Eklediğimiz şuydu, insanlardan, eğer para biriktirirlerse hayatlarında gerçekleşecek bütün iyi şeyleri düşünmelerini istedik. | TED | الشيء البسيط الذي اضفناه كان اننا سألناهم ان يفكروا في الاشياء الايجابية التي سوف تحصل لحياتكم اذا ادخرتم اكثر |
İnsanların onun terörist olduğunu sanmalarını istemiyorum. Onun baskı altında olduğunu düşünmelerini istemiyorum. | Open Subtitles | لاأريد من الناس أن يفكروا بأنها إرهابية أو متطرفة |
asla kendilerini düşünmezler veya tehlikeli bir durumda gruplarına zarar gelmesine izin vermezlerdi. | Open Subtitles | فلم يفكروا بأنفسهم أو بالأذى الذى يمكن أن يلحق بالمجموعة عندما يزجون بأنفسهم فى أجواء فى غاية الخطورة |
Küçük nedimeler son dakikada akıllarına gelmiş. | Open Subtitles | في آخر دقيقة, أتاهم الوحي بأن يفكروا بـ وصيفات الشرف |
Bu, sınırların dışına çıkarak düşünmek değil, sınır olmadığını fark etmektir! | Open Subtitles | وبهذا يا أصدقائي، لم يفكروا من اخرج الصندوق. ولا يوجد صندوق بهذه الفكرة |
Vampirler tek şey düşünür ve o tek şey de senin kanını içmektir. | Open Subtitles | مصاصي الدماء يفكروا في شئ واحد وشيئاً واحداً فقط يشربوا من دمائك |
Bu insanlar bize zarar vermeden önce şöyle durup da bir düşünmeyecekler bile. | Open Subtitles | الآن ، هؤلاء البشر لن يفكروا بإيذائنا مرة ثانيـة |
Başkalarının nasıl düşünmesi, hissetmesi gerektiğini bildiğini söylemek tam da çok büyük sorunları olan birinin yapacağı bir şey. | Open Subtitles | أن تُفكري بأنكِ تعرفين كيف يمكن لأشخاص الاخرين كيف يجب أن يفكروا ويشعروا هذا يبدوا كشخص لديه مشكلة كبيرة |
Eğitimcileri, okul duvarlarının dışına ulaşıp, toplumun gelişmesinde nasıl bir rol oynayacaklarını düşünmeye teşvik etti. | TED | سألتهم ليصلوا لخارج نطاق جدران المدرسة و يفكروا كيف يقدرون أن يلعبوا دورا في بناية المجتمع. |
Yavaşça kanat.Biraz düşünmeleri, için zaman ver. | Open Subtitles | اجعلهم ينزفوا ببطء اجعلهم يفكروا فى موتهم |
Bir asır once hayırseverliğin tekrar keşfinde vakıf modeli gerçekten keşfedildiğinde, kendilerini yanlış tarafta olduklarını düşünmediler. | TED | عندما أعيد تعريف العمل الإنساني منذ عقد وعندما تشكلت البنية الأساسية لم يفكروا في أنفسهم في الجانب الخطأ من هذه كذلك |
İnsanların, babası olarak bunu ona benim yaptırdığımı düşünmelerini istemiyorum. | Open Subtitles | لاأريد من الناس أن يفكروا أننى وأبوها قد فرضنا عليها الحجاب فرضا |
İnsanlar hiç durmadan kendi problemlerini anlatıyorlar, ben de onlara pozitif düşünmelerini, kaderlerini çizmelerini söylüyorum. | Open Subtitles | يتحدث الناس عن مشاكلهم بدون توقف نقول للناس أن يفكروا بإيجابية يتصوّرون مستقبلهم |
Belki sizi ölülerin arasında aramayı düşünmezler. | Open Subtitles | فلربّما لنْ يفكروا بالبحث عنكم بين الأموات |
Kahin, bizi ölülerin arasında aramayı düşünmezler dedi. | Open Subtitles | قالت العرّافة إنهم لنْ يفكروا بالبحث عنّا بين الموتى |
Eve gidip bir banyo yapsalar, yemeklerini yedikten sonra da uyusalar akıllarına bir sürü güzel fikir gelebilir. | Open Subtitles | لو أنهم يذهبون الى البيت ، يتناولون العشاء و ينامون . فمن الممكن أن يفكروا بالكثير من الأفكار الجيدة |
Tipik insanlar işte. Yüzeyi kazıyorlar ama içine bakmayı hiç akıllarına getirmiyorlar. | Open Subtitles | سلوك متدني، قاموا بكشط الأسطح ولم يفكروا أبدًا بالنظر داخله |
"Kızımın anlattıkları, bize düşünmek için fırsattı." | Open Subtitles | كل ما فعلته ابنتى هو إخبار الناس أن يفكروا فى أنفسهم |
Evet, bütün kadınlar orada olduğunu düşünür. | Open Subtitles | نعم، كل النساء يفضلون أن يفكروا كهذا |
Onların hayatını düzene soktuğumuzu düşünmeyecekler. | Open Subtitles | لن يفكروا أننا سهلنا لهم الطريق في الحياة. |
Güvenli olan varış ülkesinin, kesin şeyler hakkında düşünmesi kolaydır. "Bu yasal mı değil mi?" | TED | من السهل على القاطنين في الدولة المرغوب القدوم إليها أن يفكروا بطريقة قطعية: أهذا قانوني، أم لا؟ |
Adolesanlar bir şeyleri sorgulamayı sever ve kendileri için düşünmeye davet edilmeyi de sever. | TED | المراهقون يحبون أن يسألوا عن أشياء ويحبون أن تتم دعوتهم لأن يفكروا بها بأنفسهم. |
Bunu düşünmeleri çok garip çünkü bunu hiç aklımdan geçirmemiştim. | Open Subtitles | من المضحك أن يفكروا فى هذا لأننى نفسى لم أفكر فى ذلك |
Kız için... ..henüz bunu düşünmediler ama düşünecekler. | Open Subtitles | من أجلها هم لم يفكروا بهذا الشأن لحد الآن لكنّهم سيفعلون |
İnsanların, televizyonda yapılması gereken şeylerin yayınlarda yapmam gereken şeyler olduğunu düşünsün istemiyorum. | Open Subtitles | انا ببساطة لا أريد من الناس ان يفكروا ان ما عليهم ان يفعلوه على التلفاز هو ما يفترض بي ان أفعله في الطباعة. |
Profesyonel kariyeri Akıllarından bile geçirmemiş yetenekli çocuklara. | Open Subtitles | أشخاص مهاريين لم يفكروا فى أحتراف اللعبة من قبل |
Onca zaman içinde hiç dekore etmeyi düşünmemişler mi? | Open Subtitles | وفي طوال ذلك الوقت، ألمَ يفكروا بإعادة ترميم هذا المكان؟ |