğinden daha az
هناك أمور لا يشتريها المال لكن ربما أقل مما تعتقدين

Şarkıları başkası yazıyor, Billy de bunları satın alıyor veya çalıyor.
أحد غيري يؤلف الأغاني "بيلي" يشتريها أو يسرقها أنا لا أجيد كتابة أية شيء

Kamera görüntüleri, onu cinayet gecesinden birkaç gün önce aldığını gösteriyor.
صور كاميرات المراقبة تظهره و هو يشتريها قبل أيام من وقوع الجريمة

Ama çok pahalı olduğu için asla paraya kıyıp da almaz.
لكنه لا يشتريها أبداً لأنها غالية

Babama bana bu kızağı alması için ne kadar yalvarmıştım, ve o da almayacak gibi davranmıştı, çünkü nasıl kullanacağımı bilmiyordum.
لقد توسلت لأبى كثيراً ليشترى لى هذه المزلجة. ‏ وقد تظاهر أنه لن يشتريها لى أبداً.