söylediği şeylerin yarısına kafam basmıyor çünkü. Diğer yarısına ise hiçbir yerim basmıyor. | Open Subtitles | فنصف الأمور التي يقولها تستعصي على فهمي أمّا النصف الآخر فيستحيل عليّ فهمها |
Ve insanların muhbirlerle ilgili sıklıkla söylediği diğer şey ise 'Hiç anlamı yok, çünkü onlara ne olduğunu görüyorsun. | TED | والأشياء الأخرى التي يقولها الناس غالبًا حول كاشفوا الفساد هو، "حسنًا، ليس هناك جدوى، لأنك ترى ما يحدث لهم. |
Günlük hayatta yani... Günlük hayatta söylediğinden daha fazla söylüyor. | Open Subtitles | أعني في الحياة ، يقولها أكثر مما يقولها في الحياة |
Bunu söyleyen de grup seks yapan... - ...ve sokakta etekle duran bir adam. | Open Subtitles | يقولها الرجل الذي يستقبل العاهرات و يقف في |
Hep nefret ederim. Şimdi onu söylemesi için her şeyimi veririm. | Open Subtitles | كنت دائماً أكره ذلك ولكن الآن سوف أفعل أي شئ لكي أسمعه يقولها ثانية |
Sadece söyledikleri değil, nasıl söyledikleri de önemlidir. | Open Subtitles | ليس فقط لما يقوله الناس و لكن كيف يقولها |
Babam da hep diyor ama yeterlilik belgesi yok. | Open Subtitles | أبي دائماً يقولها , لكنه لا يحمل ترخيص مهنة |
Eğer ölecek olursa, söylediği son şeylerin isimlerimiz olmasını istedi. | TED | كان يريد أن تكون اسمائنا آخر كلماتٍ يقولها على الأرض اذا مات. |
Şu anda ekranda gördükleriniz, Eric'in şu an keni kendine söylediği sözler. | TED | ماذا ترى على الشاشة هل الكلمات التي يقولها إريك لنفسه الآن. |
Böylece, bu adamla birlikteydim ve söylediği her şeye inanıyordum. | TED | فهو مثل وانا الأن علي الحياد لكن فعليا أكل كل كلمة هو يقولها اكلا |
- İyi biri işte. Önce ben söyledim. - Önce kimin söylediği kimin umurunda? | Open Subtitles | انها لطيفة قلت هذا قبلك من يهتم لمن يقولها أولا |
Negro gibi konuşuyor.Bütün bu şeyleri Negronun söylediği gibi söylüyor.. | Open Subtitles | إنه يتحدث كالزنوج. يقول كل الأشياء التي يقولها الزنوج. ما الذي يفعله؟ |
Gerçeği söylüyor olsaydı bize söylemezdi. | Open Subtitles | إذا أراد قول الحقيقة، فيجب أن لا يقولها لنا |
Bu genç adam, sizden başka kimseye söylemeyeceği bir şey bildiğini söylüyor. | Open Subtitles | هذا الشاب يقول أن لديه معلومات لن يقولها لأحد الا لك |
Bunu söyleyen bir şarlatandı. Biliyordum! | Open Subtitles | هو كان يقولها ببطء، عرفت ذلك، بسرعة، بسرعة |
Belirli sayıda söylemesi gerekiyor. Muhtemelen üçün katları. | Open Subtitles | يحتاج لأن يقولها لعدد معين من المرات ربما مضاعفات الثلاثة |
İnsanların ateşleri olduğunda söyledikleri ile bir kitap bile yazabilirim. | Open Subtitles | علـّي أن أؤلف كتاباً عن كل تلك الأشياء التي يقولها الناس عندما يصابون بالحمى |
Evet, ben araftayken sürüşü devralan herif öyle diyor. | Open Subtitles | أجل، يقولها الرّجل الذّي يُمكنه القيادة، بينما أنا في العذاب. |
Hayır, değil. Onun dediği hiçbir şeyi dinlemeyin. | Open Subtitles | لا ، ليس كذلك ، لا تصدق أى كلمة مما يقولها |
Ve bunu söylemek zorunda kaldığında düğündeydik, 300 kişinin önündeydik! | Open Subtitles | وعندما أضطر إلي أن يقولها كانت في حفلة زفاف شخص ما وأمام 300 شخص |
Kara şövalye, "Yanımda ol, bu savaşa bir son verebiliriz," der. | Open Subtitles | "انظم لى" يقولها الفارس الاسود "عندها ننهى هذا الخلاف الى الابد" |
bir kere daha söylediğini daha duydum sadece "gülkocası" | Open Subtitles | لقد سمعته يقولها فى وقت آخر أيضاً :فقط قال |
Söylediklerini düşünürsek, ona vurmasam da bizi tutuklatacaktı. | Open Subtitles | طبقاً للتعليقات التي كان يقولها كان من الواضح أنه سوف ينتهي أمرنا هنا لا يهم ما قد حدث سواء ضربته أو لا |
Bence hoş bir kelime. İnsanlar daha sık söylemeli. | Open Subtitles | أظنها تبدو جميلة يجب أن يقولها الناس أكثر |
Bunu bir polisten duydum. - Terminatörler söyler, polis değil. | Open Subtitles | سمعت شرطيا يقولها القاتلون يقولونها وليس الشرطة |
Küçükken böyle derdi. | Open Subtitles | كان معتاد أن يقولها هكذا عندما كان صغيراً |