Sadece tuvaletlerini yapıyorlar kokularıyla bizi boğuyorlar, hayatları için bir şey yapmıyorlar yaşamayı gerçekten isteyenlerin soluk almasını engelliyorlar. | Open Subtitles | كلّ ما يفعلونه هو التّبول والترّهات. يخنقونا برائحتهم الكريهة، عدم القيام بأيّ شيء في حياتهم، |
Konuşmaktan başka bir şey yapmıyorlar. Ancak gözyaşı ve feryat döktüler. | Open Subtitles | لا يمكنهم عمل شيء كل ما يفعلونه هو الكلام |
Konuşmaktan başka bir şey yapmıyorlar. | Open Subtitles | ! .. إن كل ما يفعلونه هو الكلام |
Yaptıkları şey, bizi psikologların ortak gerçeklik dedikleri şeye davet etmek. | TED | ما يفعلونه هو دعوتنا إلى ما يسميه علماء النفس الواقع المشترك. |
Yaptıkları şey şu, küçük bir kamera alıp bir çubuğun ucuna takıyorlar... | Open Subtitles | حسنا.الذي يفعلونه هو انهم يأخذون كاميرا صغيرة جداً ويضعوها في نهاية انبوب |
Yaptıkları şey kan örneği almak ve değişik hormonları incelemek. | Open Subtitles | ما يفعلونه هو أخد عينة من الدم ويحللون الهرمونات المختلفة. |
Yaptıkları en ilginç şey yılda bir akşam yemeği daveti verip birbirlerinin sırtına vurup film yıldızlarıyla fink atmak. | Open Subtitles | والشيء الوحيد المثير الذي يفعلونه هو إقامة حفلة عشاء كبيرة مرة في العام. حيث يربتون على ظهور بعضهم البعض |
Bu ikisi dünyanızın en iyileri ama tek Yaptıkları insanların kendilerini avutmalarını sağlamak. | Open Subtitles | أهذان الإثنان هم خيرة عالمك؟ وكل ما يفعلونه هو تسلية الشعب حتى الموت |
Binanın daha gösterişli olması için Yaptıkları ilk şey, | TED | لذا فإن أول شيء يفعلونه هو أنها رفع محلات البيع بالتجزئة نصف طابق لجعلها تبدو رياضية. |