ويكيبيديا

    "يضيف" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • ekliyor
        
    • katkıda
        
    • ekler
        
    • eklemek
        
    • katacak
        
    • eklemeli
        
    • katacağını
        
    • kattı
        
    - Bunun konuşmaya bir şey ekleyeceğini sanmıyorum - Evet, ekliyor. Open Subtitles لا أظن أن هذا سيضيف شيئئا لتلك المحادثة نعم هو يضيف
    Varsayalım ki banka, size kur yapmak için, maaşınıza fazladan 500 dolar ekliyor. TED تخيل أن البنك، يتودد إليك، يضيف 500 دولار شهريًا إلى راتبك.
    Belki de dünyanın güzelliğine ve insanoğlunun ruhuna bir katkıda bulunmayacaklar. Open Subtitles ربما أنه لن يضيف إلى جمال العالم أو لحياة الإنسان
    doğal olarak, beyin retinadan gelen bu sinyallere kendi içinde neler olduğu konusunda bir yığın bilgi daha ekler. TED وبطبيعة الحال ، يضيف الدماغ الكثير من المعلومات الى ما يحدث من خلال الاشارات التي تاتي الى شبكية العين
    Herhangi bir şey eklemek veya soru sormak isteyen var mı? Open Subtitles حسناً هل هناك من يريد ان يضيف شيئاً او تحدي لقاري
    Onun işinde bizim çalışmamıza değer katacak bir şey buldum. Open Subtitles لقد وجدت شيئاً في عمله يُمكن أنْ يضيف قيمة لعملنا،
    Sonra, hayatları tehlikeye girdiğinde... ve mafya adamı onları kovaladığında, sadece yüksek tansiyon değil... onların aşkına hüzünlü unsurlar eklemeli. Open Subtitles ثم، عندما رجل المافيا يطاردهم، يضيف عنصر حزين لرومانسيتهما.
    Zayıf yetiştirilme ortamına biraz zarafet katacağını düşünmüş. Open Subtitles اعتقدت انه ربما يضيف قليلا من التهذيب لتربيتها المهزوزة
    Anne, görüş alanını ölçen Callaway titanyum... - ...golf sopası almamız gerekiyor! - Her vuruşa metreler ekliyor. Open Subtitles أمي، نريد مضرب تيتانيوم كالاواي إنه يضيف الياردات عند أي تأرجح
    Bangladeşli bir çocuğun tüm hayatı boyunca ebeveynlerinin karbon mirasına sadece 56 ton karbon eklediğini göz önünde bulundurun. Oysa Amerikalı bir çocuk 9,441 ton ekliyor. TED وليعد أن طفلًا بنجلاديشيًا يزيد 56 طنًا متريًا إلى تركة والديه من الكربون على مدار حياتيهما بينما بالمقارنة، طفلًا أمريكيًا يضيف 9,441 طنًا متريًا.
    Oh, iyi, TV beş kilo ekliyor. Open Subtitles حسنا ، التلفاز يضيف للوزن 10 باوندات
    Sonra topları alıyor ve onları iyice eziyor ve biraz roka ekliyor, biraz adaçayı Yunan peyniri ve sonra da karışımı domuzun arkasına sokuyor. Open Subtitles ثم بعد ذلك يأخذ تلك الخصى و يسحقهم... ثم يضيف إليه بعض البهارات... و جبنة الفيتا, و يدفعهم...
    O da renk, ahenk ve ritim ekliyor. Open Subtitles وهو يضيف الألوان والنسيج والتناغم.
    Biliyorum ki bu büyük bir miktar ekliyor. TED وأعتقد أنه يضيف كمية ضخمة.
    Ebeveynler, uyuşturucu, alkol, hepsi genç, öfkeli bir müzisyenin doğuşuna katkıda bulunurlar. Open Subtitles والديه، وتعاطي المخدرات، كل ما يضيف. ..
    Bu kürsü büyük ulusumuzun tarihine katkıda bulunmaya devam etmektedir. Open Subtitles هذا الرئيس يضيف تاريخ أمتنا العظيمة
    Bunun anlamı sizler hücrelerinizde bir enzime sahipsiniz ve bu, fazladan bir yapı taşı olan kırmızı şekeri daha da bileşik bir yapı inşa etmek için ekler. TED هذا يعني أن لديكم إنزيمًا في خلاياكم والذي يضيف وحدة بناء إضافيّة، ذلك السكّر الأحمر، ليبني تركيبًا أكثر تعقيدًا.
    Sahne üç kilo ekler. Open Subtitles إن كنتِ لا تعرفي فالمسرح يضيف سبع باوندات
    Ayrica Kral Abdullah Lübnan ve Suriye'yi de kralligina eklemek istemisti bir Arap süper gücü yaratmak için. Open Subtitles أراد أيضا أن يضيف لبنان وسوريا إلى مملكته لعمل دولة عربيّة كبرى
    İçinizden biri bunu değiştirmek veya bir şeyler eklemek istiyorsa şimdi tam zamanıdır. Open Subtitles أيرغب أي شخص أن يغير أو يضيف فهذا هو الوقت المناسب
    Onun işinde, bizim çalışmamıza değer katacak bir şey buldum. Open Subtitles لقد وجدت شيء في عمله من شأنْه أنْ يضيف قيمة لعملنا.
    Sahtekar İsa ile ilgili yalanlar yayan bir adam yerine, mesajına güzellik ve güç ve hakikat katacak bir adamı. Open Subtitles وليس رجلا ً ينشر أكاذيب حول يسوع المحتال ولكن رجلا يمكنه أن يضيف الجمال والسلطة والحقيقة
    Sonra, hayatları tehlikeye girdiğinde... ve mafya adamı onları kovaladığında, sadece yüksek tansiyon değil... onların aşkına hüzünlü unsurlar eklemeli. Open Subtitles ثم، عندما رجل المافيا يطاردهم، يضيف عنصر حزين لرومانسيتهما.
    Ve ayrıca, benim adımın, bu kez, amacınıza bir ışıltı katacağını pek sanmıyorum. Open Subtitles أضافةً لذلك، أعتقد أن أسمي لا يضيف شيئاً لقضيتكم في هذا الوقت
    Hangi ahmak denize su kattı ve yanan Truva'ya bir meşale getirdi? Open Subtitles من ذا المعتوه الذي يضيف ماءً إلى البحر أو أن يجلب شعلة لطروادة المشتعلة نارًا؟

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد