ويكيبيديا

    "يفكّر" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • düşünüyor
        
    • düşündüğünü
        
    • düşünüyordu
        
    • düşünür
        
    • aklına
        
    • düşünmüyor
        
    • düşün
        
    • düşünen
        
    • düşünmedi
        
    • akıl
        
    • aklından
        
    • düşündüğü
        
    • sanıyor
        
    • düşünemez
        
    • düşünmeye
        
    Mostow'un gizli galerisini bulmamızın Patterson'dan şüphe için yeterli olmadığını düşünüyor. Open Subtitles يفكّر إيجادنا موستو المعرض السري لن يعمل ه أيّ حسنات مع باتيرسون.
    Burada boka batmış durumdayım o hala kendini mi düşünüyor? Open Subtitles إنّي جالس هنا أواجه الأمرّين وكل ما يمكن أن يفكّر به هو نفسه؟
    KH: Bir kısmınızın ne düşündüğünü biliyorum, modern dünyanın böyle olduğunu düşünüyorsunuz. TED ك.ه: نعلم أنّ بعضكم يفكّر أنّ هذا هو عقد العالم الحديث.
    Evde de, babam istediği birşeyi düşünüyordu. Open Subtitles نعود للمنزل. والدي كان يفكّر بشيء يرغب به كثيراً
    İnsanlar hayatları boyunca pek çok şey düşünür. Open Subtitles يفكّر الناس بالكثير من الأشياء طوال حياتهم.
    Bu adam insanlara, kimsenin aklına bile gelmemesi gereken şeyler yapıyor. Open Subtitles مولدر، ذلك الرجل يعمل أشياء إلى الناس الذي لا أحد يجب أن أبدا يجب أن يفكّر بشأنه.
    Sızıntının buradan olduğunu düşünüyor ve telefon kayıtları, kim olduğunu doğrulayacak. Open Subtitles الحقّ. يفكّر التسرّب جاء من هذا المكتب وسجلات الهاتف هل يكشف من هو كان؟
    Hızlı düşünüyor, Sanki daha önce bir kuşatma altında kalmış gibi. Open Subtitles يفكّر بسرعة وكأنّه كان بحالة حصار من قبل
    Kazlar yılın bu zamanı tüy döküyorlar ve bu hava şartlarında sadece bir kaçının uçacak kadar güçlü olduğunu düşünüyor. Open Subtitles يفقد الإوز ريشه في هذا الوقت من العام, لذا يفكّر ان القليل منهم فقط القادر على الطيران بالقوّة كافية.
    Bir Amerikan destroyerine ateş etmeyi ciddi ciddi düşünüyor. Open Subtitles لذلك أنا هنا. إنه يفكّر بجديّة حول إطلاق النار.
    Bu kötü koşullar ile, takım çekimi bırakmayı düşünüyor. Open Subtitles في هذه الأجواء السيئة يفكّر الطاقم في ترك التصوير
    Diğer insanların ne düşündüğünü düşünmemizi sağlayan özel bir beyin sistemimiz var. TED لدينا نظام مخّ خاصّ الذي يسمح لنا بأن نفكّر بما يفكّر به الآخرين.
    "Bir erkeğin gelip, gerçekten ne düşündüğünü söylemesi." Open Subtitles لو شاب لمرة سيعترف و يقول ما الذي يفكّر به حقاً لمرة.
    Biliyorsun, birkaç hafta önce kendi firmasını kurmayı düşünüyordu. Open Subtitles كما تعلمين، منذ بضعة أسابيع مضت، كان يفكّر فى البدء فى تأسيس شركته الخاصّة
    Tamam mı? Hayatta düşünen insanın harekete geçmesi gereken anlar vardır. Başka kimler düşünür, biliyor musun? Open Subtitles يحين وقت على المفكّر أن يتخذ موقفاً فيه، أتعرف مَن يفكّر أيضاً؟
    Ama o kadar yaralıydı ki, beni incitmek aklına bile gelmemişti. Open Subtitles ولكنه شعر بجرح كبير لدرجة أنه لم يفكّر بإيذائي
    Kimse emekli aylığıyla yaşayan yaşlıları düşünmüyor. Open Subtitles و لا احد يفكّر في كبار السن الذين يعيشون فقط على الضمان الاجتماعي
    Bak bunu kendini affettirmek için bir fırsat olarak düşün. Open Subtitles النظرة، طفل، يفكّر بهذا كفرصتك للوضع الأمور في نصابها.
    Bazen bir ortağın olmasını istediğini biliyorum bilgi ve tecrübesi olan, senin gibi düşünen birini. Open Subtitles أنا أشعر بأنّك كنت لتحتاج حليفاً مع ذلك.. أحدٌ ما يفكّر مثلك, مع خلفيّة مشابهة.
    Oğlunuz için o kadar önemsizdi ki size bahsetmeyi düşünmedi bile. Open Subtitles أنه كان غير مهم لإبنك حتى أنه لم يفكّر في ذكره لك
    Ama en önemlisi kimsenin bakmayı akıl edemeyeceği bir yer olmalıydı. Open Subtitles لكن الأهم من ذلك كله , أن يكون مكاناً لا يفكّر أحد بالبحث فيه
    Yani, çok kötü hissediyorum, ama aklından ne geçiyordu ki silahla evin etrafında dolanıyordu? Open Subtitles حسناً , ذلك مريح أعني , أشعر بالسوء , لكن بماذا كان يفكّر بالتسلل إلى منزلنا حاملاً مسدساً معه ؟
    Bu bölge bir başkasının ne düşündüğü hakkında düşünürken aktıve oluyor. TED وهي تستجيب عندما تفكّر حول ما يفكّر فيه شخص آخر.
    O Hindistancevizi Pete'in yeğeni... bu yüzden cinayet bile işlese bir şey olmayacağını sanıyor. Open Subtitles هو إبن أخ جوزة الهند بيت، لذا هو يفكّر بأنه يمكنه أن يفلت من جريمة القتل بدون عقاب
    Kimse patenle onun düğününe gelmeyi düşünemez bile. Seagal'ın düğününe patenle girersen o paten bir tarafında çıkarsın dışarı. Open Subtitles لن يفكّر أحدٌ أبداً أن يقتحم زفافه على مزلاج و يسرقَ خطيبتَه.
    Biliyorum, şu an bunu söylemek aptalca fakat herkesin bir süredir düşündüğü gibi düşünmeye başladım. Open Subtitles أعلم بأنّ هذا أمر غبي كي أقوله الآن , لكن لكنني الآن بدأت بالتفكير بما كان يفكّر به الجميع منذ فترة

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد