Ama bu biz anlamına gelmez Sadece kimseye satmak zorunda. | Open Subtitles | ولكن هذا لا يعني أننا يجب أن نبيعه لأي أحد |
Gizlilik sorularında dikkatli olmak zorunda olduğumuz anlamına gelir. | TED | هذا يعني أننا ينبغي أن نكون مدركين لمسائل الخصوصية. |
Bu demek oluyor ki geleneksel metotlardan 100 gün önce kanseri tespit edebildik. | TED | هذا يعني أننا اكتشفنا هذا السرطان مبكراً بحوالي 100 يوم عن الطرق التقليدية. |
Olmadığımız anlamına gelmiyor. Sadece içimizin aslında olandan daha bütünleşik olduğunu hissettiren bir hile. | TED | هذا لا يعني أننا غير موجودين، ولكن الخدعة تجعلنا نشعر أنه يوجد بداخلنا شيء موحد أكثر من حقيقته. |
Evet, o da böyle bir şey söyledi. Tamam, bu da demektir ki hikâyenin yarısındayız. | TED | قالت نعم، شئ من هذا القبيل. حسنا، هذا يعني أننا في نصف القصة. |
anlamı, biz patlama yarıçapı hakkında konuşuyoruz demektir yarım millik bir patlama yarıçapı. | Open Subtitles | يعني أننا نتحدث عن إنفجار قُطري إنفجار , نصف قطره هو ميل واحد |
Şu demek ki ortaklık sahalarımızı ulusal sınırların ötesine taşıdık. Dünyayı işbirliğine daha açık hale getirdik. | TED | ذلك يعني أننا قمنا بتوسيع التعاون عبر الحدود الدولية. لقد جعلنا العالم أكثر تعاوناً. |
Bize sadece bildiklerini değil, nasıl bildiklerini de açıklamak zorundadırlar ve bu da daha iyi dinleyiciler olmaları gerektiği anlamına gelir. | TED | ليس عليهم فقط أن يفسروا لنا ما يعرفوه و لكن كيف عرفوه و هذا يعني أننا يجب أن يكون أفضل استماعا |
Bu da 5.000$'a ve yeni fikirlere ihtiyacımız olduğu anlamına geliyor. | Open Subtitles | و هذا يعني أننا بحاجة 5000 دولار بالاضافة إلى حاجتنا لخطة |
Bakın efendim, iş adamı olmamız vatansever olmadığımız anlamına gelmez. | Open Subtitles | حسنا,سيدي ليس لأننا رجال اعمال لا يعني أننا لسنا وطنيين |
Bakın bayım, iş adamı olmamız vatansever olmadığımız anlamına gelmez. | Open Subtitles | حسنا,اسمع سيدي لاننا رجال اعمال لا يعني أننا لسنا وطنيين |
Ama bu yapamayacağımız anlamına gelmez. | TED | لكن هذا لا يعني أننا لا نستطيع التركيز. |
Onlardan özür dilemek suçlu olduğumuz anlamına geliyor. | Open Subtitles | العفو عنهم يعني أننا مذنبون. الصحافة والشعب سيثور جنونهم |
Birlikte yaşamamız arkadaş olduğumuz anlamına gelmez. | Open Subtitles | مجرد أننا نسكن معاً لا يعني أننا أصدقاء. |
Saatim ayın 26'sı olduğunu söylüyor bu da sanırım, Cuma'dan beri dışarıda olduğumuz anlamına geliyor. | Open Subtitles | أتعلم, ساعتي تقول أنه ال26 مما يعني أننا كنا فاقدين الوعي منذ الجمعة |
Bu da yaklaşan kum fırtınalarını ve kasırgaları gözlemleyemiyoruz demek oluyor. | Open Subtitles | ما يعني أننا لا نستطيع مراقبة الأعاصير واردة أو العواصف الترابية. |
demek oluyor ki düşene bir de biz tekme atacağız, tam da... | Open Subtitles | ماذا يعني ذلك ؟ يعني أننا سنضربك حيث يؤلم مباشرةَ في .. |
Aslında çok karışık bir derleme, bir şeylerin sıralı bir oluşumu olmamız bizim gerçek olmadığımız anlamına gelmiyor. | TED | الحقيقة أن كوننا في بعض الأحيان عبارة عن مجموعة معقدة من الأشياء المنظمة بطريقة معينة لا يعني أننا لسنا حقيقيين. |
Bu kadar zengin bir veri ile dolu bir geleceğin önyargıların olmadığı bir gelecek olacağına inanmak isteyebiliriz, ancak, aslında, bu kadar fazla bilgi daha objektif seçimler yapacağımız anlamına gelmiyor. | TED | قد نود تصديق أن المستقبل المليء بكم هائل من البيانات سوف يكون مستقبل بلا تحيز، لكن في الحقيقة، امتلاك كم هائل من المعلومات لا يعني أننا سوف نتخذ قرارات أكثر موضوعية. |
Güçlerimiz yok, bu da demektir ki Nicholas'ı durduramayız. | Open Subtitles | وهي أننا لا نملك قدراتنا مما يعني أننا لن نستطيع إيقاف، نيكولاس |
Bunun anlamı yeni kalçaları bedava elde ediyoruz. | TED | و هذا يعني أننا نحصل على تلك الجراحة مجاناَ |
Bu da demek ki muson mevsiminin tam ortasındayız. | Open Subtitles | و هذا يعني أننا على وشك الدخول في موسم الريح الموسمية. |
Başka bir deyişle... bu boktan bir sandviç, ve hepimiz bir ısırık almak zorundayız. | Open Subtitles | بمعنى آخر إن المَوْقِفَ حَرِجٌ و خطيرٌ للغاية و هذا يعني أننا جميعاً في هذا الوحل |