ويكيبيديا

    "يفرّ" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • kaçarken
        
    • kaçan
        
    • Kaçıyor
        
    • kaçmadan
        
    • kaçtıklarına
        
    Evet, şey, market sahibi silah sesini duymuş şüpheliyi kaçarken bir an için görmüş. Open Subtitles أجل، سمع صاحب متجر صوت الطلقة الناريّة ولمح المشتبه به وهو يفرّ
    Bu adamlardan birisi, olay yerinden kaçarken gördüğünüz kişiyse, söyleyin. Open Subtitles أيّ واحد من هؤلاء الرجال يبدو كالذي رأيته يفرّ بعد الإنفجار، فتكلّم.
    Bütün ülkeler, zulümden veya savaştan kaçan hiç kimsenin, karşısında kapalı bir sınır bulmamasını sağlamalıdır. TED وعلى كل البلدان أن تضمن بأن لا تغلق الحدود أمام أي شخص يفرّ من الحرب والاضطهاد.
    Görevli bir kapı görevlisi de olmadığından mekandan kaçan birini anımsayan kimse yok. Open Subtitles وليس هناك بوّاب يعمل ، لذا حتّى الآن لا أحد يتذكر رؤية أي شخص يفرّ من مكان الحادث
    Hey! Herif arabaya çarptı ve Kaçıyor! Open Subtitles قد صدم هذا الرجل سيّارة للتوّ، وهو يفرّ الآن!
    Bu Hane'nin onuruna gölge düşürdü lakin Westeros'tan kaçmadan önce kılıcı bırakma lütfunu gösterdi. Open Subtitles ألصق بنا العار ولكنه كان كريماً حين ترك السيف قبل أن يفرّ من ويستروس
    Meksika'dayken, Kızılderililerin at görür görmez, kaçtıklarına şahit oldum. Open Subtitles في (المكسيك)، رأيت جيشاً من الهنود يفرّ من حصان وحيد
    Elimizde, hırsızlıklarından birinden kaçarken çekilmiş bir fotoğrafı var... Open Subtitles لدينا صورة له و هو يفرّ بعد إحدى سرقاته،لكنها...
    Evet, bankamatik kamerası şu herifi olay yerinden kaçarken görüntülemiş. Open Subtitles -نعم، صوّرت آلة مراقبة صرّاف آليّ ... -هذا الأجنبيّ وهو يفرّ من الموقع
    Yoksa Shane mezar taşıyla kaçarken dikkatimi dağıtmak için hepsi bir dalavere miydi? Open Subtitles أم كان محض إلهاء لي حتّى يفرّ (شين) ببلاطة الضريح؟
    McCoylu birini kaçarken görmüş olmalı. Open Subtitles لابد وأنه أبصر (ماكوى) يفرّ للخارج
    Böylece erkekler içeriye zorla giren ve kaçan davetsiz misafiri sıkıştırmışlar. Open Subtitles إذا الرجال يجدون أنفسهم وجها لوجه مع الدخيل. ـ الذي يتمكن من تجاوزهم و يفرّ.
    Soruşturmada olay yerini gri hatch-back arabayla kaçan birinin eşkali ortaya çıktı, Open Subtitles التحقق بالحي أظهر وصفاً لرجل يفرّ من مسرح الجريمة في سيّارة هاتشباك فضيّة.
    Kimse, beladan kaçan bir haydudu işe almaz. Open Subtitles لا أحد يستأجر قاتلاً يفرّ من المتاعب
    Çarpıp kaçan aşık. Open Subtitles الحبيب الذي يصدم و يفرّ.
    Tüm devriyelerin dikkatine, şüpheli 2600 Güney Albany'ye doğru Kaçıyor. Open Subtitles جميع الدوريات، المشتبه به يفرّ على قدميه نحو شارع 2600 جنوب "ألباني"
    Kaçıyor. Open Subtitles إنّه يفرّ، إنّه يفرّ
    Bu çok tuhaf. Zincir kullanıcısı, arabayla kaçmadan önce Uvo'yu yakalamıştı. Open Subtitles عجبًا، ذلك معناه أنّ صاحب السلسلة أمسك بـ (أوفو) قبل أن يفرّ بالسيّارة.
    Meksika'dayken, Kızılderililerin at görür görmez, kaçtıklarına şahit oldum. Open Subtitles في (المكسيك)، رأيت جيشاً من الهنود يفرّ من حصان وحيد

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد