Her yere bir arkadaşınızla gitmeniz gerektiği anlamına geliyor. | Open Subtitles | هذا يعني انك تذهب الى اي مكان بصحبة صديق |
Bebeğin kafası aşağı durumda bu da artık sona yaklaştığın anlamına geliyor. | Open Subtitles | إن رأس الطفل يتجه نحو الأسفل مما يعني انك تقتربين |
Oscar ben Katie, bir köpek balığıyla mücadele edip, kazanan ilk balık olarak... söyler misin bu artık resifin koruyucusu, kasabanın yeni şerifi... yeni kahraman olduğun anlamına mı geliyor? | Open Subtitles | واجهت قرشاً وفزت عليه اخبرني هل هذا يعني انك الآن حامي شعبة المرجان؟ الشريف الجديد في البلدة ؟ |
Ve bunun anlamı, pek yakında boynunuzda tüm genomunuzu içeren akıllı kartlarla dolaşacaksınız. | TED | وهذا يعني انك ستمشي في الارجاء ومعك جينومك الخاص على بطاقة ذكية. |
Frasier bir doktorun ölmesi senin de öleceğin anlamına gelmez. | Open Subtitles | ولكن مجرد ان طبيبا مات لا يعني انك ستموت ايضا |
Ama bu yine de Peyton'ı öpmediğin anlamına gelmiyor. | Open Subtitles | اجل لازلت اريد مساعدتك .. ولو ان هذا لا يعني انك لم تقبل بايتون |
Bu da demektir ki bir dakika sonra bana ihtiyacın olacak, öyle değil mi? | Open Subtitles | هذا يعني انك ستحتاجني في واحد اليس كذلك؟ |
Bu da demek oluyor ki, Dünya'ya asla geçitten dönemezsin. | Open Subtitles | ذلك يعني انك ان تعود ابدا الي الارض عبر البوابة |
Nefretinizi kazandığım anlamına gelir bu. | Open Subtitles | يعني انك مليء بالحقد ويعني كذلك فقدان الشخص |
Sanırım bu toplantı, Francine'in yerine sekreter olmakla ilgilendiğin anlamına geliyor. | Open Subtitles | أفترض بان هذا الاجتماع يعني انك مهتمّة بتبديل فرانسين كـ سكرتيرة؟ بالفعل |
İçten içe orta yaş krizinde olduğunu diliyorum ki bu da vaktinden evvel dalları dikeceğin ve mezarına işerken bana keyifli, çılgın bir nekahet dönemi sunacağın anlamına geliyor. | Open Subtitles | الآن , آمل سرياً أنه أزمة منتصف العمر مما يعني انك في طريقك لموت مبكر عارضاً لي تبوّل نقي مجنون |
Sırf sen annemin tarafındasın diye bu benim tarafımda olduğun anlamına gelmiyor. | Open Subtitles | فقط لانك في صف أمـي هذا لا يعني انك في صفي |
Yaptıysan da bunu bana söylememen yalancı olduğun anlamına gelmez! | Open Subtitles | واذا فعلتي ولم تكشفي ذلك لي فهذا لا يعني انك تكذبين |
Bu son altı ayda çekip giden müşterilerin sorumlusu sen olduğun anlamına mı geliyor? | Open Subtitles | هذا يعني انك انت اللذي عليك اللوم. ان تلاته منهم ذهبوا بعيدا في ال6 الشهور الأخيرة . |
Biliyorum bu bir prenses için yabancı bir kavram olmalı, ama anlamı şu ki odanın bir tarafı senin, diğer tarafı da benim. | Open Subtitles | وانا اعلم على الارجح انها فكرة غريبة على اميرة ولكن هذا يعني انك تأخذين جانبا من الغرفة وانا اخذ الجانب الاخر |
Bunun anlamı beni hayat bu tarzında yaşadığına inandırdığın. | Open Subtitles | يعني انك تصرفت كأنك تؤمنين بعبارة هكذا هي الحياة |
Ama bu istediklerini yapacağın anlamına gelmez. | Open Subtitles | لكن ذلك لا يعني انك يجب ان تكون مايريدون |
Rozetinin olması başımızı belaya sokabileceğin anlamına gelmez! | Open Subtitles | حملك للشارة لا يعني انك تستطيع ان تضع يديك علينا |
Bu, adamın kimliğini belirlememize yardım edemeyeceğiniz anlamına gelmiyor. | Open Subtitles | وذلك لا يعني انك لاتستطيعين مساعدتنا بالتعرف عليه |
Bu demektir ki kamyonu en son kullanan kişi sendin. | Open Subtitles | وهذا يعني انك كانت شخص آخر لتشغيل تلك المركبة. |
Sen dürüst bir adamsın, Proculus, bu da kötü bir Romalısın demek oluyor. | Open Subtitles | انت رجل صادق ، بروكولوس، وهو ما يعني انك روماني سيئ. |
Bu birinin şaka yaptığını ya da birinin elinin kesilmesi gerektiğini anlamına gelir. | Open Subtitles | هذا يعني انك لست جادا , او هناك من سوف تقطع يده |
Bu karışmadığın anlamına gelmez. | Open Subtitles | هذا لا يعني انك كنت على علاقه بذلك |