Üzgünüm. Çok fazla tasarımcı hediyesi var. Aradığın şeyi bulmak zor oluyor. | Open Subtitles | آسف، الكثير جداً من هدايا المصممين يصعب العثور على ما أبحث عنه |
Söylenenler doğruysa, bulmak zor olmamalı. | Open Subtitles | لو كان هذا حقيقي ، لن يصعب العثور عليها. |
Elinde kullanacak şey olmayınca bir şeyi bulmak zor oluyor. | Open Subtitles | يصعب العثور على شيءٍ، حينما لا تحوز شيئاً تبدأ من خلاله. |
Albay'ın dediği gibi : "İyi adamları bulmak zordur" | Open Subtitles | وكما يقول العقيد يصعب العثور على الرجال الطيبين |
Pek bakılası bir tip değil ama bir aile babası bulmak çok zor bu günlerde. | Open Subtitles | لا بأس بمنظره ولكن يصعب العثور على من يريد تكوين أسرة |
Bu zamanda iyi bir şişe bulmak çok zor. | Open Subtitles | يصعب العثور على القوارير الجيّدة هذه الأيّام |
Bulunması çok zor bir adamsınız, bayım. | Open Subtitles | أنت شخص يصعب العثور عليه يا سيدي. |
İyi bir kuaför bulmak zor ama ben buldum ve sen bunu yapacaksın. | Open Subtitles | إفهم، يصعب العثور على شخص يتقن صبغ الشعر وتعمل من جراج منزلها لكن أنا وجدتها، وأنت ستفعل هذا |
“İyi Bir Adam bulmak zor” ise, ailesine yaklaşırken bile çok suçlu birini affettiği için dayanılmaz olan büyükanneden bahseder. | TED | في "رجلٌ جيدٌ يصعب العثور عليه"، تخلّص جدةً لا تطاق لمسامحتها مجرمًا متصلبًا، حتى لو كان يقترب من عائلتها. |
Böyle bir bağlılık bulmak zor işte. | Open Subtitles | حسناً، يصعب العثور على التزام كهذا |
Bu aralar sizi bulmak zor | Open Subtitles | يصعب العثور عليك مؤخراً |
İyi bir yardımcı bulmak zor. | Open Subtitles | يصعب العثور على مساعدة جيدة |
Doğduğu zaman uyumlu bir donör bulmaya çalışmıştık ama etnik kökenimiz yüzünden bulmak çok zor. | Open Subtitles | حاولنا العثور على متبرع بعد ولادته مباشرة، لكن المتبرعين من الأعراق المختلفة يصعب العثور عليهم. |
bulmak çok zor değil. | Open Subtitles | -لا يصعب العثور عليه |
Bulunması çok zor bir kadınsınız. | Open Subtitles | لقد كنتِ سيدة يصعب العثور عليها |
- Bunlar da Bulunması çok zor B tarafları. | Open Subtitles | و ها هو ، يصعب العثور علي (بي - صايدز) |