Yemek yapıyor, temizliyor ve hatta suyla ilaç bile yapıyorlardı. | TED | وإنهم يطهون طعامهم به، وينظفون به، حتى أنهم يصنعون أدويتهم بإستخدامه. |
Hata yaparlar; işte benim asıl dikkat çekmek istediğim bu. | TED | هم يصنعون الأخطاء؛ ولكن تلك فكرتي بالضبط. |
Günümüzde, biliminsanları içeride çalışmayı tercih ediyorlar, bu yüzden bilgisayar simülasyonları yapıyorlar ve fiziksel modeller yapmıyorlar pek. | TED | في هذه اﻷيام يفضل العلماء العمل في الداخل فهم لا يبنون نماذج فيزيائية و لكن يصنعون محاكاة بالحاسوب |
Tanrı'ya göre, gelen cemaat orayı kilise yapar, bina değil. | Open Subtitles | الرب يرى هذا، الناس من يصنعون الكنيسة و ليس المبنى |
Onlar senelerden beri düz ekran monitörler üretiyorlar. | TED | لأنهم كانوا يصنعون شاشات مسطحة منذ عدة سنوات. |
Ağlayan bir adam bizden düğme ve sabun yaptıklarını söyledi. | Open Subtitles | رجل كان يبكي قال : بأنهم يصنعون منا الأزرار والصابون |
Bin yılı aşkın bir süredir ipek imal ediyorlar ve hastalıklı yumurta diye bir şey duymamışlar. | Open Subtitles | انهم يصنعون الحرير منذ ألاف السنين و لم يسمعوا أى شىء عن بيض مريض |
Bu gün, misafirlerimiz var. Fransız televizyonu için, bizim hakkımızda film yapıyorlar. | Open Subtitles | نحن لدينا زوار اليوم ، إنظروا هم يصنعون فيلماً عنا للتلفزيون الفرنسي |
tarihi yazanlar sadece yaptıkları ... daimi çatışmalar aracılığıyla yaşam mücadelesinin altını çizenlerdir. | Open Subtitles | الذين يصنعون التاريخ بالتأكيد يصارعون من اجل الحياة خلال افعالهم انه الصراع الابدي |
- Bu canavarları böyle yaratıyorlar. | Open Subtitles | .لكنها مازالت طفله .هكذا يصنعون تلك الوحوش |
Bölgedeki her demirci onun için kılıç ve zırh yapıyor. | Open Subtitles | جعل كل حدادين المدينه يصنعون سيوفا و دروعا |
Bu bayan 10 tonluk bir otobüsle böcek çorbası yapıyor ama ona alçıdan bir kafa gösterince, tedirgin oluyor. | Open Subtitles | السيدات يصنعون عصير الحشرات مع الرئيس لكنهم يروها ورقه الخدعه للرأس وهى ترتعب ,يا للنساء |
Bu şirket ne iş yapıyor? | Open Subtitles | ماذا تعمل هذه الشركة؟ هل يصنعون الأشياء أم ماذا؟ |
Şefler foie gras'yı satın alır ve kendilerinin yaparlar. | TED | الطهاة ياخذون الأوز لكنهم يصنعون خاصتهم بأنفسهم |
Yapımcılar birşeyleri zanaatkarların yaptığından daha güzel, daha zarif, daha konforlu yaparlar. | TED | بالمقابل، صانعو الأشياء، يصنعون الأشياء بجمالية أكثر، بأناقة أكثر براحة أكثر مما يفعل الحرفيون |
Artık bu kadar iyilerini yapmıyorlar. Burada onlardan çok var. | Open Subtitles | لم يعدوا يصنعون مثلها الآن.لما يوجد الكثير منهم هنا؟ |
Zengin insanlar, böyle çay yapar. Çabukça onu iç. | Open Subtitles | الناس الأغنياء يصنعون مثل هذا الشاى أشربه بسرعة. |
Ev eşyaları da üretiyorlar, dikkatini çektiyse eğer. | Open Subtitles | يصنعون أدوات منزلية أيضاً إذا كنت مهتماً |
Oh. Artık neden yılda sadece 100 kasa yaptıklarını anlıyorum. | Open Subtitles | الآن عرفت لماذا يصنعون مائة صندوق منها في العام فقط |
Uyuşturucudan fazlasını imal ediyorlarmış. Baksanıza. Geçenkinin aynısı. | Open Subtitles | ،إنّهم لا يصنعون المخدّرات فقط .انظر، ذات الأسلحة التي وجدناها |
Hayır, bunu Fransa'dan aldım. Orada daha iyi Scooter yapıyorlar. | Open Subtitles | لا، إن هذه من فرنسا وهم يصنعون الدراجات بشكل أفضل |
Eh, 12 Aralık'ta, Quanta denilen bir şirket yapmayı kabul etti, ve onların gezegendeki tüm dizüstülerin üçte birini falan yaptıkları düşünülürse, bu soru yok oldu. | TED | حسنًا، في الثاني عشر من ديسمبر، وافقت شركة تسمى كوانتا على بنائه، وحيث أنهم يصنعون الثلث من كافة الحواسيب المحمولة على الكوكب اليوم، اختفى ذلك السؤال. |
Hesaplamalarım doğruysa, gezegeni tüketecek bir garabet yaratıyorlar. | Open Subtitles | لو كانت حساباتي صحيحة فهم يصنعون مجالاً غير محدود من الجاذبية سوف .. يستهلك الكوكب |
Ben çocuklara mısır koçanından nasıl bez bebek yapılır onu gösterecektim. | Open Subtitles | كنت سأعلم الأولاد كيف يصنعون الدمى بقشرة الذرة |
Çaylaklık dönemimde almıştım. Bunları artık üretmiyorlar. | Open Subtitles | حصلتُ على هذا عندما كنتُ مبتدئاً لم يعودوا يصنعون مثل هذا بعد الآن |
Bu yaşlı adamların hepsi bizim. Afrikada savaşı yaratan kişiler. | TED | لأن لدينا أؤلئك الرجال العجائز الذين يصنعون الحروب في أفريقيا. |
Bu buz kırıcılar, başka kış sakinleri için de beslenme fırsatı yaratır. | Open Subtitles | مكسرينالجليدهؤلاء، يصنعون فتحة للأخرين عبر فصول الشتاء. |