Peki ya sen doktor dışarı çıkmaman gerektiğini söylediğinde ne yaptın? | Open Subtitles | وماذا فعلت حينما أخبرك الطبيب أنه لا يفترض بك أن تخرج؟ |
Eğer seninle tekrar konuşmak isterlerse onlara ne söylemen gerektiğini sor. | Open Subtitles | إسأله عما يفترض بك ان تجيبهم ان رغبوا بالحديث معك مجددا |
Selam. Şu an Atlantik'in yarısını kat etmiş olman gerekmiyor muydu? | Open Subtitles | ألا يفترض بك أن تكون قاطعاً وسط الأطلسي في هذه الأثناء؟ |
Beni sevip desteklemen gerekir ama sen bile bunun için beni suçluyorsun. | Open Subtitles | يفترض بك أن تحبني وتدعمني، حتى على الرغم من تلومني على هذا |
Eğer yapman gerekeni yaparsan kardeşine bir şey olmaz, ama başarısız olursan, o zaman elinde bir tek bu resim kalacak. | Open Subtitles | إذا فعلت ما يفترض بك فعله سيكون أخيك بخير , لكن إن فشلت سيكون هذا آخر شيء تتذكره به |
Bu gibi durumlarda ne yapilacagini bilmen gerekmez mi? | Open Subtitles | ألا يفترض بك معرفة ما تفعل في مثل هذه الحالات؟ |
Bunu yapmamalısın. | Open Subtitles | لقد أخفتني لا يفترض بك فعل هذا |
Polise götürmen gerektiğini herkes bilir. | Open Subtitles | الجميع يعلم أنه يفترض بك أن تعيده إلى الشرطة. |
Gazetede yazanı bilmemen gerektiğini söyledin, doğru mu? | Open Subtitles | تقولين لا يفترض بك معرفة ما تقول الصحف أو التلفاز |
Bir sırrı tutarken alkol almaman gerektiğini biliyorsun. | Open Subtitles | تعرفين أنه لا يفترض بك الشرب وأنت تحفظين سراً. |
Neyleri bilmen gerektiğini düşünüyordun peki? | Open Subtitles | وماذا يفترض بك أن تعرف حسب رأيك؟ علامَ ندفع لك، اللعنة؟ |
Çünkü cenaze masraflarının yarısını karşılaman gerektiğini bildiğin halde parayı 1. sınıf bilete harcayan sensin. | Open Subtitles | لأنك تَصْرفُ آخر مالكَ على تذكرة من الدرجة الأولى عندما تَعلم بأنّه يفترض بك ان تعطيني نِصْفِ مصاريف الجنازةِ. |
Kaba olmanız gerektiğini biliyorum ama bu biraz fazla. | Open Subtitles | أعلم أنه يفترض بك أن تكون فظاً ولكن هذا قاسٍ بعض الشيء. |
Ne demek "ne"? Başka bir şey yapman gerekmiyor mu? | Open Subtitles | ماذا تعني بحديثك، ألا يفترض بك أن تفعل أمراً مختلفاً؟ |
Burda ne arıyorsun senin Meksika'da veya biyerde olman gerekmiyor muydu? | Open Subtitles | ماذا تفعل هنا ؟ ألا يفترض بك التواجد بالمكسيك بمكان ما ؟ |
Diğer salaklarla birlikte gölde yüzüyor olman gerekmiyor muydu senin? | Open Subtitles | يفترض بك ان تلقى فى بحيرة محزما ببعض الحجارة |
Sen aktörsün. Senin parkta Shakespeare oynaman gerekir. | Open Subtitles | أنت ممثل، يا ماكس.يفترض بك أن تمثل شكسبير في الحديقة العامة |
Bu hanımefendiyle ilgilenmeniz gerekir. Kimsenin baktığı yok. | Open Subtitles | يفترض بك أن تعتني بتلك السيئة إنها لا تعير اهتماماً |
Yapman gerekeni yapmalısın çünkü Jerry düşünüyor ki ben seni dağıtıyormuşum. | Open Subtitles | يحسن بك أن تفعل ما يفترض بك فعله. لأن "جيري" يظن أنني ألهيك بوجودي هنا. |
Tanrım Wes. Yapman gerekeni bilmiyor musun? | Open Subtitles | الا تعرف ما يفترض بك أن تفعله ؟ |
Ayrıca kendin için endişelenmen gerekmez mi? | Open Subtitles | على أي حال، ألا يفترض بك أن تكون مهتما بأنفسكم الآن ؟ |
Ben senin patronunum. Böyle şeyleri benden saklaman gerekmez mi? | Open Subtitles | أنا رئيسُك، ألا يفترض بك أن تحاولي القيام بذلك أمامي أيضا؟ |
Böyle yapmamalısın. | Open Subtitles | لا يفترض بك فعل هذا |
Bunu yapmamalısın. | Open Subtitles | لا يفترض بك فعل هذا |