Kendisi hafta sonları mafya için çalışıyor. | Open Subtitles | الذي يعمل لصالح المافيا في عطلات نهاية الأسبوع |
Babasının iyi bir idareci işi var, ve bu adam için çalışıyor. | Open Subtitles | أبيه مدير تنفيذي ذو نفوذ يعمل لصالح هذا الرجل |
- Hayır. Bay Bronson yirmi beş yıldır bu şirket için çalışıyor. | Open Subtitles | لا , السيد برونسون كان يعمل لصالح هذه الشركة منذ خمس وعشرون عاماً |
Müller adlı Nazi ajanı için çalışan bir katil. | Open Subtitles | انه مجرم يعمل لصالح عميل نازى رجل يُدعى مولر |
Sonra biri, o dosyalara bakmayı düşünmüş ve Charlie'nin FIN için çalıştığını görmüştür. | Open Subtitles | ولذا إذا قرر أحدهم أن يراجع ملفه، ووجد ان تشارلي يعمل لصالح مجلة فين |
Bir buçuk yıl öncesine kadar, hükümet için çalışıyordu. | Open Subtitles | منذ حوالى السنه ونصف السنه كان يعمل لصالح الحكومة |
O adam devlet için çalışıyor, kimi arayacağını bilir. | Open Subtitles | هذا الرجل الذي يعمل لصالح الدولة ، أنه يعرف بمن يتصل |
Ona güvenilmez. Stanton Parish için çalışıyor. | Open Subtitles | فهو لا يأتمن حيث انه يعمل لصالح ستانتون باريش |
FBI için çalışıyor ama aslında FBI'dan değil. | Open Subtitles | يعمل لصالح المخابرات الفيدرالية لكنه ليس عميلاً فيدرالياً |
O. Lorenzo de Medici için çalışıyor. | Open Subtitles | انه هو انه يعمل لصالح لورانزو دي ماديتشي بنفسه |
Mösyö Kont için çalışıyor olabilir ama yemin ederim bilmiyordum. | Open Subtitles | قد يكون يعمل لصالح السيد الكونت لكن أقسم، لم أكن أعرف |
- Diğer takım için çalışıyor olabilir. | Open Subtitles | حسناً ، من المُمكن أنه كان يعمل لصالح الفريق الآخر |
Bay Beale bir siber güvenlik uzmanı ve dün borsanın sistem denetlemesini yapan şirket için çalışıyor. | Open Subtitles | السيد بيل خبير في الأمن الإلكتروني وهو يعمل لصالح الشركة التي راجعت علي أنظمه البورصة أمس |
Bir de İç Güvenlik Bakanlığı için çalışıyor. | Open Subtitles | وهو يعمل لصالح وزارة الأمن القومى |
Bilgileri Çinliler için çalışan bir Bulgar'dan satın alıyorum. | Open Subtitles | حقيقه , انا عرفت ذلك من بلغارى يعمل لصالح الصينيين |
Ülkesi için çalışan birinin buraya gelmesi tuhaf olurdu. | Open Subtitles | من يعمل لصالح بلده ويأتي الى هنا . لابد من حدوث اخطاء |
Şu anda İran'lılar için çalıştığını zannediyoruz. | Open Subtitles | خبير متفجراتالآن نظن انه يعمل لصالح الايرانيين |
Adam onun Dillon için çalıştığını biliyor ve çok sağlam iş yaptığıyla övünmeye başlıyor bu adamın oyunundan 100 bin dolar indirdiğinden bahsediyor. | Open Subtitles | رجل يعرف انه يعمل لصالح ديلون ويبدأ بالتفاخر كيف انه لص مهم وسرق الألعاب مقابل مئة ألف |
Ama gerçekte babası için çalışıyordu. | Open Subtitles | .. هارب, لكنه بالواقع كان يعمل . لصالح والده.. |
- Santos 5 yıl önce Transcom için çalışmış. | Open Subtitles | يبدو ان (سانتوس) كان يعمل لصالح (ترانسكوم) منذ خمس سنوات |
Beni tutan adam başka biri için çalışıyormuş. | Open Subtitles | إن الشخص الذي إستأجرني يعمل لصالح شخص آخر. |
Keyzer Söze'den para almış bir adamın adına çalışan adama iş yapan başka bir adam, bunun gibi saçmalıklar işte! | Open Subtitles | شخص ما يعمل لصالح رجل الذي هو يعمل لصالح شخص اخر الذي يحصل على الاموال من كيزرسوز من الممكن ان تكون علامه مميزه قديمه |
Yüzbaşı Kara Pençe için çalışıyorsa, seni alt etmekte Adalind'i kullanacaklar. | Open Subtitles | لو ان الكابت يعمل لصالح جماعة المخلب الاسود فانهم سيستخدمون اداليند للوصول اليك |
Çünkü babam senin baban için çalıştı ve onun mucizevi bir işçi olduğunu söyledin. | Open Subtitles | لأن والدي كان يعمل لصالح والدك وظننتُ إنه كان عامل معجزات؟ |
Pete Tyler'ın 2005'ten beri Lumic için çalıştığına dair delilimiz var. | Open Subtitles | لا فارق، فلدينا أدلة تثبت أن بييت تايلر كلن يعمل لصالح لوميك منذ زمن بعيد |
Fakat bugünün dünyasında, kendi dünyalarında da rekabet pazarı herkes için çalışır hale getirmektedir. | TED | لكن في عالمنا اليوم كما في عصرهم المنافسة تجعل من السوق يعمل لصالح الكل |