Fakülteyi yönettiğini sanıyor ama 1985'ten bu yana saygın bir eser bile yayınlamamış. | Open Subtitles | هو يعتقد أنه يدير المنشاة لكنه لم يقم بنشر شيئاً محترم منذ 1985 |
Bizi kullanıp onun sorunlarını çözmesinde yardımcı olduktan sonra bizi ıskartaya çıkarabileceğini sanıyor. | Open Subtitles | إنه يعتقد أنه أذكى منا هو هو يعتقد أنه يستطيع أن يستغلنا وينبذنا |
Aramızda hâlâ bazıları Alman İmparatorluğu'nun bu mücadelesinden ödlekçe kaçabileceğini sanıyor. | Open Subtitles | هنالك القليل دائمًا من يعتقد أنه سيتجنب معاناة ألمانيا محاولًا النجاة |
Bir şey fark etmeyeceğini düşünen biri. İnceleme için balistiğe götürürüm. | Open Subtitles | شخص لا يعتقد أنه أمر هام سأجعل الأدلة الجنائية تقوم بتحليله |
Çocuklarına vurmayacak ama birçok Romalı gibi kölelerin cezalandırılması gerektiğine inanıyor. | TED | إنه لن يضرب أطفاله، ولكن على غرار الكثير من الرومان، كان يعتقد أنه لا بد من معاقبة العبيد. |
Bizi tavuk sürüsü gibi kovalayabileceğini sanıyor. | Open Subtitles | يعتقد أنه يستطيع طردنا من هنا كمن يهش سرب دجاج |
Baban hala İncil'de yaşadığını sanıyor, değil mi? | Open Subtitles | أبوك ما زال يعتقد أنه يعيش في التوراة, أليس كذلك؟ |
İfade verecek ve her şey bitecek sanıyor. | Open Subtitles | اٍنه يعتقد أنه أدلى ببيان و هذه هى النهاية ، هل يبدو هذا واضحا لك |
Kendini çok akıllı sanıyor. Ben onun icabına bakarım, görürsün! | Open Subtitles | يعتقد أنه زكى ماكر سآخذ حزرى منه، عليك الانتظار |
Genç doktor Dave... yaşamsal problemlerimizi çözdü sanıyor. | Open Subtitles | الدكتور الصغير ديفيد يعتقد أنه سيحل مشاكلنا |
- Bir kılıçla adam olduğunu sanıyor. - Büyük kim? | Open Subtitles | يعتقد أنه يلمع مع السيف - مع العظيم من ؟ |
Netah Özgür Adam'ı benden çalacağını sanıyor. | Open Subtitles | نيتا يعتقد أنه سيتمكن من أخذ الرجل الحُر مِنّي |
Hata yapıyor. Zamanı olduğunu sanıyor. Yok. | Open Subtitles | ، إنه يرتكب خطأ فديحاً يعتقد أنه يمتلك وقتاً، بالعكس |
Alçak kodaman. Bir sürü silahı olduğu için kendini adam sanıyor. | Open Subtitles | شخص تافه , يعتقد أنه كبير بسبب أن لديه العديد من الأسلحه |
Görünüşte Troy, her şeyin mümkün olduğunu düşünen bir Y kuşağı insanı. | TED | ظاهريًا، يعدُ تروي نوعًا من جيل الألفية الذي يعتقد أنه مخلوق متكون من أشلاء. |
Ve eğer fikrini değiştirirse, onu daha da kötü döveceğinize inanıyor efendim! | Open Subtitles | سيدي الجندي يعتقد أنه أياً كانت الإجابة فستكون خاطئة بأي حال |
Arkadaş olacağınızın iyi olacağını düşünüyor. | Open Subtitles | أظن أنه يعتقد أنه من الأفضل لو كنا أصدقاء |
Senin arkadaşının bizim evde otuzbir çekmesinin sorun olmayacağını düşünmesi. | Open Subtitles | أن صديقك يعتقد أنه لا بأس أن يأتي لمنزلنا و يستمني |
Benden kurtulabileceğini düşünüyorsa, daha çok bekler. | Open Subtitles | ولكن إذا كان يعتقد أنه يمكنه التخلص مني فأنا لدي أخبار لهذا العجوز |
Roketle uzaya gitmeyi düşünüyordu. | Open Subtitles | إنه يعتقد أنه في يوم من الأيام سوف يصل البشر إلى القمر بإستخدام الصواريخ |
Ayrıca, onu işkence ile sorgulayacağımızı düşünüyormuş. | Open Subtitles | لقد أخبرنى ايضاً أنه يعتقد أنه هنا من أجل نوع من الدرجة الثالثة |
Yaşlı adamın teki oradaymış. Belki onun yapmış olabileceğini düşünüyor. | Open Subtitles | ورجُل عجوز كان هناك إنه يعتقد أنه هو من فعلها |
Bunu daha da hoş kılan, onun da sana aşık olduğunu sanması. | Open Subtitles | و ما يجعل هذا لطيفا للغاية أن يعتقد أنه يحبها هو الآخر. |
Bildiği, bildiğini sandığı şeylerin, yanlış insanların eline geçmesinden. | Open Subtitles | من وقوعه فى أيدى الناس الخطأ ما يعرفه ما يعتقد أنه يعرفه |
Çok iyi bir menajerdi. Babam en iyisi olduğunu düşünüyor. | Open Subtitles | لقد كان كابتن عظيم أبي كان دائما يعتقد أنه الأعظم |